0.542. 537 86 70

Didim Belediyesi’nde tuz kokmuş..

Atalarımız, “Et kokunca tuzlarsın ama tuz kokunca yapacak bir şey yok” demişler. Tam da bu günkü Didim Belediyesi yönetimini anlatmışlar.

2022-03-21

Piyasada Belediye Başkanı olarak dolaşan zatı muhteremin diline doladığı üç beş slogandan başka ne bildiği bir şey var, ne de yönettiğini sandığı belediyede dönen dolaplardan haberi var.

Peki, temsil ettiğini iddia ettiği partinin ilçe yönetiminden bu konuda ses var mı derseniz.

Daha dün otobüslerini taşladıkları partiye Truva Atı ile girmiş işgalci askerlerden farkları olmadıkları için, gık dersek yerimiz belli olacak korkusu ile araziye kamufle olmuş durumdalar.

Biz ne başkanı, ne de parti yöneticilerini uykularından uyandırmadan tatlı tatlı ninni eşliğinde sevgili okurlarımıza bir kaç not düşelim.

Son yerel seçimlerde önce meclis üyesi, sonra başkan yardımcısı olan Zeynel ŞENER, bulunduğu her platformda, “Ben gizli ittifakın HDP kontenjanından seçildim, o yüzden CHP beni bağlamaz” tarzında söylemlerde bulunuyor ama rüşveti CHP'li belediyenin onayından geçen işlerden aldığı iddiaları ayyuka çıkmış durumda.

Kafamıza takılan soru şu:

“Aldığı rüşvetlerden çarkın diğer üyelerini de faydalandırıyor mu, yoksa tek başına mı malı götürüyor?”

Lafa gelince haktan-hukuktan bahseden bu muhterem, iş belediyeye personel alımına gelince gerçek partililerin zorlayıp giremediği belediyeye, kendi kızını arka kapıdan belediyede işe sokmayı biliyor.

Kokmuş tuzun bir diğer ilginç şahsiyeti de başkan yardımcısı Yusuf DEVECİ.

İşe bakın ki, MHP'den Akyeniköy Belediye Başkanlığı yapmış bu çakma CHP'linin en yakın çalışma arkadaşları, Didim Belediyesi’ne çökmüş, biri HDP'li Zeynel ŞENER diğeri Ali İhsan COŞKUN.

Bu MHP'li arkadaş da tıpkı HDP'li dostu gibi gerçek partili gençleri göz ardı edip, seçim bölgesi Akyeniköy'ün ne kadar vasıfsızı varsa Didim Belediyesi’ne doldurmuş durumda.

Şimdi bu durumu Belediye Başkanı Ahmet Deniz ATABAY'a sorsanız ne cevap alırsınız?

Mecburen haberim var diyecek.

Peki böylesi bir rezalet karşısında partinin ilçe yönetimi ne yapıyor derseniz.

Tek onurlu kişi, bu duruma isyan edip istifa eden Kadın Kolları Başkanı oldu. Burada diğerlerine onursuz demek istemiyoruz. Tabi ki onurları vardır, sadece gösteremiyorlar, gizli şeker gibi bir durum var ama tahlillerde çıkmıyor.

Gelelim Atabay’ın şu meşhur su faturası sildirme işlerine..

Makama oturduğunda ilk icraatı kendi otellerine ait su faturalarını sistemden sildirmek oldu. Şikayet üzerine olay ortaya çıkınca Didim Cumhuriyet Başsavcılığı konu hakkında soruşturma açtı. Bu soruşturma 12 savcı değiştirdi, tam 7 yıldır sürüyor fakat Savcılık bir türlü soruşturmayı kovuşturmaya dönüştürmüyor.

Didim Savcılığı’na sormak istiyoruz..

Bu soruşturma neden tamamlanmıyor ve kovuşturmaya dönüştürülmüyor?

Atabay’ın bir de soruşturması bir türlü tamamlanmayan “Toplu Tecavüz” iddiası dosyası var. Didim’deki Adalet işleyinde “Kadının beyanı esastır” ilkesi göz ardı edilerek bu soruşturma adeta ipe un serilerek yürütülüyor. Didim Savcılığı iddialar önce “Kovuşturmaya yer yoktur” kararı veriyor. Ancak mağdure bayanın avukatı Söke Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz ediyor ve karar bozularak iddialara isimleri karışan kişilerin Ağır Ceza’da yargılanabilmeleri için dosyadaki eksiklerin tamamlanması istenerek yeniden Didim Savcılığı’na gönderiliyor. Bu dosya Söke’den Didim’e gönderileli yaklaşık bir yıl oldu.

Her ne hikmetse bu dosyada sürüncemede bırakılıyor..

Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay hakkında açılan soruşturmalar Didim Savcılığında kaplumbağa hızı ile yürütülürken maalesef ki aynı savcılık Ahmet Deniz Atabay’ın bizlerin yazdığı yazılar hakkında yaptığı şikayetler üzerine “İVEDİ” damgası basılarak anında işleme konuluyor.

Başta kaçak yapılar olmak üzere yazılacak öyle çok şey var ki bizler Didim’deki bu usulsüzlüklere inanın yetişemiyoruz. Örneğin Atabay, bir yandan mahkeme kararını tanımadan bir oteli yıkıma gidiyor ve yıkıyor diğer yandan kendi yandaşlarına ait yıkılması gereken yerleri yıkmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Hatta devlet kurumlarını bile “YIKTIK” diye kandırdığı öne sürülüyor.

Bu arada başta Aydın Valiliği, Didim Savcılığı olmak üzere devletin diğer kurumları ne yapıyor?

Kocaman bir HİÇ..

Bir de hani Atabay ve şürekaları bir gece Kaymakamlık konutu basmıştı ya.. İşte bu kaymakamlık konutu baskını için Didim Cumhuriyet Başsavcılığı açılan soruşturmaya “Kovuşturmaya yer yoktur” kararı verilmiş iyi mi.. Bunu da nereden öğrendik derseniz, hakkımızda açılan bir davadan.

Didim Belediye Başkanı Yusuf DEVECİ hakkında daha yazacaklarımızvar. Konu detaylı.. Bunu şimdi beklemeye alarak şu konuya bir kez daha değinelim.

Konumuz Atabay’ın gözdesi Sevinç KARATAŞ ve Ali İhsan COŞKUN.

Edi ile Büdü, Zeki ile Metin, Lorel ile Hardi, gibi her dakika birlikte olan bu ikilinin gazeteci Arif ÇOLAK'a Denizli ilinde uğradığı saldırı girişimi ile ilgili SANIK durumunda olduğu bilgisi bizlere kadar ulaştı.

Gelin görün ki, ilk ifadesinde Arif ÇOLAK'ı tanımadığını söyleyen Sevinç KARATAŞ, mahkemede tanıdığını belirtmiş. Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar sözünü bile tersten uygulamış hanımefendi.

Ali İhsan COŞKUN da benzer şekilde karakol ve mahkeme arasında ifade değişikliğine gitmiş.

Adaleti yanıltmayı, partililerine ve Didim halkına doğruları söylemeyen ya da getirttikleri yalaka gazetecilere masaldan demeç vermekle karıştıran bu ikiliyi önümüzdeki süreçte zor günler bekliyor.

Daha önce “NİTELİKLİ DOLANDIRICILIKTAN” hapis cezası alıp, şartlı tahliye ile dışarıda olan Ali İhsan COŞKUN'u, demir parmaklıklar ardına girme korkusunun stresi almış durumda.

Didim Belediyesi’nin önünden geçemediği bir diğer kaçak yapı da, Meclis üyesi Kerim KÜSMEZ'in Tuntaş Otel yanındaki inşaatı. Hatta bu konuda risk alarak, devletin kurumlarına yanlış bilgi vererek kandıracak kadar ileri giden Ahmet Deniz Atabay ve avanesi için de Didim’de Adaletin o suskun çanları bir gün elbet çalacak.

Cengiz KIZILDAĞ, Gül ÜLKER ve diğerleri, sizler de bir başka yazımızın konusu olacaksınız.

Size bu gün yer kalmadı diye üzülmeyin hemi.

Saygılarımızla..

AYDIN ŞAFAK

Sepetim