0.542. 537 86 70

Domino etkisi…

Önümüzdeki günlerde özellikle “Hizmet Sektöründe” ve “Küçük Esnafta” ciddi sıkıntılar yaşanacak...

2020-04-27

Ekonomide birbirine bağlı işlerden birinin aksamasıyla, ötekilerin de etkilenmesi olayına domino etkisi denir.

Basit bir örnek verelim;

Nüfusu 15-20 bin aralığında ilçelerimizin sayısı yaklaşık 400 tanedir.

Bunların tamamında sanayi kuruluşu sayılabilecek, sadece “Küçük Sanayi Siteleri” vardır.

Oto-Traktör tamircileri – Marangozlar – Keresteciler - Oto parçacıları - Boya ve inşaat malzemesi satıcıları gibi esnaflarımız buralarda çalışır.

Hem ailelerinin geçimlerini sağlarlar, hem de her dükkânda 2-3 kişi çalıştırırlar. Üstüne bir de devlete vergi verirler.

Bunların müşterilerinin çoğunluğu, o ilçenin köylerinde tarımla – hayvancılıkla - ziraatla uğraşan çiftçilerimizdir.

Ülke ekonomisini yönetenler tarımda üretmek, üreticiyi desteklemek, tarım ürünlerinde kendi kendine yetmek yerine “Nasılsa dışardan daha ucuza satın alırım” deyip ithalat ekonomisi uygularlarsa, belli bir süre öyle bir domino etkisi yaratırlar ki, çok sayıda meslek - kuruluş - kişi ve sonuçta ülke ekonomisi büyük zarar görür.

Köyde yaşayan vatandaşlarımız geçimlerini temin etmede zorlanınca zorunlu olarak masraflarını kısmayı, en azından ötelemeyi düşünecekler, traktörünün tamirini, lastiklerini yenilemeyi, çocuğunu evlendirmeyi gelecek seneye bırakacaktır.

Bir müddet sonra köyden şehre göç artacaktır. Sanayileşmeyi gerçekleştirmeden, tarımdaki nüfusu göç yoluyla azalttığınızı zannederseniz, işsizi, köyden şehre taşımış olursunuz.
Önümüzdeki günlerde özellikle “Hizmet Sektöründe” ve “Küçük Esnafta” ciddi sıkıntılar yaşanacak.

Ulaşım sektörü, İletişim sektörü, Eğitim sektöründe daralma ve işsizlik göreceğiz. Özellikle işsiz kalan ebeveynler çocuklarını özel okullardan alıp, devletin okullarına yazdıracaklar.
Sağlık sektöründe, özellikle özel hastanelerde hem yurtdışından (Saç ekimi – Estetik - Büyük Operasyonlar için) geliş olmayacak, işsiz kalanlarımızın sigorta primleri yatırılmadığı için önemli sıkıntılar, iflaslar yaşanacak.

Turizm’de en kötü yılımızı yaşayacağız. Otel çalışanları, Restoran –Kafe - Eğlence yerleri, eleman çıkaracaklar. Yat Turizmi en alt seviyede olacak.

Tekstil gibi emek - yoğun sektörlerde, insanlar harcamalarını kısacakları için işler duracak.

Bu işsizlik demektir.

İçişleri Bakanlığı, Türkiye’de yaklaşık 1 milyon kişiye “Özel Güvenlikçi” kartı dağıttı. Gerek AVM’lerin kapatılması, gerek üretimin yavaşlaması nedeniyle, bu çocukların çoğu işsiz kalacak!

Değerli Okurlar;
Bu yazılanları bizler birebir çevremizde yaşıyoruz. Görmek için ekonomist olmaya gerek yok!

Yüreğinde bir parça insaf, merhamet taşıyanlar bu acıyı hissederler.

Peki, Devlet hangi günler için var?

Tam da bu gibi kriz dönemleri için var.

Ülkeyi yönetenler “Sadaka Kültürü” ile yetişmiş, sadaka ile beslenmiş olabilirler.

Fakat devletimizin olanakları yine bizler tarafından yaratılmaktadır.

Badem yönetiminde bu sıkıntılı günler için bir planlama, bir hazırlık, bir çalışma gören var mı? Arada bir, tüm özelliği damat olmak olan çocuk saçma sapan konuşuyor, o kadar.

Damadın dediğine göre Türkiye bu yıl % 5 büyüyecekmiş!

Dünya ekonomisinin 2020’de % 3,9, Almanya’nın % 3,5 küçüleceği bir ortamda bizim büyüyeceğimizi söylemek için insanın Saray’da yaşaması gerekiyormuş!

Ekonomi emirle yürümez! Ekonomik faktörler sizin Merkez Bankası Başkanınız gibi değildir ki, emredin para bassın, emredin dediğiniz yere versin!

Hatırlar mısınız? Dönemin Başbakanı oğluna telefonda, alacakları rüşvetin sadece 10 milyon avrosunu getiren kişi için ne demişti? “Sakın alma, nasıl herkes tamamını getiriyorsa o da getirecek. Yakında kucağa oturacaklar, nasılsa!”

Bu kafa mı işsiz insanların, fakir fukaranın derdini düşünecek?

Yalnız kimse unutmamalı ki; “Aç adam duvarı deler, yine istediğini alır!”

O zaman ne Saray’da, ne villalarında kimse rahat oturamaz.

Gelirler ve alırlar. Sadece paralarınızı mı?

Sağlık ve başarı dileklerimle.. 27 Nisan 2020

Not: Rifat Serdaroğlu’nun sosyal medya hesabından alınmıştır.

Sepetim