0.542. 537 86 70

Hayatımıza sahip çıkacağız..

AKP yönetiminden Türk Milletine bir hayır gelmeyeceğini artık hepimiz anladık. AKP iktidarına ve onun dayatmalarına, özgürlüklerimizin elimizden alınmasına karşı, demokratik direnme hakkının kullanılmasının şart olduğunu da anladık.

2020-03-03

Hayatımızı, özgür olarak yaşayabilirsek onu onurlandırmış oluruz.

Aksi takdirde “OT” gibi yaşar, bize dayatılan yaşama razı gönüllü köleler gibi yaşarız.

Prof. Dr. İlhan Tekeli; Hayat, üretmek ve gerektiğinde direnmektir, der.

İstediğimiz yaşam tarzının yerine, bize Ortaçağ’dan kalma bir karanlık dayatılıyor ve biz direnme hakkımızı kullanmıyorsak, “yapamazsınız-kabul etmiyorum-reddediyorum” demiyorsak, doğumla bize armağan edilen hayata ihanet etmiş oluruz.

Şunu çok iyi bilmeliyiz;
Kimin yaşamı olduğuna bakmadan, bedenlenmiş her canın Allah’a ait olduğunu, sahibi kim olursa olsun, cana değer biçmenin dünyadaki en şeytani şey olduğunu artık anlamalıyız.

Yaşama sahip çıkmak için hiç vazgeçmeden, elimizden geleni yaparak direnmeliyiz. Hayatımızı, bize başka bir yaşam tarzı dayatanlar mı verdiler?

Bizler, hayatımızın koruyucusu olmak, tabiata, hayvanlara, çocuklara ve bizlerden farklı olanlara da sahip çıkmak için yaratılmışız.

Bu yüzden bizler, Türk Milletinin yaşamı tehlikeye girmeden yapılan savaşa cinayet deriz!

Değerli Okurlar;               

Umuyorum, AKP yönetiminden Türk Milletine bir hayır gelmeyeceğini artık hepimiz anladık.

AKP iktidarına ve onun dayatmalarına, özgürlüklerimizin elimizden alınmasına karşı, demokratik direnme hakkının kullanılmasının şart olduğunu da anladık.

Kaderimizi tek bir kişinin iki dudağı arasına bırakmayacağımızı, tüm yetkileri kendinde toplayan “Tek Adam” rejimine teslim olamayacağımızı da anladık.

Geldiğimiz noktada, muhalefet partilerinin AKP iktidarını seçimle yenemeyeceklerini de anladık.

Türk Devletinin itibarını yerlere düşüren, Türk Milletinin milyarlarca dolarını Suriye’de El-Nusra militanlarına harcayan, yüzlerce Türk Askerinin ve binlerce insanın ölümüne sebep olan, milyonlarca sığınmacıyı ülkeye alan, şu an bu sığınmacıları da ölüme yollayan, ülke ekonomisini batma noktasına getiren,

AKP İktidarı ile aynı bildiriye imza atan partilerin “Muhalefet Partisi” değil,

AKP bastonları olduğunu gördük.

“Şehit tepesi boş kalmayacak” gibi bir saçmalıkla gençlerimize yaşamı değil ölümü öneren bir iktidarla aynı bildiriye imza koyan zavallılara “Muhalefet Partisi” değil, suç ortakları demenin daha doğru olduğunu anladık.

Nüfusumuzun yarısı yoksulluk sınırı altında yaşarken, her beş gencimizden üçü işsiz gezerken, ülkemizin kaynaklarını Suriyeli sığınmacılara harcayan AKP iktidarıyla “Savaşa devam” bildirisine imza koyan şaşkınlara “Muhalefet Partisi” değil, iktidar destekçisi denmesi gerektiğini gördük.

Peki, sahipsiz ve çaresiz miyiz? Elbette hayır!
Cumhuriyet değerlerine, demokrasiye, hukuk devletine, özgürlüklere sahip çıkacak bir siyasi partiyi, Çoban Ateşi Hareketi Türk Milletinin emrine verecektir.

14 Mart 2020 de Kurucular Kurulu Ankara’da toplanacak ve partinin kuruluş tarihini açıklayacaktır.

Şu an binlerce gönüllü, yörelerinde örgütlenme çalışmalarına devam ediyor.

Emperyalist güçler tarafından başımıza sarılan İhvancı partiyi ve destekçilerini demokratik rejim içinde indirmek için hepimiz çalışmalıyız.

Bu onurlu mücadelede hep beraber olursak başarılı olabiliriz.

Parlamenter demokrasiye, kuvvetler ayrılığına, yeniden üretmeye ve zenginleşmeye, katılımcı demokrasiye, kadın-erkek eşitliğine hakça paylaşmaya ve huzura gidiş yolumuzu halkımıza anlatıp inandıracak organizasyonu Çoban Ateşi Hareketi planlamaktadır.

Sözün özü;

Büyük Atatürk’ün bize bıraktığı Demokratik Cumhuriyeti daha ileri götürüp, bizden sonraki nesillere bırakmadan bu mücadelemiz asla durmayacak!

Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene…

Sağlık ve başarı dileklerimle…  02 Mart 2020

Bu yazı Rifat Serdaroğlu’nun sosyal medya hesabından alınmıştır.

Sepetim