0.542. 537 86 70
2023-03-09
Yeni Kıroba
Gazetesi’nden Murat Tan’ın haberine göre,
Kuşadası'nda 2 Mart Perşembe günü Türkmen Mahallesi Ünlü Sokak’ta bulunan Akdeniz Sitesi’ndeki ikamet ettiği apartmanda merdiven yıkarken basamaktan düşen Sevil Aydın, kaldırıldığı Kuşadası Devlet Hastanesi’nde yer olmaması gerekçesiyle, olaydan bir gün sonra Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi’ne sevk edildi.
Hastaneye yatırılmasından 4 gün sonra diz kapağındaki ufak çaplı kırık nedeniyle ameliyata alınan Sevil Aydın, ailesinin iddiasına göre, herhangi bir tansiyon, kalp rahatsızlığı ya da başka bir şikayeti olmamasına rağmen 6 Mart günü saat 13:30’da girdiği ameliyattan sağ çıkamadı. Aydın’ın, Söke Devlet Hastanesi’nden onaylanan ölüm raporunda, ölüm şekli ‘Bulaşıcı olmayan hastalık’ yani doğal ölüm olarak belirtilirken, acılı ailenin doktorlardan şikayetçi olması üzerine savcılık olaya ilişkin soruşturma başlattı.
“BİZE ‘MİLYONDA BİR’
DEDİLER”
Yaşanan olayla ilgili olarak acılı aile adına savcılığa suç duyurusunda bulunan Sevil Aydın’ın oğlu Selahattin Aydın, “Annemin kalp ve tansiyon gibi hiçbir rahatsızlığı yoktu. Annemin ameliyatına Doktor Ü. bey ile birlikte hastanede görevli kardiyolog ve nörolog iki kadın doktor girdi. Süreçle ilgili savcılık soruşturması devam ediyor. Otopsi sonucu henüz çıkmadığı için durum netleşmedi. Bize ameliyata giren doktorlarca milyonda bir rastlanacak bir durum olduğu söylendi. Çünkü annemde tansiyon, kalp gibi herhangi bir rahatsızlık söz konusu değildi. Bu çok basit bir ameliyattı. Bize ‘milyonda bir’ denilmesine de biz anlam veremiyoruz. Ağır narkoz verilmesinden kaynaklı olarak uyandığında vücudu bir tepki de vermiş olabilir. Zaten uyandığından narkozdan ötürü nefes alamamış. Muhtemelen lokal anestezi yerine genel anestezi yapıldığını düşünüyoruz. Uyandığında 4-5 kere kalbi durmuş, tekrar hayata döndürmeyi denemişler ama olmamış. Şu anda otopsi sonucunu bekliyoruz” dedi.
KUŞADASI'NDA AMELİYAT
SIRASI DOLU DENDİ
Selahattin Aydın, olayın ardından Söke Polis Merkezi’ne şüpheli ölüm nedeniyle şikayetçi olduklarını aktararak ayrıntılı şekilde sürece ilişkin polise verdiği ifadesinde, “Annem 2 Mart günü ikamet ettiğimiz apartmanın girişinde temizlik yaparken ıslak zeminde kaymış ve acile götürülmüş, ben olayı dışarıdayken saat: 19.00 sıralarında haber aldım ve Kuşadası Devlet Hastanesine gittiğimde poliklinikler kapalıydı. Acil kısmına gittiğimde annemin ayağına alçı yapılacağını öğrendik. Orada Acildeki doktor bize röntgen çektik, muhtemelen kırık var, mesai saatlerinde Ortopedi doktoruna görünün dedi. Biz 3 Mart günü öğlen saatlerinde annemi alarak Kuşadası Devlet Hastanesi Ortopedi servisine götürdük, bize sol dizinde Patella kırığı var, ameliyat olması gerekiyor, Kuşadası’nda ameliyat sırası dolu, Söke Devlet Hastanesinde götürebileceğimiz söylendi” diye konuştu.
“AMELİYATA GİRMEDEN
ÖNCE NEŞELİYDİ”
İfadesinde, annesinin ameliyattan önce neşeli ve iyi durumda olduğunu belirten Aydın, şu ayrıntıları paylaştı;
“Sonrasında Ü. bey geldi ve oda ameliyat olması
gerekiyor, cumartesi pazar yatışı yapılsın, pazartesi ameliyatını yapalım dedi.
Biz annemin ameliyat öncesi doktorun verdiği EKG, kan alınması ve rutin
kontrolleri yapıldıktan sonra bir sorun çıkmayınca bizde doktora bir sıkıntı
yoksa pazartesi gelsek olur mu dedik ve doktor bize izin verdi bizde annemi
alarak evimize gittik. 6 Mart günü saat: 08.00 sıralarında Söke Devlet
Hastanesine geldik, annem geceden aç gelmesi istenildiği için geceden beri
yemek yemedi, bizden istenildiği gibi geldik, annemin durumu iyiydi, neşeliydi.
Doktor Ü. Bey, durumunu kontrol etti, bize durumu iyi önce anesteziye alacağız,
sonra küçük bir ameliyata alacağız, ameliyat yarım saat ile bir buçuk saat
kadar sürer diye bize bilgilendirme yaptı, sonra annemi saat: 13.30 sıralarında
ameliyathaneye aldılar. Yaklaşık bir buçuk saat kadar sonra Doktor Ü. Bey,
ameliyathaneden çıktı ve yanımıza gelerek annemin bir kalp
rahatsızlığı olup olmadığını sordu. Ben rahatsızlığı yoktu dedim, doktor bize
annemin nefes alamadığını, kalp ritminin farklı olduğunu, durumun ağır olduğunu
müdahale edileceğini söyledi ve tekrar içeri girdi, yaklaşık yarım saat sonra
Ü. bey yanında bir bayan doktor ile dışarıya çıktı, doktor hanım annemin
durumunun ağır olduğunu, kalbinin devamlı olarak durduğunu, 4-5 kez müdahale
ile tekrar hayata döndürdük ancak bilinmeyen bir sebepten dolayı devamlı olarak
kalbi duruyor hastanın yapacakta çok da fazla bir şey yok dedi.
Sonrasında ameliyathaneden bu kez bu iki doktorun yanında üçüncü bir bayan
doktor daha çıktı. İki bayan doktor ile Ü. bey yanımıza geldi ve sonradan gelen
bayan doktor, sanırım nörologtu, bize "bir hastalıktan bahsetti, tam
olarak anlamadıklarını ancak bu hastalıktan dolayı olabileceğini, bu hastalığın
milyonda bir görülen bir rahatsızlık olduğunu belirtti. Yapabilecekleri bir şey
olmadığını, bende yapabileceğiniz bir şey yok mu bayan doktorlardan birisi
hangisi olduğunu hatırlamıyorum bize “isterseniz özel hastaneye
götürebilirsiniz, yapabileceğimiz bir şey yok, emin olmak için Otopsisine
baktırabilirsiniz" dedi. Bunun üzerine ben de şahıslara "ne oldu öldü
mü, neyin otopsisi" dedim, doktorlar yok daha diyerek içeri girdiler,
yaklaşık yarım saat kadar sonra üç doktor yine çıktılar ve bize hastayı kaybettik
dediler. Biz de oradan müracaat etmek için polis Merkezine geldik. Annemin
herhangi bir kalp rahatsızlığı yoktu, şeker kolestrol, tansiyon hastalığı
yoktu, Kronik hiç bir hastalığı yoktu. Devamlı olarak kullandığı hiç bir ilaç
yoktu. Annem ameliyata girmeden önce durumu gayet iyiydi, morali yerindeydi,
neşeliydi. Annem düşerken tek başınaymış, yerler ıslakken temizlik yaparken
ıslak zeminde kayarak düşerek yaralanmıştır. Annemin düşmesi olayında kimsenin
bir kastı kusuru veya kabahati yoktur. Benim annemin düşerek ayağını kırması
ile ilgili bir şikayetim yoktur. Ben annemin ameliyat sırasında vefat etmesi
olayının araştırılmasını ve annemin ölümünde bir ihmali ve kusuru olan biri
varsa şikayetçiyim”.