Aydın
08 Mayıs, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    38.01
  • EURO
    42.12
  • ALTIN
    3685.4
  • BIST
    9.477
  • BTC
    76538.750$

Ahmet Özcan’ın avukatından açıklama

Ahmet Özcan’ın avukatından açıklama
Ahmet Özcan’ın Avukatı Gamze Keklik Didim İlçe Emniyet Müdürü Yunus Dinç'i kumpas haberlerle suçladı…

Didimli iş insanı ve geçmiş dönemde adı sıkça haberlere konu olan Ahmet Özcan, hakkında çıkarılan ve kendisinin de sosyal medya ve pek çok yayın kurumuna yaptığı açıklamalarla kumpas olduğunu öne sürdüğü suç isnatlarına ilişkin Bosna-Hersek’te göz altına alındı. 

Kırmızı bülten ile aranan ve hem avukatları, hem yakınları hem kendisi tarafından defalarca yapılan canlı yayınlarla hakkındaki iddialara tek tek cevap veren Ahmet Özcan'ın gözaltına alınması, medyaya, “Suç makinesi” olarak servis edildi. Medyaya servis edilen iddialar arasında çok sayıda ne arama bülteni ne de devlet kayıtlarında bulunmayan suç isnatları yer alıyordu.

Bilindiği gibi Ahmet Özcan bu olaylar öncesi Didim İlçe Emniyet Müdürü Yunus Dinç ve bazı devlet görevlilerinin karıştığı ve ağır cezalar gerektiren suç iddialarını gündeme taşımıştı. Yunus Dinç ile birlikte bazı siyasetçilerin karıştığı yasa dışı iddiaları gündeme getiren Ahmet Özcan, Dinç ile eskiden birlikte çalıştıklarını fakat Dinç'in Didim Belediyesi Eski Başkanı Ahmet Deniz Atabay ile sorunları olan bir iş insanını öldürme talebi üzerine kendisinin bunu reddettiğini, bu nedenle aralarının açıldığını kaydetmişti.

Özcan aynı zamanda Didim'deki zehir ticareti ile bazı kamu görevlilerin bağlantılarından mekanların kurşunlaması, haraç olayları gibi konulardaki iddiaları da hem yerel, hem ulusali hem Avrupa medyalarında gündeme taşımıştı.

Hatta İlçe Emniyet Müdürü Yunus Dinç'in, adının karıştığı iddialar arasında, kırmızı bültenle aranan kokain baronu ve Yaramış Karteli lideri Bayram Yaramış'ın oğlunun Didim'de hem de polis korumasında kamuya açık düğün yapması olmuştu. Polis korumasında yapılan bu düğün sadece yerel-ulusal medyada değil, Avrupa medyasında da uzun süre haberlere konu olmuştu. Hatta Yunuş Dinç tarafından 250 bin dolar rüşvet karşılığı Kırmızı bülten ile aranan kokain baronu Bayram Yaramış'a silah ruhsatı verilmeye çalışıldığı ortaya çıkmıştı. Haberler sonrası bu ruhsat Aydın Valiliği tarafından iptal edilmişti.

Olaylar bununla da kalmamıştı. Yaramış Karteli tarafından Didim'e getirildiği öne sürülen iki araçlık suikast konvoyu ile hedef gösterilen isimlere karşı saldırılar yapılacağı ileri sürülüyordu. İddialar arasında JİTEM tarafından suikast ekiplerinin kaldığı otele yapılacak operasyon öncesi emniyet içinden yapıan uyarılar nedeniyle, otomatik silahlarla donatıldıkları öne sürülen bu şahısların firar ettiği de haberlere yansımıştı.

Bunun yanında Ahmet Özcan'ın o dönem 17 yaşında olan ve İstanbul Balıklı Rum Hastanesi'nde tedavi gördüğü belirtilen bipolar hastası yeğeni dört polis memuru tarafından bir gece kulübüne götürülmüş ve polislere ait silahla gece kulübünde kurşunlama ve yaralama olayları yaşanmıştı. Doğrudan Ahmet Özcan'a komplo olarak kamuoyunda tanımlanan bu dosya ise sadece bir polis memuruna küçük bir ceza ile kapatılmış, 17 yaşındaki genç hapis cezası almıştı.

Yunus Dinç'in adı topladığı rüşvetleri kayınbiraderleri üzerinden marketler ve villalar yoluyla akladığı iddialarına da karışmıştı. Yunus Dinç'in özellikle kendi adının karıştığı bu olayları sanki Ahmet Özcan yapmış gibi yalan beyancı tanıklar üzerinden legalize etmeye çalıştığı da gündeme gelmişti. 

Bunun yanında geçmiş dönemde yaşanan bazı kurşunlama olaylarının failleri başka iken o suçlar da yaptırılan haberlerde Ahmet Özcan'a yıkılmaya çalışıldı.

Aydın İl Emniyet Müdürlüğü tarafından Yunus Dinç tarafından geçmiş dönemde açılan soruşturma dosyasının akıbeti bilinmez iken devlet memurluğunda pek rastlanmayan şekilde çok uzun süredir aynı koltuğu işgal etmesi, devlet içerisinde kim veya kimler tarafından korunduğunu da ayrıca gündeme getirdi. Çünkü Ahmet Özcan yaptığı bir canlı yayında MHP Aydın İl Başkanı Haluk Alıcık'a on bin dolar rüşvet verdiğini, tarih ve tanıklarıyla birlikte açıklamıştı. Hatta bu süreç içerisinde aynı zamanda Ege Bölgesi Urfalılar Federasyon Başkan Yardımcısı olan Özcan'ın evi basılmış, eşi ve çocuklarının yanında köpeklerle suç isnadı amaçlı yasaklı madde araması yapılmıştı. Bu baskın da haberlerde yer almıştı. Gözdağı ve kumpas amaçlı bu baskında yine hiç bir delile ulaşılamamıştı.

Ahmet Özcan'ın yakalanması sonrası kayıtlarda olmayan pek çok suçun üzerine yıkılmaya kalkışılması, beraberinde çeşitli soru işaretlerini getirdi.

Aydın Şafak Gazetesi yaptığı araştırmada ilginç bilgilere ulaştı.

Ahmet Özcan ile aralarında husumet bulunan Yunus Dinç, haberle ilgili Didim'de bir gazeteciyle görüştü. Özcan'ın dosyasında olmayan bilgiler dahil ne kadar ağır iddia varsa onları dile getirdi. Daha sonra bir ulusal gazete ile görüşen Yunus Dinç, bu haberdeki gerçek dışı iddiaları onlara da doğruymuş gibi aktardı.

Ahmet Özcan'ın suç makinesi gibi gösterildiği haberler araştırıldığında, çok büyük bir kısmında gerçeklik payı bulunmadığı görüldü.

Haberi yapan gazetecinin de çalıştığı yerel gazete haberi yayından kaldırdı. Diğer bazı basın kurumları ise gerçeği öğrendiklerinde, haberde düzeltmeye gittiler.

Ahmet Özcan'ın Avukatı Gamze Keklik tarafından yapılan açıklamada müvekkili hakkında sadece 2 yıl bir aylık denetime tabi bir suç kaydı olduğu, haberlerde yer alan iddiaların sadece Didim İlçe Emniyet Müdürü Yunus Dinç kaynaklı itham ve iftiralardan ibaret olduğunu belirtti.

Müvekkilinin geçmiş dönemdeki bazı kayıtlarının yeni gibi aynı zamanda organize suç örgütü lideri tanımlamasıyla yayınlanması karşısında gerekli yasal işlemleri başlatıklarını vurgulayan Avukat Gamze Keklik, müvekkilinin bir iş insanı olduğunu ve husumet kaynaklı bu haberlere karşı sessiz kalmayacaklarını da beyan etti.

Müvekkiline karşı kurulan kumpas amaçlı girişimlerde adı geçen şahıslar ile tanıkların hiç birinin olayları doğrulamadıklarını da belirten Avukat Gamze Keklik, yapılan gerçek dışı suç isnatlarının husumet kaynaklı olduğunu da dile getirdi.

İşte Ahmet Özcan'ın Avukatı Gamze Keklik tarafından yapılan açıklama ve Özcan hakkında sadece 2 yıl bir aylık denetime tabi UYAP kaynaklı sabıka kaydı;

Adaletin Ötesinde: Bir İsim Nasıl Linç Edilir?

Gündem hızlı değişiyor. Bir gün herkesin tanımadığı bir isim, ertesi gün manşetlerde “suç örgütü lideri” olarak karşımıza çıkabiliyor. Dosyalar açılıyor, haberler servis ediliyor, ekranlara düşen bir yüz, toplum nezdinde çoktan “suçlu” ilan ediliyor. Oysa yargı karar vermediği sürece hiç kimse suçlu değildir. Ve işte bu nedenle bugün, Ahmet Özcan’ın isminin kamuoyu önünde nasıl yıpratıldığını konuşmak zorundayız.

Geçtiğimiz günlerde bazı ulusal ve yerel medya organlarında, Ahmet Özcan hakkında haberler yayımlandı. Haber başlıkları oldukça dikkat çekiciydi:

“Kırmızı bültenle aranan suç örgütü lideri yakalandı.”

“Aydın’a kabus olan adam sonunda yakalandı.”

“Tehdit, cinsel taciz ve 22 ayrı suç kaydı.”

Bunları okuyan herkesin zihninde aynı algı oluştu: “Bu kişi organize suçlardan aranıyor.” Peki, gerçekten öyle mi?

Hayır.                       

Gerçekler çok daha farklı. Ve belki de daha can yakıcı.

Gerçeğin Sessizliği, Manşetlerin Gürültüsünde Boğuluyor

Ahmet Özcan’ın adli sicil kaydında iddia edilen bu suçların hiçbiri yok. Tekrar ediyorum: Ne cinsel taciz, ne tehdit, ne de 22 ayrı suç kaydı. Bunlar hiçbir resmi kayıtta yer almıyor. Müvekkilimin sabıka kaydı temiz. Kaldı ki, dosya kapsamında dinlenen müştekilerin çoğu, Ahmet Özcan’ı tanımadıklarını, aralarında husumet bulunmadığını ve şikayetçi olmadıklarını beyan etmiş durumda.

Peki bu iftiralar neden?

Çünkü müvekkilim, bir dönem Aydın İl Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bir kişiyle – Yunus Dinç ile – kişisel düzeyde yaşadığı bir gerginliğin ardından sistematik şekilde hedef gösterilmeye başladı. Bu olay sonrası hakkında açılan dosyalar, hızla büyütüldü. Üstelik medya, henüz yargı kararı olmayan bir süreçte, müvekkili kamuya açık infaza sürükledi.

Hukuk Suskun Kalmaz

Bir kişinin adını, kimliğini ve yüzünü, “suç örgütü lideri” etiketiyle servis etmek, yalnızca basın ahlakına değil, Anayasa’ya, Türk Medeni Kanunu’na, Ceza Kanunu’na ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. Masumiyet karinesi, yalnızca hukuk kitaplarında değil; manşetlerin, sosyal medya başlıklarının, yorumların arasında da korunmalıdır.

Bu nedenle müvekkilim adına ilgili yayınların kaldırılması, erişimin engellenmesi ve itibarının iadesi için tüm yasal süreçleri başlattık. Bu bir onur mücadelesidir. Ve adaletin olduğu yerde onur sahipsiz kalmaz.

Sözün Gücüyle Yargılamayın, Gerçeğin Gücünü Bekleyin

Gazetecilik, kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğudur. Ancak hüküm verme yetkisi yalnızca mahkemelere aittir. Henüz mahkeme kararının olmadığı bir süreçte, “suçlu” yaftasıyla insanları damgalamak, yalnızca gazetecilik değil, insanlık suçu sayılmalıdır.

Ahmet Özcan bugün manşetlerde.

Ama yarın beraat ettiğinde, bu linç kampanyasının geri dönüşü olmayacak.

Hepimiz, adaleti beklemeyi öğrenmeliyiz.

Çünkü adaletin sustuğu yerde, manşetler hüküm verir.

Av. Gamze Keklik / İstanbul

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!