Aydınlı vekiller Meclis’te atıştılar…

Aydın CHP Milletvekili Metin Lütfi Baydar ile AK Parti Milletvekili Mehmet Erdem TBMM genel kurulunda karşı karşıya geldi. Büyük Menderes Nehri’nin kirliliği ve Aydın’daki Jeotermal Santraller sebebiyle kanser vakalarının arttığını belirten CHP’li Vekil Baydar’a AK Parti Milletvekili Mehmet Erdem’in tepkisi sert oldu. Erdem, Aydın’daki kanser oranlarının Baydar’ın söylediği gibi yüksek bir orana sahip olmadığını ve Aydın’daki jeotermal santrallerin sorumluluğunun da Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğunu ifade etti.
<p>MHP Aydın Milletvekili Deniz Depboylu’nun <strong>“Menderes Nehri ve havza kirliliği araştırılsın”</strong> önerisi TBMM’nde görüşüldü. Bu konuda söz alan AK Parti Aydın Milletvekili Mehmet Erdem, Menderes Nehri hakkında detaylı bilgiler verirken Menderes Nehri’nin ıslahının AK Parti hükümeti döneminde yapıldığını söyledi.</p>
<p><strong>Erdem konuşmasında şunları kaydetti:</strong></p>
<p>“Büyük Menderes Nehri bizim can suyumuz, bizim göz bebeğimiz, bizim incimiz. O bakımdan öncelikle Milliyetçi Hareket Partisi Aydın Milletvekili Sayın Depboylu'ya teşekkür ediyoruz. Bir Aydınlı hemşehrimiz olarak gösterdiği hassasiyetten dolayı Aydınlılar adına da teşekkür ederim, şahsım adına da teşekkür ederim. Gerçekten Büyük Menderes Aydın'a, sadece Aydın'a değil, o doğduğu topraklara, Afyon'dan başlamak üzere Ege Denizi'ne dökülünceye kadar o alan içerisinde yüzyıllardan beridir bir hayat kaynağı olmuştur. O bakımdan hepimizin, Aydın'da yaşayan herkesin hassasiyetle üzerinde durduğu bir konudur.</p>
<p>Tabii, çevre çok önemli insan sağlığı açısından, gelecek açısından. Çok şükür AK PARTİ hükûmetleri döneminde ‘çevre’ kelimesi bakanlıkların ismine dercedilmiştir ve Büyük Menderes havzasının kirliliğiyle ilgili olarak daha önce de hepimiz, sivil toplum kuruluşlarıyla, siyasetçilerle hep birlikte bu konu üzerinde hassasiyetle durduğumuz için 2016'nın Ağustos ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından Büyük Menderes Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı hazırlanmıştır.</p>
<p>Bu plan altmış yedi sayfadır ve bu plan içerisinde Sayın Milletvekilimizin ifade ettiği bütün konular başlık hâlinde ve içerikleri itibarıyla teker teker ele alınmıştır. Evet, su kaynakları ve su kullanımı, tarım, sanayi, kentsel atık su altyapısı, endüstriyel atık su altyapısı, noktasal kirlilik yükleri, kentsel kirlilik yükleri, endüstriyel kirlilik yükleri, katı atıklardan kaynaklanan kirlilik yükleri, tarımsal kirlilik yükleri, hayvansal kirlilik yükleri, kentsel atık su, endüstriyel atık su, katı atık, jeotermal atık su ve diğer noktalarda, her noktada Büyük Menderes Nehri'nin havzasının kirlilik önleme planı hazırlanmıştır. Bu, AK PARTİ Hükümeti döneminde hassasiyetle üzerinde durulan bir konu olduğu için böyle bir plan hazırlanmıştır.”</p>
<p><img src="/upload/html-content/erdem_meclis_copy.jpg" alt="" /></p>
<p><strong>“50 YILDIR YATAK ISLAHI YAPILMAMIŞTI..”</strong></p>
<p>“Büyük Menderes Nehri'nin elli, altmış yıldan beri yatak ıslahı yapılmamıştı. AK PARTİ hükûmetleri döneminde yatak ıslah çalışması yapıldı ve Denizli'den Söke'de, Didim'de Ege Denizi'ne aktığı noktaya kadar yatak ıslahı gerçekleştirildi. Taşkınların önlenmesi adına çok çok önemli bir hizmetti. Yine, Büyük Menderes Nehri'mize yaklaşık 39 tane ana koldan su akımı olmaktadır akarsulardan ve bunların üzerine çok çok önemli barajların yapılması gerekiyordu taşkınların önlenmesi için. 2002 yılında Çine Adnan Menderes Barajı yüzde 15 civarında, İkizdere Barajı yüzde 5 civarında, Dandalaz Barajı yüzde 5 civarında gerçekleşmesi olan barajlarımızdı. Bu akarsular üzerinde yapılacak olan barajlar akarsuların dizginlenmesi açısından çok çok önemliydi ve bunlar, çok şükür, AK PARTİ döneminde yapıldı. Çine Adnan Menderes Barajı, Aydın İkizdere Barajı ve yine Karacasu Dandalaz barajları yapılmamış olsaydı taşkınlar çok daha sıkıntılı noktadaydı.”</p>
<p><strong>“MENDERES’TE KENTSEL KİRLENME YÜZDE 82..” </strong></p>
<p>“Evet, kirlilik… Kirlilik, bakıyoruz, Büyük Menderes havzası genelinde yüzde 82 oranla kentsel kaynaklı kirleticiler söz konusu. Yüzde 18 oranında da endüstriyel kaynaklı kirleticiler söz konusu. Dikkat ederseniz Büyükmenderes Havzası genelinde kentsel kaynaklı kirlenme oranı yüzde 82. Bu ne demek? Burada yerel yönetimlerimizin özellikle üzerinde çalışma yapması gerekiyor. Bu konuda teşvikler var, destekler var. Mesela Aydın ilinde Büyükşehir Belediyesinin ASKİ vasıtasıyla mutlaka arıtma tesislerini tamamlaması lazım. Yine, katı atık depolama tesislerinin yapılması lazım. Sadece Aydın'da değil, diğer illerimizde de hakeza bunların tamamlanması lazım.”</p>
<p><strong>“DURUM NEDİR?”</strong></p>
<p>Durum şu: Mesela Aydın ili merkezinde on beş yıl öncesinde bir tane katı atık depolama tesisi yapıldı, Didim'de yapıldı ve Kuşadası'nda yapıldı. Son on beş yıl içerisinde yapılan 3 tane tesis var. Ama on beş yıl önce Aydın merkezde bir katı atık depolama tesisi yapıldı ve yine mevcut sıvı atık arıtma tesisi yenilendi, on beş yıl önce yenilendi, yeni bir çalışma yapılmadı. <strong>Mesela Aydın merkezinde Efeler ilçemizde (nüfusu yaklaşık 300 bin) konutlarımızın kanalizasyon atıklarının yüzde 50'si arıtılmadan Büyükmenderes Nehri'neveriliyor.</strong> Bu konuda on beş yıl önce yer tespiti yapıldı. Yeni arıtma tesisi yapılması lazım fakat bir türlü, on beş yıldan beri bir adım atılmadı ve maalesef <em>(iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıralım) </em>Aydınlılar olarak gözbebeğimiz olan Büyükmenderes Nehri'ni en fazla koruması gereken biziz fakat <strong>Aydın Büyükşehir Belediyesi ASKİ vasıtasıyla Aydın merkezdeki konutların yüzde 50'sinin arıtılmadan, kanalizasyon sularının Büyükmenderes Nehri'ne akıtılmasını şu anda maalesef gözleri kapalı bekliyor. On beş yıldan beri Osmanbükü Mahallesi mevkisine yapılması gereken tesis bir türlü yapılmadı, bir adım atılmadı.”</strong></p>
<p><strong>“KATI ATIK DEPOLAMA TESİSLERİ..”</strong></p>
<p>“Yine, katı atık depolama tesisleri: Nazilli ve bölgesindeki 7 ilçenin daha hâlâ katı atık depolama tesisiyle ilgili bir adım atılmadı. Oradaki bütün bu çöpler vahşi depolama şeklinde doğaya bırakılıyor ve sonuç itibarıyla, çevreye, Menderes Havzası'na en büyük kirlilik katkısını yapmış oluyorlar. Bu bakımdan, evet, özellikle tabii bu endüstriyel atıkların da dikkate alınması lazım. Jeotermal kaynaklı sorunlar var. Tabii, bunlarda, özellikle OSB'lerde sanayi tesislerindeki müeyyideler var, kanuni müeyyideler konulmuş ve çok ciddi cezalar var. Yine AK PARTİ Hükûmeti döneminde devreye giren ALO 181 hattı, ALO Çevre Hattı; her türlü yanlışlıkta, sanayi tesislerinin olsun jeotermalcilerin olsun her türlü çevre katliamında vatandaşlarımızın ALO 181'i arayarak cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunma imkânları var çünkü kanuna aykırı hareket eden elbette suç işlemiştir.”</p>
<p><img src="/upload/html-content/byd.jpg" alt="" /></p>
<p><strong>CHP’Lİ BAYDAR, ERDEM’E GÖNDERME YAPTI..</strong></p>
<p>AK Parti Milletvekili Mehmet Erdem’in konuşmasından sonra söz alan CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, CHP Grubu adına yaptığı konuşmada kendisinden önce konuşma yapan AK Parti Aydın Milletvekili Mehmet Erdem’e, “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle bir yanlış bilgiyi düzelterek sözlerime başlamak istiyorum. Benden önceki Adalet Kalkınma Partili milletvekili arkadaş ilk çevre konusunun AKP hükûmetleri tarafından gündeme getirildiğini ifade etti, oysa ilk Çevre Bakanı Ali Talip Özdemir'dir ve Anavatan Partisi döneminde ilk Çevre Bakanlığı kurulmuştur. O yüzden ‘Her şeyi AKP döneminde yaptık’ anlayışını, lütfen, konuşurken tekrar bir düşünmeniz gerekir. Siz, Çevre Bakanlığını korumayı bir tarafa bırakın, yanına şehirciliği de ilave ederek çevrenin tamamen etkisizleştirilmesini sağladınız; onu ifade etmek istiyorum. Madem bu kadar çevreye duyarlısınız Sayın Milletvekili, Aydın'da jeotermaller için ruhsat alınırken ÇED raporu alınmadan ruhsat verilmesine neden sesiniz çıkmıyor da gelip bu kadar çevre duyarlılığı gösteriyorsunuz?” şeklindeki sözlerle gönderme yaptı.</p>
<p>Baydar, <strong>“Küçükken yüzmeyi öğrendiğim, traktör şambreliyle Horsunlu'nun altında yüzmeyi ilk öğrendiğim Büyük Menderes Nehri'nin, çocukluğumda suyunu içtiğim Büyük Menderes Nehri'nin kirliliği hakkında bir Meclis araştırması önergesi üzerinde konuşmanın bana ne kadar üzüntü verdiğini ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum"</strong> diyerek konuşmasına başladı.</p>
<p><strong>Baydar sözlerini şöyle sürdürdü:</strong></p>
<p>“Evet, günlük yaşam içerisinde belki kirlilik çok önemli değil, daha önemli konular olabilir ama siyasi yaşamın hırgürü içerisinde çevre ne yazık ki en önemli ve en tehlikeli sorunlarımızdan bir tanesi. Sadece hava, su ve toprakta oluşan çevre kirliliği değil, onun dışında toprakta nitelik ve nicelik açısından uygun olmayan bileşimlerin bulunması sonucunda toprak kirliliği meydana gelmekte, bu bileşikler, özellikle ağır metaller, pestisitler yani ziraat ilaçları ve onun ötesinde petrol artıkları, hormonlar, organik bileşikler ve radyoaktif atıklar olarak sınıflandırılmaktadır. Toprak kirliliğinin çevre sağlığı açısından en önemli etkisi, topraktaki kirleticilerin bitkilere geçmesi ve bu bitkileri doğrudan yiyen insanlara veya bu bitkilerle beslenen hayvanlardan elde edilen hayvansal ürünlerin tüketilmesi sonucu insana kadar bu kirliliğin ulaşmasıdır.”</p>
<p><strong>“MENDERES AŞIRI KİRLİLİK BASKISI ALTINDA..”</strong></p>
<p>“Türkiye'de son kırk yılda yaklaşık 1 milyon 300 bin hektardan fazla sulak alan kurutma, doldurma, drene etme, şehirleşmeye açılma gibi müdahalelerle ve kirlilik nedeniyle ekolojik ve ekonomik özelliklerini yitirmiştir. Ülkemizdeki 25 akarsu havzasından biri olan Büyük Menderes'teki su kirliliği, havzada yaşayan 2,5 milyon insanı ve havza ekosistemini tehdit etmektedir. Tarım, sanayi ve turizm sektörlerinin ve havza ekosisteminin su ihtiyacını karşılayarak doğal ve sosyal yaşamının devamlılığını sağlayan Büyük Menderes Nehri ne yazık ki aşırı kullanım ve kirlilik baskısı altındadır. Menderes Nehri bugün Türkiye'nin en kirli <em>-sayın milletvekili arkadaşımın da ifade ettiği gibi-</em> 3'üncü nehri olup su kalitesi 4'üncü sınıf su kirlilik seviyesindedir. Bu suyun tarımsal sulamada kullanılması oldukça zararlıdır.”</p>
<p><strong>“ÖZELLİKLE JEOTERMAL KİRLETİYOR..”</strong></p>
<p>Menderes Nehri'ni Afyon, Uşak, Denizli ve Aydın'daki sanayi tesisleri, kanalizasyon atıkları, tarımsal ilaçlar ve özellikle jeotermal akışkanları, jeotermallerdeki boruları temizlemek için kullanılan bor ve asitler ne yazık ki ciddi olarak kirletmektedir. Beşparmak Dağları'ndaki maden ocaklarının atıklarını da unutmamamız gerekir. Bu kirli suyla Menderes havzasındaki toprakların uzun yıllardır sulanması sonucu bugün havza topraklarındaki kirlilik, Menderes Nehri'nin kirliliğinin 5 katı fazla hâle gelmiştir. Gelinen nokta itibarıyla, şu an Menderes havzasındaki kirli topraklarda yetiştirilen bitki ürünleri sağlıklı gıda özelliğini kaybederek insan sağlığı için tehdit oluşturur hâle gelmektedir. Büyük Menderes havzasındaki topraklardaki ürünlerden elde edilen tohumların genetik yapısı bozularak daha sonraki dönemlerde yetiştirilecek olan ürünleri etkilemekte vebu topraklardaki ağaçların genetik yapısını bozarak verimin düşmesine neden olmakta hatta ağaçları kurutmaktadır. Aydın, Türkiye'de en fazla incir ve zeytin ağacının olduğu ildir. Aydın'daki incir ve zeytin ağaçlarının yaklaşık yüzde 50'si Menderes Nehri'ne yakın havza topraklarında yer almaktadır. Tarım ürünleri ve ağaçların genetik yapısında oluşan etkilerin bu bitkileri doğrudan yiyenlerde, bu bitkilerle beslenen hayvanlardan elde edilen ürünleri tüketen insanlarda ortaya çıkaracağı sonuçlar göz ardı edilmemelidir.”</p>
<p><strong>“KANSERE BAĞLI ÖLÜMLER ARTTI..”</strong></p>
<p>“TÜİK'in 2017 yılı açıklamasına göre Aydın, Türkiye'de dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı ölümlerin en fazla olduğu 3'üncü ildir. Yine, Aydın'da kansere bağlı ölümler son on yılda Türkiye ortalamasının 2 katından fazladır. Burada, özellikle jeotermal tesislerinden Menderes Nehri'ne bırakılan atıklar ve jeotermalden sülfürik asitli olarak elde edilen buharların havaya yayılmasıyla hem ekosistem değişmekte hem de Aydın'ın en önemli ve dünyanın en önemli inciri olan incirin kalitesi yok olup gitmektedir. O eski, Germencik'in kurutulmuş incirini arar hâle geldik. Şimdi dağlardaki Dağyeni ve Çarıklar incirlerini tercih eder durumdayız. Ayrıca, dünyada bulanan suyun yüzde 1'inden daha azının insan kullanımına uygun olduğu, dünya nüfusunun üçte 1'inin orta ve ileri derecede su sıkıntısı bulunan ülkelerde yaşadığı düşünüldüğünde, Menderes Nehri ve havzanın önemi daha iyi anlaşılacaktır. Burada, Menderes havzasında tepeli pelikanların üreme alanı olup aynı zamanda 256 tespit edilen kuş türü de yaşamaktadır.”</p>
<p><strong>“MENDERES TAŞACAK, AKP’Lİ VEKİLLER BAKACAK..”</strong></p>
<p>“Büyük Menderes havzasının kirliliğiyle birlikte düşünülmesi gereken bir konu daha vardır, o da neredeyse iki yılda bir defa yaşanan Büyük Menderes taşkınlarıdır. 2011 yılında iktidar milletvekilleri Büyük Menderes Nehri'nin denize ulaşan kısmına kadar ıslah edileceğini ve çalışmaların en kısa sürede bitirileceğini kamuoyuyla paylaştılar. 2012 geldi, Menderes taştı; 2013 oldu, taştı; 2014, 2015'te de taştı. Bu taşkınları AKP milletvekilleri sadece izlediler. Beyanat verdiler, ‘Taşkınlarla ilgili birtakım şeyler yapılacak’ dediler. Son iki yılda da muhtemelen yağış veriminin düşüklüğü nedeniyle taşkınlar olmadı. Şimdi yine aynı şeyleri konuşacaklar fakat bölge artık buna inanmıyor, ‘Menderes taşacak, AKP vekilleri bakacak ve biz yine kaderimize terk edileceğiz" diyor.</p>
<p>Bölge ve ülkemiz açısından büyük önem taşıyan havzada yaşanan sorunların ve çözüm önerilerinin kurulacak bir komisyonla tespit edilmesi elzemdir. O yüzden, bu Meclis araştırması komisyonunun kurulması için Cumhuriyet Halk Partisi olarak olumlu oy vereceğimizi ifade etmek istiyorum.</p>
<p><strong>“MENDERES KİRLİLİĞİNE TEDBİR ALINMADI..”</strong></p>
<p>“1 Kasım 2016 Seçim Beyannamesinde, AKP ‘Çevreyi gelecek nesillere karşı bir sorumluluk bilinciyle ele alır ve bir emanet olarak görürüz’ demesine rağmen, çevreyle ilgili, özellikle Menderes kirliliğine, sanayi atıklarına ve jeotermal atıklarına yönelik olarak herhangi bir tedbir alınmamıştır. Jeotermal atıklarına yönelik bir tedbir alınmasını bir tarafa bırakın, jeotermal tesislerinde ÇED raporu bile istenmeden onlara ruhsat verilmiştir. Bu ifade Büyük Menderes Nehri'ndeki yaşananlara tam bir çelişki oluşturmaktadır.</p>
<p>Yine, AKP'nin seçim beyannamesinde ‘Neler yaptık’ bölümüne bakıyoruz, şu ifadeler yer alıyor: ‘Son yıllarda çevre ve insan sağlığını korumak amacıyla katı atık yönetimine önem verdik ve bu çerçevede düzenli depolama tesisleri yapımına hız verdik.’ Başka büyük şehirlerin katı atıkları ve kanalizasyonları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından üstlenilirken ne yazık ki Aydın'da AKP'li vekiller tarafından ‘Büyükşehir yapsın’ denmektedir. Bu adaletsizliğe buradan isyan ettiğimi ifade etmek istiyorum.”</p>
<p><strong>“ÖNERİMİZİ KABUL EDİN..”</strong></p>
<p>“Önerimiz, Bafa Gölü ve Beşparmak Dağlarının Menderes Deltası'yla birlikte millî park kapsamına alınmasıdır. Büyük Menderes Nehri başka bir ülkede değildir, hep beraber, kirletmeden, sahip çıkmamız gerekmektedir. Gelin, bu öneriyi kabul edin, bölgede yaşayan insanlara, doğaya, hayvanlara yazık etmeyin.”</p>
<p><img src="/upload/html-content/AA11.jpg" alt="" /></p>
<p><strong>“ERDEM, BAYDAR’A CEVAP VERDİ..”</strong></p>
<p>Milletvekili Erdem, Metin Lütfi Baydar’ın konuşmasından sonra yeniden söz istedi.</p>
<p>Mehmet Erdem, Baydar’ın konuşmasında <strong>“TÜİK'in 2017 yılı açıklamasına göre Aydın, Türkiye'de dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı ölümlerin en fazla olduğu 3'üncü ildir. Yine, Aydın'da kansere bağlı ölümler son on yılda Türkiye ortalamasının 2 katından fazladır”</strong> ifadelerine cevap verdi.</p>
<p>Baydar’ın verdiği bilginin gerçeği yansıtmadığını söyleyen AK Parti Milletvekili Mehmet Erdem, <strong>“TÜİK’in 2016 yılı istatistiklerine göre Türkiye genelindeki ölümlerin % 19,7 kanser kaynaklı iken Aydın İlindeki ölümlerin % 17,3 kanser kaynaklıdır. Sayın Baydar’ın ‘Aydın'da kansere bağlı ölümler son on yılda Türkiye ortalamasının 2 katından fazladır’ ifadesinin TÜİK rakamlarıyla bir alakası olmayıp, Aydın Tabip Odası’nın iddiasıdır”</strong> dedi.</p>
<p><strong>“SİYASETE ALET EDİLİYOR..”</strong></p>
<p>Mehmet Erdem Meclis kürsüsünden konuşmasını söyle sürdürdü:</p>
<p><strong>“Sayın Milletvekili arkadaşımızın ‘Menderes Havzası’ duyarlılığını saygıyla karşılıyorum. Fakat Sayın Milletvekilimiz değil ama Aydın'da bazı, STK'lar, bazı kişiler özellikle bu çevre meselelerini siyasete, politikaya alet ediyorlar ve açıklama yapıyorlar, diyorlar ki: ‘Aydın'da kanser oranı iki kat arttı.’ 2016'nın TÜİK rakamları açıklandı. Türkiye'de kanserden ölüm vakaları 19, 7; Aydın'da yüzde 17, 3. Yani Türkiye ortalamasının 2 puan daha aşağısında. TÜİK verileri yeni açıklandı. Kendisi de tıp doktoru zaten, bu verileri çok iyi takip ediyordur.</strong></p>
<p><strong>Yani siyaset üretmek için öyle söylemler geliştiriliyor ki, ‘İncir kanser yapıyor.’ Aydın'ın inciri, dünya çapında kıymetli bir ürün. Kendi incirimize, kendi ürünümüze, kendi tarımsal ürünlerimize, kendi yöremize en büyük yanlışlığı bu siyaset anlayışı ile, politika yapma vesilesiyle yapıyoruz. ‘Siyasetten, 3-5 oy kazanalım, iktidarı yıpratalım’ diye kendi ürünlerimizi, kendi yöremizi yıpratmaya hakkımız yok.”</strong></p>
<p><strong>“AYDIN BŞB ARITMA TESİSLERİNİ HAYATA İVEDİLİKLE HAYATA GEÇİRMELİDİR..”</strong></p>
<p>Büyük Menderes Nehri’nin kirliliğini önleyecek olan atıksu arıtma ve katı atık bertaraf tesislerinin bir an evvel yapılması gerektiğine vurgu yapan Milletvekili Erdem, <strong>“2872 sayılı Çevre Kanunu’nun Geçici 4’ncü maddesi ile bu tesislerin yapımı ve işletmesi görevi yerel yönetimlere verilmiş olup Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin yasanın öngördüğü arıtma tesislerini ivedilikle hayata geçirmesi Aydınımız için elzemdir. Bu gibi hassas konularda toplumu doğru bilgilendirme sorumluluğuna sahip olmak durumunda olan politikacıların ve STK’ların toplumu ispat edilmemiş iddialar yerine somut ve gerçek bilgilerle aydınlatması gerektiğine olan inancımı belirtiyorum” </strong>diye konuştu.</p>
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.