0.542. 537 86 70

Gazeteci Suat Deniz’den kamuoyu açıklaması..

Aydın Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı Suat Deniz, Cemiyet Başkanı Semra Şener’in kendisi ve eşi hakkında soruşturması devam eden konu hakkında yaptığı basın açıklamasında kendini hakim ve savcı yerine koyarak “yargısız infaz” yaptığını söyledi.

2020-10-12

Gazeteci Suat Deniz, son günlerde ADÜ’de yaşanan olaylara açıklık getirirken AGC Başkanı Semra Şener’in açıklamasında haberi yapan İstanbullu Gazetecinin isminden söz etmeden doğrudan art niyetli ve kasıtlı olarak eşi ve kendisini hedef gösterdiğine dikkat çekerken, "AGC Başkanının bu açıklamayı yapmasındaki asıl amaç benim AGC Onursal Başkanı olmam mı, yoksa kardeşinin  ADÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nde çalışması, eşinin de ADÜ'de doktor olmak için halen okuyor olması mıdır?" dedi.

Suat Deniz’in Kamuoyuna yaptığı açıklama şöyle:

“Aydın Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Semra Şener, şahsım ve eşimle ilgili soruşturması devam eden bir konu hakkında yaptığı açıklamalarla adeta kendini savcı ve hakim yerine koymuş adeta "yargısız infaz" yapmıştır.

Sayın Semra Şener, düzenlediği basın toplantısında tek taraflı ifadelerle gazetecilik dersi vermeye kalkmasından ve geçmişini çabuk unutmasından dolayı,  hedef gösterici, temsil ettiğimiz kurumları küçük düşürücü ve zan altında bırakan ifadeler kullanmasından dolayı bu açıklamayı yapma zorunluluğu doğmuştur.

Öncelikle ben de şunu belirtmek isterim ki:

- Aydın Gazeteciler Cemiyeti  Başkanı Semra Şener, FETÖ'den halen tutuklu bulunan Aydınlı 2 gazetecinin kapısında nöbet tutarak verdiği desteği ve basında çıkan fotoğraflarını sanırım unutmuş olmalıdır. O zaman tutuklu FETÖ'cü gazetecileri  destekleyen Semra başkan ve cemiyet üyeleri, tüzüğe uygun mu hareket ettiler de haklarında gerekli işlemleri yapamadılar?

- AGC Başkanı gazetecilik dersi verdiği toplantısında bu tür olaylarda tek taraflı haber yapılmasının etik olduğunu mu anlatmak istedi?

- AGC Başkanının bu açıklamayı yapmasındaki asıl amaç benim AGC Onursal Başkanı olmam mı, yoksa  kardeşinin  ADÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nde çalışması,  eşinin de ADÜ'de doktor olmak için halen okuyor olması mıdır?

GAZETECİLİK GÖREVİMİZİ YAPTIK

Öncelikle başta Aydın AGC Başkanı ve kamuoyu bilmeli ki, yaşanan süreç ve hiç bir şekilde kaleme alınmayan gerçekler ortadadır; ifadelerimiz açıktır ve soruşturma sürmektedir. Soruşturmanın sonunda kimin suçlu kimin suçsuz olduğu ortaya çıkacaktır. Burada masumiyet karinesi Sayın AGC Başkanı tarafından açıkça ayaklar altına alınmıştır, "Masumiyet karinesi" yani suçsuzluk ilkesi; suç kesinleşmediği sürece kimsenin suçlu sıfatıyla değerlendirilemeyeceğinin hukuki terimidir.

Bizim, Allaha şükür alnımız ak, gönlümüz rahattır.

Kamuoyunun dikkatini şu konulara çekmek isteriz:

- ADÜ Rektörü ile ilgili olduğu iddia edilen olayda ortada ahlaksız bir video mevcut olup, bu video elimize geçtikten sonra hiç bir şekilde, ne sosyal medya mecralarında ne de özel sayfalarımızda "paylaşmadık", "tek kelime bu konudan bahsetmedik." Biz sadece öğrendiğimiz şekilde toplumsal yararını gözeterek "GAZETECİLİK GÖREVİMİZİ YAPTIK." 

Söz konusu ahlaksız görüntüyü araştırılması için YÖK'e dilekçe ile gönderdik.

- O dilekçede hiç bir şekilde bu görüntüdeki bilinen birinci şahsın dışındaki 2. şahsın "BU ADÜ REKTÖRÜDÜR" ifadesini kullanmadık. Biz dilekçemizde,  "ADÜ'nün itibarının zedelenmemesi için ARAŞTIRIN" dedik.  

- YÖK'e gönderdiğimiz görüntü maalesef kayboldu. Bu durum YÖK kayıtlarında mevcuttur. YÖK yetkilisi tarafımıza bilgi vererek ve söz konusu görüntünün kopyasını talep ederek, eşim ile Aydın Valiliği’nde 2 saat süren bir görüşme yaptı. Bu görüşmede YÖK Denetleme Kurulu Üyesi iki kişi de hazır bulundu. Bu kişiler o dönemde Aydın Valisi Hüseyin Aksoy'u da ziyaret ettiler.

Benim hiçbir şekilde ADÜ kurumu ile bir husumetim ve bir kötü niyetim yoktur ki, başta AGC Başkanı Semra Şener de çok iyi biliyor, şahsım güz döneminde Sayın ADÜ Rektörü ve İletişim Fakültesi Dekan ve Dekan yardımcılarının da daveti ve onayıyla 3 ay güz dönemi Temel Gazetecilik konusunda 84 öğrenciye tecrübelerimi anlatıp ders verdim. Fotoğraf paylaştım ve bundan dolayı da gurur duydum, ADÜ Rektörü ve buna olanak sağlayanlara teşekkür ettim. Böyle bir durumda ben nasıl ADÜ kurumuna kişisel husumet beslerim?  ADÜ'nün bu hizmet karşısında verdiği bedel de resmi kayıtlarda mevcuttur.

Son olarak özellikle belirtmek isterim ki,

Tek taraflı hiç bir şekilde şahsıma sorulmadan üstüme atfedilen suçlamalar, şahsımızı küçük düşüren, aşağılayan iftira niteliği taşıyan ifadelere, hem de bir cemiyet başkanı tarafından maruz kalmamdan dolayı çok üzüntülüyüm. Söz konusu görüntü canlı yayında İstanbul'da ismi belli olan bir gazeteci tarafından yapıldığı açıkça ortada iken açıklamasında o gazeteciden tek bir kelime etmeyen AGC Başkanı "art niyetli ve kasıtlı olarak hedef göstericilik yapmıştır."

Kendisi ayrıca, "Türkiye Gazeteciler Federasyonu'nun karşısında kurulmuş bir oluşum olarak nitelendirdiği Küresel Gazeteciler Konseyi” ifadesi ile bir başka  niyetini çok açık ve net bir şekilde belirtmiş, şahsımla ilgili açıklamayı hem ADÜ Rektörü hem de TGF Başkanı'na şirin gözükmek yönünden yapmak zorunda kaldığını maalesef ispat etmiştir. 

Sayın Semra Şener'in maalesef ki, Küresel Gazeteciler Konseyi'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kuruluşu onaylanan ve uluslararası birlik statüsünde bir örgüt olduğunu ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu ile uzaktan yakından hiç bir işlevsel paralelliği olmadığını öğrenememiş olmasından da ayrıca derin üzüntüduyduğumu bir kez daha ifade ederim.

Kamuoyuna saygılarımla…”

Sepetim