0.542. 537 86 70

Çöküşü gören Erdoğan günah keçisi arıyor..

Erdoğan’ın korkusu yapılacak şeçimlerde yüzde 51’i bulamamak. Bunu net şekilde gören Erdoğan çok küçük partilerin kapılarını dahi çalmaya başladı.

2021-02-06

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan geçtiğimiz hafta pandemi süreci, köy okulların açılması gibi konuları konuşurken satır arasında dedi ki;

“Türkiye’nin yeni bir Anayasa’yı tartışma zamanı gelmiştir..”

Erdoğan bayram değil seyran değil neden durup dudurken yeni bir Anayasa teklifinde bulundu? Köy okullarının açılması konuşulurken neden yeni Anayasa’yı gündeme getirdi.

Her dediği kanun olurken, istediği adamı Yargıtay’a bir günlüğe getirip oradan Anayasa Mahkemesi’ne üye olarak seçtirirken Erdoğan neden yeni bir Anayasa istedi?

Erdoğan ne istedi de mevcut Anayasa istediğini vermedi, ne istedi de Başkanlık sistemi istediğini vermedi? Ne yapmak istedi de Anayasa Mahkemesi kendisine mani oldu da gündeme yeni bir Anayasa tartışması soktu?

Anayasalar ne kadar demokratik olursa olsun uygulayıcılar çok önemli.

Bu gün mevcut uygulayıcıların eline hangi ülkenin Anayasası’nı verseniz Türkiye’de hiçbir şey değişmez..

* * *

Görebildiğimiz kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan bir günah keçisi arayışında..

O günah keçisi de Anayasa..

Bunun ipuçlarını verdi ve dedi ki;

“Darbecilerin yaptığı Anayasa ile ülke yönetmeye çalışıyoruz..”

Ama bu söylem doğru değil. Çünkü “Darbecilerin yaptığı” dediği Anayasa Kopenhag kriterlerine yakın şekilde yüzlerce kez değiştirildi. Hatta AK Parti İktidara geldikten sonra bir saray rejimi kurmak üzere defalarca değiştirildi. Hatta en sonunda TBMM bay-pas edildi.

Erdoğan’ın söylediği ve yazdığı kanun olarak yürürlüğe girdiği halde bir günah keçisi aranıyor. Muhtemelen Erdoğan “Tek Adam Rejimi”nin temellerini güçlendirecek bir adım atma çabası içinde. Bunu yaparken de muhafete yüklenecek. Getirdikleri Anayasa Değişikliği Teklifi reddedilirse, “Bakın işte bunlar demokratikleşmeyi bile istemiyorlar” diye yeni bir tartışmanın fitilini ateşlemeye çalışacak.

Sonunda da diyecek ki, “Evet bir çöküş var, bir iflas var ama elimizi kolumuzu bağlayan darbeci Anayasa..”

* **

Erdoğan’ın korkusu yapılacak şeçimlerde yüzde 51’i bulamamak.

Bunu net şekilde gören Erdoğan çok küçük partilerin kapılarını dahi çalmaya başladı.

Onları ittifak içine çekerek anketler yaptırıyor.

Ortaya çıkan tablo şu; kararsız seçmenler bu işin sonucunu belirleyecek.

Kararsız seçmenlerin verdiği mesaj şöyle:

“Kime oy vereceğim kararsızım. Ama Cumhur ittifakından kopmakta kararlıyım.”

Metropol Anket Firması’nın yaptığı ankete göre, ilk defa bu ay Millet ittifakının oyları Cumhur ittifakının önüne geçti. Erdoğan ve Saray rejimi için çok daha kötüsü şu, trend Cumhur ittifakından yana değil muhalefetten yana. Çünkü halkın yüzde 59’u her gün daha da fakirleştiğini söylüyor. Bu çok önemli bir oran. Yani, Millet ittifakı iyi bir aday gösterirse yüzde 59 oy potansiyeline sahip ve AKP’den de oy koparma ihtimali var.

* * *

Bir başka sonuç, halkın yüzde 75’i üniversitelerin özerkliğine inanıyor, yüzde 73’ü ise Boğaziçi Üniversitesi Rektörünün atamasına karşı. Bu sonuç Erdoğan’ın değerleri açısından büyük bir iflas anlamı taşıyor. Çünkü Erdoğan’ın en iyi yaptığı şey halkı kutuplaştırmak ve kendi yüzde 50’sini oradan çekip almaktı. Bunu ne zaman başarılı şekilde yapabiliyordu? Ekonomi yolunda giderken halk onun ayrıştırıcı, Milliyetçi, İslamcı hamlelerine destek veriyordu. Ama şu an o desteğin çekildiğini görüyor Erdoğan.

* * *

Bunun için Erdoğan Saadet Partisi’nin kapısını çaldı.

Peki Erdoğan yüzde birlik bu partinin kapısını niye çaldı?

Niye Saadet Partisi’ni Cumhur İttifakı içinde istiyor?

Çünkü Erdoğan seçim stratejisini İslamcılık üzerinden kurma düşüncesinde.

Bu şekilde halkı kutuplaştırmak isteğinde.

İslamcılık üzerinden siyaset yapılacak olursa bu oyunu kim bozabilir..

Tabi ki Saadet Partisi.. Çünkü Saadet Partisi AKP’den daha İslamcı.

Saadet Partisi Cumhur ittifakında yer almayıp, Erdoğan İslamcılık üzerinden halkı kutuplaştırmaya yöneldiğinde Saadet Partisi “Hadi ordan” diye karşı çıkarsa Erdoğan’ın kutuplaştırma hamlesi sonuca ulaşamayacak. Yani Laiklere meydan okuyabilmek için Saadet Partisi’ni kendi safında istiyor. Saadet Partisi’nin muhalefette yer alması Erdoğan’a mani olacak en büyük engellerden biri.

Erbakan’ın mirasını temsil eden Saadet’in Saray’ın arka kapısında durma gibi bir niyet içinde olduğu da hiç düşünülmüyor.

Kala kala kutuplaştırma için Erdoğan’ın elinde tek bir arguman kalıyor, o da Dış Güçler..

* * *

Sonuç itibariyle Erdoğan’ın kurduğu Saray İktidarı artık çatırdıyor.

Oyları yüzde 39’a gerileyen Cumhur İttifakı’nın karşısına Mansur Yavaş gibi güçlü bir aday çıkarılırsa Erdoğan’ın işi oldukça zor.

Tablo şudur: Geçmişte yaptığı Anayasa değişiklikleri ile Tek Adam Rejimini inşa edip ülkeyi kötüye götürmüş bir Erdoğan’ın günah listesi oldukça kabarıktır. Onun yapacağı yeni bir Anayasa’dan insanlar sadece tedirgin olabilir. Zira mevcut sistem içinde her şeyi yapabilirken Anayasa’yı bahane etmesi çöküşü halka izah edebilmenin bir gerekçesi olabilir.

* * *

Sorun Anayasa’da mı, uygulamada mı?

Bunun yorumunu da okuyucularımıza bırakıyoruz.

Sepetim