İYİ Parti’den tarihi toplantı…
SİYASETİYİ Parti, PKK'nın feshi açıklamasında yer alan Lozan Antlaşması'na yönelik ifadeler sonrası, Grup Toplantısı'nı Ankara'daki Lozan Parkı'nda gerçekleştirdi.
VİDEOYU İZLEMEK İÇİN RESİM ÜZERİNE TIKLAYINIZ
İYİ Parti, TBMM Grup Toplantısı'nı Çankaya'daki Lozan Parkı'nda topladı. Parktaki ağaçların üzerine terörle mücadele şehitlerinin fotoğrafları ve isimleri ile "Unutmadık, unutturmayacağız" notu asıldı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu konuşmasında, PKK'nın fesih kararının ardından değerlendirmelerde bulundu.
"Bugün korkuyla ve tereddütle hareket edilecek gün değildir"
Dervişoğlu, buradaki konuşmasında, TBMM'den değil, Lozan Parkı'ndan seslendiğinin altını çizerek, "Çünkü Türk milletine, Türk devletine, Türk vatanına ve Türk Cumhuriyeti'ne karşı Cumhuriyet tarihimizin en büyük ihanetinin ve onun en büyük sahnelerinden birine şahitlik ediyoruz. Bu ihaneti Amerika, Avrupa ve İsrail yazıyor; maşaları PKK, PYD, YPG veya KCK paraflıyor; ortakları AKP ve MHP ise imzalıyorlar. Ana muhalefet ve Mecliste grubu bulunan diğer partiler ise siyasi gerekçelerle ve 'Acaba yarınlarda neler olur' kaygısıyla, doğrudan bir karşı duruş sergileyemiyor, kah memnuniyet duyup, alkışlıyorlar, kah tereddüt edip, kafalarını kuma gömüyorlar. Bugün korkuyla ve tereddütle hareket edilecek gün değildir. Bugün, korkunun üzerine cesaretle yürüme günüdür. İstiklal harbi bir cesaret destanıdır. Cumhuriyet de bir korkusuzluk iradesidir. Allah’a şükürler olsun ki, o irade bugün buradadır ve dimdik ayaktadır" diye konuştu.
"Aynı çiçeğin tomurcuğu olarak açan MHP ve DEM"
Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Demek ki neymiş? Türk’e ve Türkiye’ye duyulan kin bitmemiş… Lozan’ın gizli maddeleri yokmuş, sinsi düşmanları varmış. Bugün aynı çiçeğin tomurcuğu olarak açan MHP ve DEM, 2018’den 2024’e kadar dört seçim boyunca muhalefeti enfekte ettiler. Biri dışarıdan terörize ederek, biri muhalefetmiş gibi görünerek, biri AKP güdümünde, diğeri PKK güdümünde siyaseti durmadan zehirlediler.
"PKK ile ittifaklarını, barış diye meşrulaştırıyorlar"
Kürt’ü de Türk’ü de, Alevi’yi de Sünni’yi de tahrik ve tahkir ettiler. Şimdi bu kirli oyunun giriş ve gelişme aşamaları tamamlanmış, artık sonuç aşaması sahneye konulmuştur. Tek tesellim, hiçbirinin gizleyecek, saklayacak bir şeyi kalmamıştır. Sözde kralları da müttefikleri de danışmanları da soytarıları da çıplaktır. Yıllarca PKK yaftasıyla siyaseti kirletip dizayn ederek iktidarda kalanlar, bugün PKK ile ittifaklarını, barış diye meşrulaştırıyorlar. Bu soysuz ilişkiyi resmileştirip, yeni Türkiye’yi kiminle ve nasıl kuracaklarını ilan ediyorlar.
"Olmayan savaşa şimdi bir de barış ilan ediyorlar"
Kurulduğu günden itibaren Cumhuriyetle kavgası bitmeyen AKP’nin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapu senedi Lozan’la ilgili düşüncesi, kime, niye düşman olduklarının ve kimle, niye ittifak ettiklerinin de bir özetidir. Cumhuriyet, bunlara göre kapatılması gereken bir parantez,
Milli Mücadele özür dilenmesi gereken bir hatadır. Terörsüz Türkiye’den kasıt, işte tam olarak budur. Terörsüz Türkiye, terör örgütleriyle ittifakla ve müzakereyle sağlanmaz, hukukla, adaletle, demokrasiyle ve özgürlüklerle sağlanır. Cumhuriyetin ruhuna, ilkelerine, kanun ve kurumlarına karşı, bitmeyen nefretleriyle başkaldıran odaklar, partiler, örgütler ve teröristler ‘gayri milli iç cephelerini’ kurdular. Olmayan savaşa şimdi bir de barış ilan ediyorlar. O hain ve küçük akıllarıyla planlar yapıp, bizi de ‘bunlar barışa karşı’ diye yaftalıyorlar. Her kavramı, değeri ve duyguyu eğip bükmeğe mahirdiler ve alışıktırlar: Demokrasi, bunlar için; sadece kendilerinin karar aldığı ve konuşabildiği, istemediklerini ise susturdukları rejimin adıdır.
"Kısaca iktidar ve ortakları, terör ve teröristle kendini eşitlemiş başka bir örgüttür"
Terör ve terörist bunlar için iktidarlarıyla olan mesafeyle tanımlanır. Onlara yakınsanız yerli ve milli, uzaksanız sizi terörist ilan etmeleri başucu şantajlarıdır. Devlet, bunlar için şahıs, aile, danışman ve yandaşları için kar ve makam arpalığıdır. Hukuk, bunlar için iktidar ve ortaklarının menfaatlerini gözetmenin, yahut bu menfaatlere dönük tehditleri bertaraf etmenin aracıdır. Adalet bunlar için darül harp sayıp yağmaladıkları memleketin tüm kaynaklarını aralarında paylaşmanın adıdır. Cumhuriyet, bunlar için gasbetmekten çekinmedikleri milli iradenin, bir günlük oy atma seremonisidir. Türkiye ise bunlar için bambaşka bir Türkiye’dir; Türksüz, Cumhuriyetsiz, hukuksuz, adaletsiz, duyguları sömürülen ve istifade edilen bir acizler memleketidir. Kısaca iktidar ve ortakları, terör ve teröristle kendini eşitlemiş başka bir örgüttür. Kavramların içini boşaltan, değerleri yok eden, tarihi çarpıtan, şuur yoksunu arsız bir örgüttür. Aşımıza zehir katıp, kaynatılan katranı şeker diye satan örgüttür. 2002 yılından beri yaptıkları budur.
"Sanmayın ki, 1919’un şartlarından çok uzaktayız"
"19 Mayıs’a 5 gün kala buradayız. Sanmayın ki, 1919’un şartlarından çok uzaktayız. Sanmayın ki, 1919’da atılan adım bugün atılmayacaktır. Bugün günlerden 19 Mayıs’tır. Müsavat Dervişoğlu’nun sözü şudur; bundan sonra bütün günler 19 Mayıs’tır. Attığımız her adım, hürriyet için söylediğimiz her söz Cumhuriyet için ödeyeceğimiz her bedel de Türk milleti içindir. İngiliz bayraklı olan da gemiydi ama biz Bandırma Vapuru'na bindik. Ferman yine saraylarındı. Biz, milletin azim ve kararı dedik. Keyfince harita çizenler vardı. Biz kendi kaderimizi çizdik. Türk milletinin kanını akıtanlarla yine el sıkışanlar vardı, bizse o kanımızla bayrağımızı al renge boyadık. Vazifemiz, daimdir ve bakidir. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın."
İlginizi Çekebilir