Hayal kırıklığı yaşayanlar, yaşatanlar…
GENEL
Toplumda; kırgınlar, dargınlar, küskünler artıyor. İnandığın güvendiğin çok yakınında olanlarca arkadan hançerlenirsin…
<p><strong>Adaletli olduğuna inandığın insanlardan beklemediğin adaletsizlik görürsün.</strong></p>
<p><strong>Haklı olduğuna bildiğin halde haksızlığa maruz kalırsın.</strong></p>
<p><strong>Samimi arkadaşınızın bir hareket sizi incitebilir ve üzebilir.</strong> </p>
<p><strong>Öğretmeniniz</strong> yaptığınız ödevi beğenmemiştir ve sizi sınıftaki arkadaşlarınızın önünde azarlayabilir.</p>
<p><strong>Anneniz, babanız veya kardeşleriniz</strong> sizin yapılmasını beğenmediğiniz bir hareketi size yapabilirler ve sizin kalbinizi kırabilirler.</p>
<p>Bu şekilde ki <strong>olayları </strong>istediğiniz kadar artırabilirsiniz…</p>
<p>Size yanlış yapanlara kızarsınız. Belki siz de onlara <strong>aynı hareketi</strong> yapmak istersiniz.</p>
<p>Ama en azından kalbinizde ki kırgınlık sebebiyle onlara darılır, küsersiniz.</p>
<p>Var mı böyle kendisine <strong>küstüğünüz</strong> insanlar?</p>
<p>Onları görünce kendilerine selam vermiyor, konuşmuyor musunuz?</p>
<p>Peki, bu şekilde davranışınız ne kadar sürecektir, hiç düşündünüz mü?</p>
<p>Belki onlar, ellerinde olmadan size böyle bir söz söylemiş veya böyle bir harekette bulunmuşlardır? Ne biliyorsunuz?</p>
<p>Veya onlar yaptıkları şeyin sizin iyiliğinize olacağını zannetmişlerdir ama siz o harekete kırılmışsınızdır, olamaz mı yani? O halde…</p>
<p><strong>Güzel iki düşüncenin ters hareketleri</strong></p>
<p>Bir <strong>hikaye:</strong></p>
<p>Bir yolcu atı ile birlikte yolculuk yaparken, su içebileceği, elini yüzünü yıkayabileceği ve bir müddet oturup dinlenebileceği bir subaşına gelir.</p>
<p>Atını bağlayacağı, terden ıslanan elbiselerini kurutabileceği bir askılık yer arar, fakat bulmaz. Kendi kendine;</p>
<p>“Burası, niçin bir yolcunu ihtiyaçları için hazırlanmamış, acaba?” diye düşünür.</p>
<p>Hemen yakında ki bir ağaçtan ucu çatallı bir dal keser, diğer ucunu sivrilterek onu bir kazık haline getirir ve subaşında uygun bir yere çakar.</p>
<p>“Gelen geçen yolcular buraya hayvanlarını bağlasınlar” der ve biraz dinlendikten sonra oradan ayrılır.</p>
<p>Aradan bir müddet zaman geçer. Aynı subaşına bu sefer bir başka yolcu gelir. Su içmek için suyun kaynağına yönelmişken, bir evvelki yolcunun çaktığı kazığı görmez. Ayağı kazığa takılır ve düşer.</p>
<p>Yere düşünce canı yanan adam;</p>
<p>“Bu kazığı da buraya kim çakmış? Ben düştüm ama başkaları da düşebilir” diye düşünerek kazığı oradan söker ve uzak bir yere atar.</p>
<p><strong>Gördünüz mü sevgili okuyucular,</strong></p>
<p>Her iki yolcu da iyi ve güzel duygularla birbirlerine ters iki hareket yaptılar.</p>
<p>Biri oraya kazık çaktı, diğeri de onu oradan sökerek attı.</p>
<p>Her iki insan da böyle güzel düşüncelerinden ve düşüncelerini uyguladıklarından dolayı tebrike ve takdire layık değiller midir?</p>
<p><strong>Dargın kalma süresi</strong></p>
<p>Biz de bize yapılan hareketlerin görünen yüzünü incelediğimiz kadar görünmeyen yüzünü yani bu söz ve hareketin ne amaçla yapılmış olabileceğini düşünmemiz gerekmez mi?</p>
<p>Biz üzen şeylerin mutlaka bir iyi niyet taşıyan yönünü bulabiliriz. O zaman da o insana karşı dargın kalmamızın manasız olmaz mı?</p>
<p><strong>Kaldı ki</strong> biz belki kardeşiz, belki komşu, akraba veya arkadaşız. Ölümlüyüz. Aynı vatan da yaşıyoruz. Sevinçlerimiz, üzüntülerimiz çoğu zaman aynı sebeplere dayanmaktadır.</p>
<p><strong>O halde</strong> uzun süre dargın durmamız aramızda aşılması zor engeller çıkarabilir ve bizler birbirimizden ayrıldığımız için millet olarak gücümüz zayıflar. Bu da düşmanlarımızın işine gelmez mi?</p>
<p>Üç günden fazla küs durulması doğru değildir. Bu aradığımız ölçüdür.</p>
<p><strong>Siz de öyle yapın</strong>.</p>
<p>Kendisine küs olduğunuz insanlara üç günden fazla küsmeyin ve barışın.</p>
<p>Barışmak için ilk hareketi yapanın da değerinin çok yüksek olduğunu bilin.</p>
<p>Adaletli olun. Haydi, göreyim sizi…</p>
TÜM HABERLER