© Aydın Şafak

Aydın’da kanun neden işletilmiyor?

Aydın Valiliği ve Adliyesi'nde bazı isimlerin sürekli Aydın BŞB hakkındaki on milyarlarca liralık yolsuzluk, usulsüzlük dosyalarını kapatma veya minimize etme çalışmaları, artık çalınan minare gibi kılıfa uydurulamıyor.

Son olarak Aydın BŞB Genel Sektereri Ertuğrul Yamen hakkında evrakta sahtecilik yoluyla devletin dolandırıldığı sahte harcırah düzenleme soruşturmasında yaşananlar, bu kadarına pes dedirtti.

Aydın Valiliği’nde bazı kişi ve odaklar tarafından yıllardır kapatılmaya çalışılan dosya, yeniden açılmıştı. Bir ayda bitirilmesi gereken soruşturma muhakkikin sürekli rapor alması, delilleri özellikle karartmaya çalışması nedeniyle 7 ay sürmüştü. Hatta ilgili muhakkik evrakları vermemek için iki kez rapor almıştı. Yapılan araştırmalarda bu muhakkike sıfır bir araba ve Aydın BŞB’de Daire Başkanlığı vaat edildiği iddialarına ulaşılmıştı.

Muhakkikin fütursuzluğu o boyutlara ulaşmıştı ki THY’den bilet istenmiş, THY muhakkike WhatsApp’dan görevlendirme yazısı tutanağı gönderdiği anda ilgili evrak örneğini teslim edeceğeni belirtmişti. Fakat ilgili muhakkik bu gerçekliği gizleyip THY evrakı göndermiyor diye dosyaya koymamaya kalkmıştı. Çünkü THY bileti, Ertuğrul Yamen hakkındaki suç delillerinden biriydi.

Türkiye Belediyeler Birliği tarafından gönderildiği ve masraflar TBB’ye bağlı şirket tarafından karşılandığı halde Aydın BŞB Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen, düzenlediği sahte harcırah rakamlarıyla ayrıca devletten para almıştı.

Yılan hikayesine dönen soruşturma Bakanlığa kadar uzanmıştı. Soruşturmayı yürüten isimler ve dosyanın içeriğini belirlemekle yükümlü Aydın İl İdare Kurulu Başkanı Vali Yardımcısı Armağan Önal, göz göre göre suçun nev-i yani türünün değiştirilmesine göz yumdular. Suçun vasfı yasalarda, “Hilaf-ü Hakikat Belge Düzenleme” olarak geçiyordu. Yani gerçeğe aykırı belge düzenleme, evrakta sahtecilik. Suç, 6245 Sayılı Harcırah Kanunu 60. maddesine göre hilaf-ü hakiat belge verenler şeklinde tanımlanıyor. Kanunun açık maddesinde evrakta sahtecilik yoluyla fazla harcırah almanın idari ve cezai yaptırımları sayılıyor.

İşin muhakkikler ve İl İdare Kurulu tarafından ısrarla kapatılmaya çalışılması, verilen ön inceleme raporunda da ortaya çıkıyor. 

Ön inceleme raporunun içerik ve tekniğe uygun hazırlanmadığı, evrakta sahtecilik yoluyla devletin ne kadar dolandırıldığı rakamlarının o gün ve günümüz rakamlarıyla rapora konmadığı belirtiliyor. Durum bu iken İl İdare Kurulu Başkanı Vali Yardımcısı Armağan Önal'ın neden suçun kapsamı-boyutları ve delilleri konusunda görevini yapmadığı, Aydın Valisi Yakup Canpolat'ın ise altlardan gelen içeriği adeta boşaltılmış evrakları neden imzaladığı sorusu açıklığa kavuşturulmayı bekliyor.

Kanun incelendiğinde bir gün bile görevde kalmaması gereken Ertuğrul Yamen hakkıdaki soruşturma dosyası yüz kızartıcı suçlar tanımlanmadan görevi kötüye kullanmaya dönüştürülüyor. Görevi kötüye kullanma evrakta sahtecilik gibi ağır suç kabul edilmiyor. 6 ay ile 2 yıl arası ceza ön görülüyor. 2 yıl altı suçlarda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması uygulanıyor. Yani suç işlenmemiş sayılıp, 5 yıl içerisinde bir deha suç işlememesi kaydıyla askıya alınıyor ve kişi görevine devam ediyor.

ASKİ Genel Müdürü Hakan Olkaç iki kez ardı ardına hem de zincirleme görevi kötüye kullanmadan ceza aldığı halde asaleti onanıp, makamında oturmaya devam ediyordu. Oysa işlediği suçlar yüz kızartıcı suç statüsündeydi. Tüm bu skandallar arasından Valilik İl İdare Kurulu'nun sorulturma raporunu Bakanlığa gönderip Aydın BŞB’ye neden göndermediği ve bu suçları örtmeye-ötelemeleye-örselemeye yönelik girişimlerin nasıl halkın gözü önünde fütursuzca işlendiği, artık kamu vicdanında ağır yaralara yol açıyor.

HALK “SÜS BİBERLERİ” LAKABI TAKTI

Öte yandan Aydın yansa dünya umurlarında olmayan Aydın AK Parti Vekilleri Mustafa Savaş - Ömer Özmen ve Seda Sarıbaş'ın olayları sorgulamaktan adeta kaçmaları, halkta büyük tepkiye yol açıyor. 

Namuslu ve vatansever CHP’liler dahi Çerçioğlu ve yapılanmasına karşı mücadele ederken yaşanan hukuk katliamları ve yolsuzlukları gündeme getirmekten adeta kaçınan bu üç vekil için artık halk, “Süs biberleri” tabirini kullanıyor. Bununla da yetinmeyen vatandaşlar, “Özlem Çerççioğlu Aydın'ı Yunanistan'a bağlayacağım dese burda ne adli ne mülki işlem yapılmaz, üzerine milletvekillerinin de gıkı bile çıkmaz” şeklinde ağır eleştirilerde bulunuyorlar.

İşte Ertuğrul Yamen'in işlediği fakat kapsam dışına çıkartılmaya çalışılan yüz kızartıcı suçun kanundaki tanımı ve yaptırımları;

* * *

https://hukuk.kastamonu.edu.tr/index.php/component/content/article/gercek-disi-beyanla-alinan-fazla-harcirah-nasil-tahsil-edilir?catid=19&Itemid=101

GERÇEK DIŞI BEYANLA ALINAN FAZLA HARCIRAH NASIL TAHSİL EDİLİR?

6245 sayılı Kanun ve Danıştay Kararları ışığında; gerçek dışı beyanla alınan fazla harcırah memurdan tahsil edilir ve memur hakkında disiplin cezası uygulanır.

6245 sayılı Harcırah Kanunu'nun "hilafı hakikat beyanname verenler" başlıklı 60'ıncı maddesine göre;

“Bu kanuna göre tahakkuk edecek, istihkakın miktarını artıracak şekilde-maddi hatalar hariç-hilafı hakikat beyanname verenler hakkında, mensup oldukları kurumların inzibat, memurin, müdürler komisyonları gibi salahiyetli heyet ve makamlarının kararı ile ve işlenen suçun mahiyet ve şümulüne göre rütbe veya sınıf tenzili veya ihraç cezalarından her hangi biri tatbik olunur ve bu gibilerin bu suretle aldıkları fazla harcırah, Devlet özel idare ve belediyelerce Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanununa göre ve bu kanuna tabi diğer kurumlarca da umumi hükümlere tevfikan tahsil olunur.

Suçlu hakkında idarece ittihaz olunan inzibati kararlar cezai takibata mani olmayıp bu gibiler hakkında ayrıca hukuku amme davası ikame ve kanuni takibat icra olunur.”

Danıştay 5. Daire bir kararında (Karar No: 1999/1280, Esas No: 1996/800, Karar Tarihi: 27.04.1999); Harcırah ödenen kişilerin beyanlarının gerçek dışı olduğunun saptanması halinde her zaman 6245 sayılı Harcırah Kanunu'nun 60. maddesinin 1. fıkrası hükmü uygulanabilir. 6245 sayılı Harcırah Kanunu’nun 10. maddesinin 2851 sayılı Yasa ile değişik 2. fıkrasında; emekliliğini isteyen veya emekliye sevk olunan yahut haklarında toptan ödeme hükümleri uygulanan memur ve hizmetlilere Türkiye dahilinde ikamet edecekleri yere kadar ve yalnız bir defaya mahsus olmak üzere yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer değiştirme masraflarının birlikte ödeneceği; 56. maddesinin (a) bendinde de; re 'sen veya isteği üzerine emekliye ayrılan memur ve hizmetlilerden, görevden ayrıldıkları tarihten itibaren 6 ay içinde başvuranlara, bu Kanuna göre hak ettikleri harcırahın verileceği hükme bağlanmış olup bu hükümlere göre emekliye ayrılan memura ikamet edeceği yere kadar harcırah ödenebilmesi için görevden ayrıldıkları tarihten itibaren 6 ay içinde kurumlarına başvurarak Türkiye dahilinde yerleşmek niyeti ile oturacakları yeri belirtmiş olmaları yeterli görülmüş, bu konunun belgeye dayalı olarak kanıtlanması şartı aranmamıştır. Ancak yine aynı Yasanın 60. maddesinin 1. fıkrasında; bu kanuna göre tahakkuk edecek istihkakın miktarını artıracak şekilde gerçeğe aykırı beyanname verenlerin, bu yolla aldıkları fazla harcırahın Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna veya genel hükümlere göre tahsil olunacağı hükme bağlanmış olmakla; kendisine, yukarıda anılan 10. maddesinin 2. Fıkrası ve 56. maddenin (a) bendi uyarınca harcırah ödenen kişilerin beyanının gerçek dışı olduğunun saptanması halinde 60. Maddenin 1. fıkrası hükmünün uygulanacağı açıktır.

Bu yapılan açıklamalar çerçevesinde 6245 sayılı Kanunun 59'uncu maddesine göre harcırah ödemelerinde aksi kanıtlanıncaya kadar memurun beyanı esastır. Ancak, gerçek dışı/gerçeğe aykırı/yalan (hilafı hakikat) beyanda bulunma da ağır cezai müeyyidelere tabidir. Şöyle ki; maddi hatalar hariç olmak üzere harcırah ödemelerini artıracak biçimde ve kasten gerçek dışı bildirimde bulunanlar hakkında, işlenen suçun özellik ve çeşidine göre rütbe veya sınıf indirimi veya memuriyetten çıkarma cezalarından biri uygulanır ve alınan fazla harcırah 6183 sayılı Kanun gereğince kendilerinden tahsil edilir.

6245/Madde 60'a göre; harcırahı arttırmak amacıyla gerçeğe aykırı beyan vermek yasaklanmış, ancak harcırahı azaltıcı yönde gerçeğe aykırı beyan vermek için böyle bir yasak söz konusu değildir. Örneğin; kullanmadığı halde taksi ücreti beyan eden kişi kanunu ihlal etmekte iken kullandığı halde beyan etmeyen kişi için herhangi bir kanun ihlalinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.

Bir memurun hilafı hakikat beyan verdiğini iddia edebilmek ve bunun gereğini yapabilmek için mutlaka hilafı hakikat beyanname verildiğinin ispat edilmesi gerekir. İspat edildiği takdirde de kademe ilerlemesinin durdurulması (gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek fiili) ya da memuriyetten ihraç (memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak fiili) cezalarından birisi ile cezalandırılabilir ve fazla ödenen tutar memurdan ayrıca tahsil edilir.

Danıştay Onikinci Dairesinin bir kararında (T:05.07.2005, E:2002/1245, K:2005/2795); gerçeğe aykırı belge düzenleyen davacının 657 sayılı Kanunun 125/D-f maddesi uyarınca 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı yönünde hüküm verilmiştir.

Sonuç olarak; gerçeğe aykırı harcırah beyannamesi verilmesi hem disiplin cezasını gerektirir hem de alınan fazla harcırah 6183 sayılı Kanun gereği tahsil edilir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER