0.542. 537 86 70

Ders zamanı…

Yapılacak seçimlerin sonucunda 25 Haziran sabahı halkın ciddi bir tepkisi ile AK Parti meclis sıraları, başka bir ustanın, ittifak öğrencilerine devredilecek gibi duruyor.

2018-05-29

Bildiğiniz gibi okullar, fakülteler derslerin anlatıldığı ve gençlerin bunları öğrenerek mezun olduğu kurumlardır. Ancak; bazen hayatta öyle dersler alınır ki, bunu ne bir okulda nede bir fakültenin amfisinde dinlemeniz mümkün değildir. Bu dersleri öğrenebilmek için halkın içinde olmanız, halktan olmanız, onlar gibi düşünmeniz, onlar gibi yaşamanız gerekir.

Derslikler sokaklar, öğretmenleriniz ise halktır.

İşte bu derslere düzenli devam eden öğrenciler, nihayetinde başarıya ve dersi veren öğretmenin, yani halkın, nezdinde teveccühe ve övgüye layık olup; tam ve geçer not alırlar.

Hali hazırda ülkemizin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOGAN; teveccüh ve övgülere fazlası ile layık olmuş; ülkemizin bekası ve refah düzeyi için kişiliği, duruşu, söylemleri ve icraatları ile halkın övgüsünü, girdiği her seçimde vücut buldurmuştur.

Reisi Cumhurumuz siyaset kitaplarına geçecek, uzun yıllar konuşulacak, bir ders anlatmak için şimdi yine sahnede (sandıkta).. Siz öyle bir lider olacaksınız ki, arkanızdan sürüklediğiniz kitleler; sadece sizin varlığınız, söylemleriniz doğrultusunda sizi ve sizi sevenleri koşulsuz şartsız desteklemekten yıllarca vazgeçmeyecekler.

Ancak liderlik; elbette bir takım çalışması ve grup işinin vücut buldurulmasında son söz sahibi olarak, masaya elinizi vurmak, yeri geldiğinde yol göstermek, yeri geldiğinde gerekirse çözüme kavuşturulması gereken konu ne ise, kendiniz bizzat müdahale ederek, o konuyu sorunu çözmekle mümkün…

Belki de bu noktada, aynen sizin gibi başka bir ustanın telkinlerine ve görüşlerine ihtiyaç duyarsınız. Bir ittifak yapıp bu büyük sınava birlikte hazırlanır ve yine geçer not alırsınız.

Bizler bu ve benzeri durumları sürekli gözlemleme fırsatı bulduk.

Bunlardan en acısını da 15 Temmuz gecesi ülke olarak yaşadık.

Sizin büyük liderliğinize sığınmış, çıkarcı kitleler, sizin söylemlerinize sığınarak ve onları çarpıtarak kendi kişisel çıkarlarını ülke menfaatlerinin önüne koydular.

Terör örgütleri ile münazaralar yapıp, sizdenmiş gibi görünüp, aynı fikirdeymişçesine söylemlerde bulunup, yapmaları gereken asli vazifelerini ve görevlerini ihmal ettiler.

Hatta bazen ihanet dahi ettiler.

Büyük liderin gölgesine sığınıp, sandıktan kendi isimlerini çıkardılar…

Halk; meydanlarda, uluslararası platformlarda sizi izledi. Size inandı, çıkarcılar ve/veya menfaatçiler sizin duruşunuza sığınıp, sandıktan çıkıp ahkâm kestiler, boy gösterdiler.

Başları sıkışınca sizi dolaylı olarak hedef göstermekten de geri kalmadılar.

Sizin kurduğunuz ilkeli ve adaletli partinin, bürokrasinin içine bir virüs gibi, bir kanser hücresi gibi sinsice sindiler ve yerleştiler…

Siz öyle bir lidersiniz ki, yukarda bahsedilenleri, söylemekten de çekinmediniz, itiraf ettiniz.

“Yalnız kaldım. Bunlar beni aldattılar” dediniz.

Halkınızdan, öğretmenlerinizden size güvenmelerini istediniz…

Siz liderlik yaparken, aydınlattığınız çizdiğiniz Türkiye hedefleri, onların umurunda dahi değildi. Parti rozetlerinin, parti fotoğraflarının, bastırdıkları bilmem ne başkanı kartvizitinin altında, kişisel ne hesapları varsa onları icra etmek için, sizin ilke ve düşüncelerinizi hiçe sayıp çalıştılar. Ama kendileri için çıkarları için…

Yazı biraz ağır gidiyor… Kızmayın…

Bu yazıya alınanlar olursa onlar da son 15 yılda neler yaptıklarına, memleket için hangi çiviyi çaktıklarına baksınlar. Zaten alınsınlar diye yazıyorum.

Şimdi diyeceksiniz ki sonuç ne olacak?

Yukarda bahsettiğim derse gelelim…

Bu bahsi geçen çıkarcılar öyle kalabalık öyle çoklar ki, siz ne kadar büyük bir lider olursanız olun kendi başınıza ayıklamanız yok etmeniz mümkün değil…

Seçimden önce kadrolarda değişiklik yapılsa idi ki, diğer illerde bulunan arkadaşlarım ile yaptığım münazaralardan çıkardığım sonuç olarak, belli başlı tepki gösterdiğimiz aday listeleri içinde geçerlidir.

Bu çıkarcı grup tıpkı diğer partilerde olduğu gibi tepki istifaları ve sizin liderliğiniz aleyhine çalışmaktan kesinlikle geri durmayacaklardı. Bakacaklardı ki kapılar kapanıyor, bu değirmende taşlar artık onlar için dönmüyor, hemen başka bir su kenarına göç edeceklerdi. Ve olası bir negatif sonuçta bağrım bağrım bağıracaklar “gördünüz mü biz yoksak sende yoksun” diyeceklerdi.

Kadrolar kısmen aynı kaldı.

Halkın tepkisini çeken; 15 yıldır kendi evine çivi çakan gruplar listelerde bir şekilde yer aldı… Artık kalfalık dönemi bitip ustalığa geçen öğrenci dedi ki öğretmenlerine (halkına), atın bunları dersten, çıkarın bizim temiz sınıfımızdan..

Demek istediğim şudur.

Seçimlerin sonucunda 25 Haziran sabahı halkın ciddi bir tepkisi ile AK Parti meclis sıraları, başka bir ustanın, ittifak öğrencilerine devredilecek gibi duruyor.

Halktan aldığı gücü, bu zübükzadeleri temizlemek için halkın önüne getiren adam, liderliği devam edecek diye düşünüyorum. Çok tecrübeli bir usta ile ittifak yapan, bu ülkenin bekası için çalışmaya devem edecek.

Bu sefer iki usta aynı yöne ve birlikte bakıyorlar…

Amma bu zübükler halktan sağlam bir ders alarak, artık zübüklüğün işe yaramadığını görecekler…

24 Haziran sabahına kadar da sizin liderliğiniz için çalışmaya devam edecekler…

İşte gerçekten ustalaşan liderler, arkalarında halkımızın gücü var diyen, halkın gücünü sandıkta göstereceğinin bilincinde olan, zübük temizleme işleminin, yine halk tarafından yapılacağını bilerek seçime gidiyorlar…

Artık sandalyelerin sayısından çok, oturanların kişiliğinin ön plana çıkacağı ikinci bir seçimin de hemen akabinde olacağını düşünmemek elde değil…

2018yılı bitmeden zübüksüz bir meclis için, ikinci bir seçim bizi bekliyor gibi…

Dersi anlayanlar anladı, anlamayana da, ne anlatsan az…

Sepetim