Karamollaoğlu: “Sorunların çözüm yeri Millî Görüş’tür..”

Milli Gazete’den Ahmet Sesli’nin haberine göre: Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin ‘İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’nda gündemin öne çıkan konu başlıkları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Önümüzdeki sene sonu itibarıyla ülkenin seçim atmosferine gireceğini belirten Karamollaoğlu, “Bu ülkenin problemlerini ancak Millî Görüşçüler çözer. Bunu boş bir iddia olarak söylemiyorum. Yaklaşım tarzımız çok net. Biz itibar kazanmak için siyaset yapmıyoruz. Bizim tek hedefimiz var, hem ülkemizde hem de dünyada barış ve huzur ideali için siyaset yapıyoruz. 50 yıldır bunun için mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“SİYASETİN DİLİ ÜLKEYİ KUTUPLAŞTIRIYOR”

Ülkemizdeki siyaset dilinin giderek kutuplaştırıcı bir hal aldığını ve bunu endişe ile takip ettiklerini ifade eden Karamollaoğlu, “Aynı ülkede yaşamamıza rağmen siyasi partiler arasında maalesef istenmeyen bir gerginlik var. Başta liderler olmak üzere parti yöneticileri birbirlerine hitap ederken, akla hayale gelmeyecek ifadeleri kullanıyorlar. Bu ülke hepimizin. Bu ülke gelecekteki nesillere sağlam bir şekilde devredilmezse huzur içinde yaşanabilecek bir ülke olmaktan çıkar. Ne yapıp edip ülkede iç barışı sağlamaya mecburuz” dedi.

“SORUNLARIN ÇÖZÜM YERİ MİLLÎ GÖRÜŞ’TÜR”

Önümüzdeki sene sonu itibarıyla ülkenin seçim atmosferine gireceğini belirten Karamollaoğlu, “Bu ülkenin problemlerinin ancak Millî Görüş’çüler çözer. Bunu boş bir iddia olarak söylemiyorum. Yaklaşım tarzımız çok net. Biz itibar kazanmak için siyaset yapmıyoruz. Bizim tek hedefimiz hem ülkemizde hem de dünyada barış ve huzur ideali için siyaset yapıyoruz. 50 yıldır bunun için mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“İKTİDAR, SORUNLARI GÖRMEZDEN GELİYOR”

Ülkede her alanda bir keşmekeş ve sorun yaşandığını ancak iktidarın bunu görmezden geldiğini vurgulayan Karamollaoğlu, “İktidara göre ise ülkemizde hiçbir sorun yok. Ama kendi fikirlerine karşı çıkan insanlara ise hakaret etmekten geri durmuyorlar. İktidara kalırsa ülkemizde geçim derdi yok. Ama açız diyenin sesini kesme yoluna başvuruyorlar. İşsizlik diye bir problemi yok sayıyorlar. Ancak artan işsizlik oranlarını düşük göstermek için çabalıyorlar” dedi.

“AÇLIK SINIRINI ESAS ALAN ÜCRET FAYDA GETİRMEZ”

Vatandaşın ana gündem maddesinin de geçim derdi olduğunu söyleyerek sözlerine devam eden Karamollaoğlu, yaklaşan asgari ücret görüşmeleri ile ilgili de önemli değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, “Açlık sınırını esas alan bir görüşmeden hayır çıkması mümkün değil. Çünkü çalışanların emek verdikten sonra kendi geçimlerini sağlayacak bir ücrete sahip olmaları gerekir. Ama bu görüşmelerdeki anlayış sadece ‘karnını doyururum gerisine karışmam’ şeklinde oluyor. Bu tablonun değişmesi gerekir” şeklinde konuştu.

“SOFRAMIZDAKİ ÜRÜNLERİ İTHAL EDİYORUZ”

Ekonomik sorunların tarım alanında da büyük problemlere neden olduğunu belirten Karamollaoğlu, “Tarım alanlarımızın yüzde 12’si, 13’ü ekilemiyor. Ama Tarım Bakanı tarımı güllük gülistanlık olarak görüyor. Allah akıl fikir versin. Bugün soframıza gelen her ürünü ithal ediyoruz. Hâlbuki Türkiye’nin tarımda yapacağı ihracat, ithalatın çok çok üstünde olması gerekir. Biz gıdada dışarı bağlı olamayız. Bu hem ekonomimize hem de sağlımıza zarar. GDO’lu gıdalar ile ilgili birçok iddia var ki bunların biri bile gerçek olsa istikbalimiz perişan hale gelir” değerlendirmesinde bulundu.

“MİLLİ GELİR ADİL DAĞITILMALI”

Ülkenin acilen ekonomide tüketen zihniyetten kurtulup üreterek kalkınan bir ekonomik zihniyet ile politikalar geliştirmesi değerlendirmesinde bulunan Karamollaoğlu, “Kalkınma istiyorsak üretim şart. Üretim olmadan zenginleşmenin önemi yoktur. Ancak bu zenginlik ve kalkınmada milli gelirin adil dağıtılması da sağlanmalıdır. Ülkenin bir bölümü parasını neye harcayacağını bilemezken bir bölümü karnını doyuruyorsa burada adaletten söz edemeyiz” diye konuştu.

Karamollaoğlu, yaklaşan asgari ücret görüşmeleri ile ilgili olarak, “Açlık sınırını esas alan bir görüşmeden hayır çıkması mümkün değil. Çünkü çalışanların emek verdikten sonra kendi geçimlerini sağlayacak bir ücrete sahip olmaları gerekir. Ama bu görüşmelerdeki anlayış sadece ‘karnını doyururum gerisine karışmam’ şeklinde oluyor. Bu tablonun değişmesi gerekir” dedi.

Okunma sayısı: 7.897