0.542. 537 86 70

Adam zaten kaçacaktı…

2022-11-22

  • Atalar, “Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir” demişler. Bu söz, Nazilli Belediye Başkanı Kürşad Engin Özcan'ın durumunu da özetliyor. Yıllardır, “AK Parti'ye geçiyor” iddialarına açık ve kararlı şekilde, “Hayır partimdeyim. Çizgim belli” diyemeyen bir isim.
  • Bakın şu haber linkine. Yalçın Yıldırım 2 yılı aşkın süre önce, 7 Ekim 2020 tarihinde vermiş haberi. https://www.aydinsafak.com/kursat-engin-ozcan-ak-parti-ye-mi-geciyor-h4017.htm

Kürşad Özcan, sadece bana göre değil, toplumun genel kesimi tarafından siyasette ilkesiz, sadece kendine oynayan, mülayim görüntüsünün arkasında baskıcı ve her şeye hükmetmeye çalışan bir siyasi düşünce sahibi olarak tanınıyor.

Yıllardır süren bu tutumunu bazıları fırsatçılık olarak tanımlasa da, bana göre ilkesizlik, tutarsızlık, oturmuş bir siyasi kimlik ve kişilik sahibi olmayışından kaynaklanıyor. Geldiği günden bu yana ikili oynuyor. Millet İttifakı safından seçildi, Cumhur İttifakı'nın AK Parti kanadıyla hep el altı, el üstü doğrudan temaslarda bulundu. Siyasi kılıf hazırlama uzmanı olur aslında kendileri.

Yıllardır kendisine sorulan, “AK Parti'ye mi geçiyorsunuz?” sorularına net tavır koymadı, “Partimin çizgisinde ve emrindeyim” demedi, diyemedi. Bunları yaparken de, “Ben tarafsızım ve Nazilli'nin çıkarlarını düşünüyorum” kılıfına sığındı. Mülayim görünüşü arkasına saklandığı baskıcı tutumlarıyla, “Uzlaşmacılık” mazeretine sığınmaya kalkıştı.

Dünkü yazımda belirttiğim gibi yanlışlarını kendisine söyleyen kim varsa fonladığı medya eliyle onlara bel altı, bel üstü her vuruşu yaptı, kendisine biat etmeyenleri, siyasi kölelik yapmayanları açık şekilde toplumda itibarsızlaştırma operasyonları yaparken, kendisine tam sadakatle bağlı olmayı uzlaşmacılık kılıfıyla kamufle etmeye çalıştı.

Elini attığı her yer, Nazilli Belediye Spor, Ör-Kop dahil, bu işlerden payını aldı. Aynı zamanda ikili oynamayı, ittifaklara karşı bildiğiniz şantaj unsuru haline getirdi. Millet İttifakı'na ve İYİ Parti'ye dönüp, “AK Parti'ye kaçarım haaa” sopasını gösterdi. Cumhur İttifakı'na dönüp, “Bekleyin istediğim düzeni kurayım, size geleceğim” tavırlarını sergiledi. En çok zulmü de, rozetini aktığı İYİ Parti üyeleri ve teşkilatlarına yaptı.

İl ve İlçe Yönetimlerinde siyasi suikastlerin mimarı oldu. Bunu da kendisi dile getirdi, bizler de yazdık. Millet İttifakı'ndan gözüküp Cumhur ittifakı medyasına paralar yağdırdı, başta İYİ Partililer siyasi linçlere imza attı. Kaçışından önce son yaptığı toplantıda, bütün herşey açıkça ortaya çıktı. Cumhur ittifakı desteçisi medya mensuplarına, İYİ Parti'de hedef bellediği isimler hakkında, “Şöyle uçkur işleri var, böyle uçkur işleri var. Bizim elimizde delilleri var. İsterseniz size verebiliriz. Partiden bu isimleri atacak mısınız? Biz rica üzerine susuyoruz” şeklinde sorular sordurdu. Soruyu soran gazeteci kendi uçkuruna bakmadan ahlaksızca ve meslek etiğine sığmayacak bu soruyu her ay yüklüce reklam parası ile fonlandığı için sormaktan çekinmedi.

Bu soru var ya bu soru, hem medya utancıdır, hem de Kürşad Özcan'ın ne olduğunun ispatıdır.

Soruyorum herkese; “Bizim elimizde deliller var. Rica üzerine yayınlamıyoruz” demek, ne anlama gelir. Burada tehdit var, şantaj var, kurulan siyasi kumpaslar var, kısaca herşeyin itirafı. Medya mensupları elinde olan varsa versinler. Elimizde haa, deyip vermemek, tehdit ve şantaj unsurlarını ifade eder. Rica üzerine vermiyoruz demek, kendilerini fonlayan Kürşad Özcan'ın olduğunun açık beyanıdır. O soruların bizzat Kürşad Özcan tarafından sorudurulduğunun da kanıtıdır. Daha neyi tartışıyoruz. Neresinden baksanız medya skandalı, neresinden tutsanız Kürşad Özcan'ın izlediği siyasi kokuşmuşluk politikası...

O yetmedi hesapta Millet İttifakı destekçisi medya mensuplarına yine İYİ Partililer hakkında, yine belaltı yazılar yazdırdı. Yazıları yazdırdığı medya kuruluşu ise AKP’ye yakınlığı ile bilinen bir gazete. Yetmedi kendisi ona buna bizzat medya önünde karı-kız muhabbeti yaptı. Töresiz, ilkesiz, ahlak dışı açıklamalarıyla hem kendi siyasi ilkesizliğini hem de içinde bulunduğu psikolojik çöküşü ortaya koydu.

Aklı başında insanların yapacağı açıklamalar mıydı onlar?

Kimseden utanmadın, kapı kapı gezen, ayakları su tıoplayan, her fedakarlığa katlanan İYİ Partili kadınlardan da mı utanmadın?

Hadi siyasette utanman kalmamış da, o lekelediğin isimlerin hepsini sen destekleyip partide yönetim kadrolarına gelmeleri için koşturdun. Demek ki Kürşad Özcan isimli şahsa biat edereniz namus abidesi oluyorsunuz etmezseniz namussuz... İşte Kürşad efendinin namus anlayışı da bu...

Şimdi sizlere bir şey anlatayım da, artık duvara mı tükürürsünüz, bu şahsın posterine mi höykürürsünüz, size kalmış. O basın toplantısında gayri ahlakilikle suçladıkları var ya, hah işte onlara önceden haber salıyor. “Beni arasınlar telefon elimde” diyor. Yani kendisine göre partisini dizayn etmek istiyor. Aranmayınca telefonunu beklediği insanlar bir anda namus yoksunu oldular iyi mi?

Aslında o insanlarla da fikir ayrılıkları, eskiye dayanıyor. Kürşad Efendi gidiyor, AK Partili bir isme, İYİ Parti listelerinden ikinci sıra vekillik sözü veriyor. Tabi o isimler de, “İlçe Teşkilatımız, İl Yönetimimiz, Genel Merkeezimiz, Genel Başkanımız var. Onara sormadan, danışmadan nasıl böyle bir teklifte bulunuyorsunuz” deyince kıyamet kopuyor. Sonrasında Nazilli İyi Parti’de bir yılda üç başkan ve yönetim değişti, gelenler gelirken namusluydu, giderken Kürşad Özcan'a göre namus yoksunu ilan edildiler. Bu olayları da, karı-kız kılıfı ardına sakladı, kılıf bulma uzmanı muhterem...

Yeter mi bu şahsın icraatları... Adı Mastaura Antik Kenti kazılarında tarihi eser kaçakçılığı operasyonunda anıldı, haber üzerine haber çakıldı, çıkıp tek cevap veremedi. Partisi içindeki siyasi suikastlerinde sürekli şantaj mekanizmasını çalıştırdı. Parti merkezine sürekli, “Ben ikinci büyük belediye başkanıyım. Bakın haaa istediklerim olmazsa kaçarım” türünden havalara girdi. Parti yönetimleri ve yöneticileri hakkında dosyalar oluşturdu, yalan beyancı tanıklar buldu, görevden almalar ve partiden ihraçlarda başrol oynadı. Kendisi ve bazı belediye çalışanları hakkındaki dosya ayrılıp Nazilli Adliyesi'ne gönderildi, zaten ilk oradan sıkıştı.

NAZİLLİ İL OLACAK KILIFI, AYDIN’I ALAMAZSAK BÖLERİZ MANTIĞI

Kürşad Özcan bilerek ve isteyerek kendi partisine karşı saldırgan ve belaltı vuruşları kasıtlı şekilde yaptı. Kaçmak için bahane gerekiyordu, onu yaratmak için çabaladı. İYİ Parti kadroları buna fırsat vermemek için ne kadar iyi niyetli davransalar da, adam kafaya koymuş kaçacak, tutmak için çaba sarf etmek gerekmezdi.

Yahu kardeşim partisinin genel merkezine “kaçarım bak” şeklinde siyasi şantaj kokan tavırlarda bulunan, adı tarihi eser kaçakçılığı haberlerinde yer almış, partisi içinde sürekli siyasi kumpaslarda adı geçen birini İYİ Parti gibi ilkeli ve dürüst kadroların yer aldığı partide tutsanız ne olur tutmasanız ne olur.

Bana kalsa çoktan bunun eylemleri ve hakkındaki haberler dosyalanıp, İYİ Parti Genel Merkezi ihraç süreci başlatmalıydı. Şahıs bırakın İYİ Parti İlkeleri, insanlık erdemleriyle uzaktan yakından ilişkisi yok ki, basın açıkalaması bile kendi söylemiyle karı-kız muhabbetinden ibaret...

Telefonları açmaz, ne vatandaş ne başka siyasileri adam yerine koymaz, belediye başkanı olduğu ilçede hizmet üretmez, tarihi eser kaçakçılığı haberlerinde manşet, siyasi kumpaslarda ana aktör, gittiği her yer kaos-karmaşa, böyle biri için insan kendini paralar mı... O zaten kaçacaktı, kılıf hazırlama telaşındaydı... Baksanıza tezgah önceden kurulmuş. İstifa süreciyle parti değiştirme süreci, İYİ Parti'nin tam meclis gurup toplantısı gününe denk getirilmiş. Burada kim ne yapsın... İYİ parti için daha İYİ ya... Şimdi AK Parti uğraşsın... Elinin altında İYİ Partililere yaptığı gibi dosya dosya fişlemelerle orayı da allak bullak eder...

İYİ Parti'de geleceği kalmadığını görünce, uzun süredir bir “Nazilli İl olacak” kılıfı uyduruldu. Kaçışa mazeret, halka beyanat gerek. Şimdi çıkacak, “Ben Nazilli İl olsun diye yaptım” diyecek, millet de sanki yiyecek.

Bakın güzel kardeşlerim. Nazilli Belediyesi hiç bir zaman iktidar baskısı altında kalmadı. Buna rağmen göreve gelirken verdiği sözlerden yüzde onunu dahi yerine getiremedi. Nazilli'ye neredeyse çivi çakmadı. Gündemini sadece kendi şahsi çıkarları üzerine oturttu. Siyasi operasyonlarını buna göre yaptı. Dediğim gibi en çok zulmü de İYİ Partililere reva gördü.

Neymiş Nazilli'ye Ödemiş-Beydağ falan bağlanacakmış, İl olacakmış. Bu muhabbet iktidarın oy avcılığı için sürekli gündemde tuttuğu bir siyasi operasyon. Böyle il olacak diye adı geçen yüzün üzerinde ilçe mevcut. Hatta bazıları üç yüz bin, bazıları beş yüz bin, bazılarının nüfusu bir milyona yakın. AK Parti bildiğiniz burada da ayağına sıkacak. Büyükşehir Yasasını her yeri sap sarı yapmak yani bütün BŞB’leri AK Partili yapmak planı üzerine kurdular, sonuç hezimet oldu. Bu İl muhabbeti de ellerinde patlayacak.

Hadi sorun bakalım Köşk-Sultanhisar-Yenipazar'a... Nereye bağlanmak isterler. Aydın mı, Nazilli mi? Şehirler hep batıya büyür. Çünkü eğitim, sermaye ve refah, sürekli deniz dahil ulaşım kolayllığına sahip alanlardadır. Dünyanın değişmez gerçeği budur. Nazilli'yi il yapsanız ne olur yapmasanız ne olur. Denizli-Aydın arasına sıkışmış, bir köy kentten ibaret kalır. Kaldı ki Denizli arada böyle bir tampon bölge ister mi? Aydın ile her anlamda doğrudan bağları çok güçlü bir kardeş şehir. Onların tepkisi oya nasıl yansır. Orasını da AK Parti düşünsün... Hele hele Kürşad Özcan gibi hizmet yerine siyasi operasyonlarla, karı-kız muhabbetleriyle gündemde olan bir şahısla, hayırlı işler, bol hezimetler dileriz AK Partililere... Aydın'ı alamazsak böleriz mantığıyla yola çıktınız da halka sordunuz mu bölünmeyi isteyip istemediğini. Elbet ödersiniz bu hesapsızlığın bedelini.

ASIL GOLÜ MHP YEDİ

Gelelim mi şimdi AK Parti Aydın'da ortakları MHP’ye nasıl kazık atmış oldu.

Malum MHP yıllar boyu, özellikle Haluk Alıcık döneminde MHP'nin kalesi durumundaydı. MHP tabanı güçlü olduğu Nazilli'de, Kürşad Özcan'ı hayatta kabullenmez. Kabulleniyor görünse bile bilin el altından huzur vermez. Talep üstüne taleplerle gider, Kürşad Özcan telefonu bile açmayan adam, onlara mı pas verecek. İşin bu yanından bakarsak, Nazilli'de AK Parti başına hayli iş açacak gibi...

Zaten MHP ortaklığın devamı halinde orasını hayatta AK Parti'ye vermez. Alamazsa da MHP tabanı oy vermez... Alın sizlere her ucu pasaklı deynek.

İYİ partililer ve Millet İttifakı boşuna üzülmesin... Daha deve kesip bayram etsinler. Yıllardır sadece kendi partisi ve partililerini ezmeyi meslek edinmiş, halka hizmet yerine her icraatı eziyete dönüşen isimlerin kaybı, aslında kazançtır. Burada hiç kimsenin suçu yoktur. Herkes elinden geleni yaptı.

ADAM ZATEN KAÇACAKTI

Ne kadar erken gitti, o kadar İYİ oldu. Kürşad Özcan siyasi anlamda içten pazarlıklı çıktıysa, elbet her türlü cefaya, baskıya rağmen onu seçtirmek adına çaba gösteren her vatandaşın ahı, Kürşad Özcan ile betaber olacaktır. Bu saatten sonra Kürşad Özcan Aydın'da Cumhur ittifakının başlıca sorunu demektir. Bırakın alanlar düşünsün. İYİ Parti de o kadar değerli isimler var ki, bir kaç ay içinde Kürşad Özcan'ın esamesi okunmaz. Parti onun provokatif tutumundan kurtulduğu için çok çabuk büyür...

ADAMIN DİBİ AYTEKİN KAYA

Herkes Kürşad Özcan hakkında konuşurken, siyasette dik duruşun timsali, adamın dibi Aytekin Kaya'dan örnek bir paylaşım geldi. Hakkında çıkan, “AK Parti'ye geçiyor” babındaki temelsiz iddia ve haberlere kısa ve net cevap veren Aytekin Kaya, İYİ Parti lideri Meral Akşener ile olan resmini paylaştı ve, “Yerimiz belli. Soranlara ya da arkamızdan konuşanlara cevabımızdır. Sıkıntı yok. Hizmete devam” vurgusunu yaptı. Adamın dibi Aytekin Kaya, Kaya gibi durdu.

Ne diyelim siyasette omurga denen kavramdan yoksun olanlar utansın...

Sepetim