© Aydın Şafak

Evdeki hesap…

Yerelde görev yapan AK Partililer, Özlem Çerçioğlu transferinin bir faciayla sonuçlanacağını zaten görüyorlardı. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve parti genel merkezi bu kararı alınca, ellerinden geldiğince destek olmaya çalıştılar. Gel gelelim her şey nafile... Özlem Çerçioğlu yine bildiği yolda. Ekibim dediği bazılarına göre eldeki dosyalara bakınca örgüt diye tanımlanan yapılanmasıyla yola devam etmek istiyor. AK Parti ve MHP’ye çaycılık dahi bırakmıyor.

Özlem Hanımı uyarmak isteriz; “Ülkenin geldiği durum açıktır. Zenginliğine güvenme bir kıvılcım yeter, güzelliğine güvenme bir sivilce yeter demişler. Diğer deyişle ne oldum değil, ne olacağım demeli...” Özlem Hanım Aydın Şafak olarak bizi iyi bilir. Bu satırları kaleme alırken, boş yazmayacağımız da bilir.

Atalar sözüdür; 

“Evdeki hesap çarşıya uymadı...”

Diğer ata sözüyle, “Yanlış hesap Bağdat'tan döner...”

AK Parti ile Özlem Çerçioğlu'nun durumu budur...

Sözü uzatmaya gerek yok...

Son anketlere bakalım...

HSB firmasının anketinde Özlem Çerçioğlu'na destek yüzde 30'a düşmüş.

AK Partili olduğu herkesçe bilinen GENAR Firması anketinde, yine sonuçlar HSB’nin biraz üzerinde. Fakat bizce bir miktar yüksek gösterildiği kanaati oluşsa da, facia düzeyinde.

Bu araştırmalar, Özlem Çerçioğlu'nun AK Parti'ye geçişi sonrası, bizzat AK Partili bazı isimlerin tepkiyi ölçmek adına parti içi talep ettikleri, kamuoyuna kapalı anketler, Eylül ayını kapsıyor.

GENAR anketinde kesin cevap verenlerin yüzde 52’si, Özlem Çerçioğlu'na güvensizlik gösteriyor. Yüzde 39 Özgür Özel'in, “Yolsuzluk iddialarıyla cezaevine girmemek adına parti değiştirdi” görüşünü destekliyor. Bir kısmı ise “korktuğu için” diyor. Topladığınızda ezici çoğunlukla Özlem Çerçioğlu'nun CHP'ye yönelik partiden ayrılma ve AK Parti'ye katılma mazeretlerine halkın inanmadığını gösteriyor.

Yine Özlem Çerçioğlu'na oy verir misiniz sorusuna yüzde 48.1 hayır diyor. Oy veririm veya verebilirim diyenler, yüzde 38.5, yüzde 13.4 ise kararsız görüş belirtiyor.

Eldeki diğer anket verilerine bakıldığında, AK Partili GENAR firmasının Çerçioğlu adına verdiği rakamların, hayli iyimser olduğu görülüyor.

Buna rağmen durum facia.

Oysa Özlem Çerçioğlu hakkındaki yüz milyonlarca dolarlık aleni yolsuzluk iddialarına ilişkin dava ve soruşturma dosyaları ortadayken AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a nasıl sunulmuştu?

4 yerel seçim galibi, seçim kazanma uzmanı.

Hatta ve hatta masaya oturduğunda, “Ben bütün seçimleri ekibimle kazandım. Ekibimle bu seçimi de alırım” dediği dahi, kulaktan kulağa dolaşan iddiaların başını çekiyor.

Peki en iyimser ankette bile oy veririm - verebilirim diyen kitle yüzde 38,5 ise, yıllar boyu kendisini CHP üzerinde görüp, “Bu seçimleri hep ben kazandım” diyen Çerçioğlu'nun tapulu mülkü saydığı bu oylar nerede?

AK Parti Özlem Çerçioğlu'nu bulunmaz Hint kumaşı, Aydınlıları da algıyla görüş değiştirebilecek bir kitle olarak görmenin bedelini ağır ödeyecek gibi görünüyor.

Aynı anket firmasının yaptığı diğer doğrulamalarda Aydın'da kendisini Atatürkçü - Türk Milliyetçisi olarak tanımlayan kitlenin yüzde 55 olduğu ortaya konulmuş. Diğer demokrat - sosyal demokrat gibi görüş sahipleri de ortaya konulduğunda, işler dönüp dolaşıp referandum oranlarına geliyor.

Biliyorsunuz rejim değişikliği için yapılan referandumda Aydın'da yüzde 65 hayır çıkmıştı.

Bu ana kütle yeni nesil ile beraber daha da genişledi.

Kısaca Özlem Çerçioğlu bir marka değildi.

Bir Kuvva-ı Milliye düşünce geleneğine sahip Cumhuriyetçi şehir olan Aydın'da oylanan yerel seçimlerinde, iki ana faktör ön plana çıkıyordu.

1- Rejim çatışması,

2- Ekonomi.

Bu da yurt genelinde olduğu gibi Aydın'da sandıklara yansıdı.

Hatırladınız mı Özlem Çerçioğlu insanlardan nasıl oy istiyordu?

1- “Ben Cumhuriyet kadınıyım”,

2- “Millet aç aç. Emekli perişan.”

İşte onu seçtiren ezici ana kütlenin hangi saiklerde oy verdiğini ortaya koyan, iki gerçeklik.

RAKAMLAR YALAN SÖYLEMEZ

İttifaklarla gidilen yerel seçimlerde 31 Mart 2019 sonuçları şöyle;

CHP (Özlem Çerçioğlu) 368 bin 791 oy. Yüzde 53.94.

AK Parti (Mustafa Savaş) 299 bin 56 oy. Yüzde 43.74.

Görüldüğü gibi Mustafa Savaş Aydın'daki yüzde 65'e yüzde 35 dengesini kırmış, geleneksel dengenin 9 puana yakın üzerine çıkmış.

İki ana adaylı ittifak seçimlerinde dahi Özlem Çerçioğlu, referandum sonuçlarının 12 puan altına düşmüş, Mustafa Savaş 9 puan üzerine çıkmış. 

Kısaca halk Özlem Çerçioğlu belediyeciliğini beğenmediğini, onun yönetim modelini tasvip etmediğini, rejim çatışması nedeniyle kerhen oy verdiğini ortaya koymuş. (O dönemler ekonomi daha iyi durumda olduğu için seçimlerde ana tercih rejim çatışmasıydı.)

2024 31 Mart seçimlerinde ise CHP (Özlem Çerçioğlu) Yüzde 50.3, 344 bin 3 oy, AK Parti (Mustafa Savaş) 36.72, 250 bin 19 oy.

Oysa Özlem Çerçioğlu 400 bin oy alacaklarını beyan ediyordu. İYİ Parti'den 80 bin, DEM Parti'den gelen 40 bin tepki oyunu çıktığınızda, Özlem Çerçioğlu CHP'nin parti oyunun kat be kat altında. 

Hatta CHP’ye belediye meclislerinde verilen parti oyu yaklaşık yüzde 47. Yani üzerine sadece üç puan gelmiş. O da Mustafa Savaş aleyhine çalışan Cumhur İttifakı içindeki husumetlilerin oyları.

O zaman Sayın Cumhurbaşkanı'na bu gerçeklikleri görmeden nasıl alınan yüzde ellinin Özlem Çerçioğlu'nun şahsi seçim başarısı olarak sunulmuş?

Nasıl yüzlerce milyon dolarlık yolsuzluk - usulsüzlük iddialarına ilişkin dosyaların hesabını halka veremeyiz denilmemiş?

Nasıl Aydın'ın sosyolojik yapısı her yönüyle masaya yatırılmadan, apar topar CHP’nin dahi sildiği bir isimden siyasi medet beklenmiş?

Aydın Şafak Gazetesi olarak biz tarafsız şekilde analitik gerçeklikleri ortaya koymakla yükümlüyüz. Vicdanımız da budur ilkelerimiz de. Bu vicdan ve ilkeler doğrultusunda Sayın Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Merkezi'ne soruyoruz;

“Bırakın Türkiye, dünyada asfalt döktük, restorasyon yaptık, ilaçlamaya şu kadar para harcadık” diye yapılmadık işlere yüzlerce milyon dolarlık fatura kesen ve ondan medet umulan kaç belediye başkanı vardır?

Aydın'ın çok yerinde asfalt döktük diye bazılarında sekiz kez naylon ihaleler ile yüzlerce milyon kayıp iddiaları, 14 milyon liraya restore edeceğiz diye yola çıktıkları fakat şimdiden anca yarısı bir buçuk milyar lirayı bulan rakamlara ulaşılan Aydın Tekstil Alanı, nüfusu dört katı olan İzmir'den daha fazla klorun Aydın'da nasıl kullanıldığını, bunlar gibi doğrudan teminler ile yüzlerce yolsuzluğa ilişkin dosyalarıyla artık halkın diline düşen bir Belediye Başkanının hangi icraatında boncuk buldunuz ki medet umdunuz?

Hem de tüm dosyalar elinizdeyken...

AYDINLI ÇAYA ÇORBAYA TENEZZÜL ETMEZ

Özlem Çerçioğlu ve AK Parti'nin hesaplayamadığı, Aydın'daki bilinçli ana kütlenin tepkisiydi.

Çerçioğlu seçimlerde ne yapardı?

Tüm billboardları kapatır, Hitler dönemi Almanya'sı gibi her yere kendi posterlerini astırırdı. İl merkezi ve ilçelerdeki bina cepheleri dahil.

AK Parti adayı Mustafa Savaş dahil başka kimse, deyim yerindeyse çöp tenekelerine dahi poster asamazdı.

Sonra konserler verirdi. Hani Mansur Yavaş için açılan konser dosyası var ya, işte o Aydın'da açılsa, Çerçioğlu ve yapılanması gün yüzü bile göremez. Bunu da AK Partililer dile getiriyordu.

Ardından pazarlarda limonata, tavuklu pilav, lokma, fide dağıtırdı.

Bırakın yandaş medyasını Yeni Asır - Sabah - ATV - A Haber grubunu bile yüksek rakamlarla bağlar, rakiplerine nefes aldırmazdı.

Ya AK Parti'ye geçişi sonrası ne oldu?

Bu yöntemlerle bağların dediği Aydınlılar konserlere gitmiyor. Limonataları içmiyor. Zaten kendisi halk arasına karışamıyor.

Özlem Hanım kendince yine bu modelle yüzde elli alırım masalıyla AK Parti'yi adeta elma şekeriyle kandırılan çocuk durumuna düşürdü.

Medya üstünlüğünü de kaybetti. En güvendiği isimler parayı, pulu reddedip, onun gerçek yüzünü ortaya koydu.

Aslında bir marka olmadığı, sadece rejim çatışması nedeniyle o koltukları işgal eden bir aile ve yapılanmaları olduğu ortaya çıktı.

Bunu kesmek için altın günü yapar gibi bakanların biri geldi, biri gitti. Vaatler verildi, sözler havada uçuştu ama Aydın'daki ana kütleden zırnık koparamadı. Hatta ve hatta AK Parti çelik çekirdeğinden oy kaybetti.

Siz 20 yıl yolsuzluk ve kumpas kraliçesi diye kendi tabanınıza başlıklar attırır, bunu bilinç altlarına kazırsanız, asıl travmayı CHP değil, görüldüğü gibi kendiniz yaşarsınız.

AK PARTİ VE DEVLETİ KULLANMA TELAŞI

Yerelde görev yapan AK Partililer, Özlem Çerçioğlu transferinin bir faciayla sonuçlanacağını zaten görüyorlardı.

Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve parti genel merkezi bu kararı alınca, ellerinden geldiğince destek olmaya çalıştılar. Gel gelelim her şey nafile... Özlem Çerçioğlu yine bildiği yolda.

Ekibim dediği bazılarına göre eldeki dosyalara bakınca örgüt diye tanımlanan yapılanmasıyla yola devam etmek istiyor.

AK Parti ve MHP’ye çaycılık dahi bırakmıyor. Bir Genel Sekreter Yardımcılığı vardı. Oraya hemen kendi yapılanmasının hakkında çok sayıda iddialar bulunan, önce Germencik sonra Efeler Belediye Başkan Yardımcısı yaptıkları Muttalip Özsemerci'yi getirdiler. Yine önce Didim sonra Efeler Belediyesi'nde Başkan Yardımcısı yaptıkları, İbrahim Metin Başer'i de ASKİ Yapı Kontrol Daire Başkanı yaptılar.

Yani yıllardır, yüzlerce milyon dolarlık yolsuzluk iddialarına muhatap isimler, hep suyun başında. Eskiler, “Sadaka saraydan çıkmasın” derdi buna.

İş bununla da sınırlı kalmadı. Asfalt ve Aydın Tekstil Restorasyonu gibi devasa yolsuzluk suç duyurularına muhatap isimlerden biri Ufuk Özmen konusunda yaşananlar.

O da CHP İl Başkanı Hikmet Saatçi'nin kızıyla evliydi. Hakkında çok sayıda yolsuzluk iddiasıyla gündemdeydi. O ne yaptı? Eşini boşadı, Fen işleri koltuğunda kaldı. Çünkü CHP İl Başkanı kızıyla evliliği devam etse AK Parti buna olumlu bakmayacak, zor durumda kalacaklardı. Ve yapılanmalarında gedik açılacaktı. 

AK Partililere ise kala kala işlemedikleri suç ve günahların vebalini ödemek kaldı. Ağızlarını ne zaman açmaya kalksalar, aldıkları yanıtlar karşısında susmak zorunda kalıyorlar. Çünkü pek çok yolsuzluk - usulsüzlük - gayri ahlakilik iddialarıyla ilgili durumları kendileri dile getirmişlerdi.

Olay Özlem Çerçioğlu açısından basit.

AK Parti'ye geç, AK Parti üzerinden devleti kullan, yapılanmandan taviz verme, herkes sana biat etsin, AK Partililer trollük ve korumalık yapsın, şehirde tek kişilik mafyalaşmış burjuva modeli uygula, tüm kaynakları kontrol et ve hesap verme.

Aynı zamanda şahsi husumetleri için AK Parti üzerinden devlet organlarını kullanmaya kalkış.

Böylelikle yüzlerce milyon dolarlık yolsuzluk iddialarına dayalı dosyalara muhatap kendisi ve yüze yakın personeli sefasını sürdürecek, AK Parti ve devlet organları marabalık yapacak.

Aydın'da Çerçioğlu'nun kurmak istediği düzen aynen budur.

Aslında marka değil bir siyasi facia olduğu çok kısa sürede ortaya çıkan Özlem Çerçioğlu'nun bir kaç tavrını ortaya koyalım da dile getirdiklerimiz perçinlensin.

Aydın'a bakan geldi, BŞB’yi ziyaret etti. Ya Çerçioğlu ne yaptı? Yanına sandalye çektirdi, koca bakanı 23 Nisan çocuğu gibi yamacına oturttu. Ben bakanlardan da üstünüm mesajı vermeye çalıştı.

Aydın Valisi ile AK Parti İl Başkanı Mehmet Erdem'i, kendisine tam marabalık yaptıramadığı için şikayet etti.

Çakırbeyli'deki çiftliğindeki skandal ayrı konu. 75 metre kare yapı izni aldığı vasıflı tarım arazisine toplamda bin iki yüz metre kare devasa kaçak malikane inşa etti. Bu yüzlerce habere konu oldu. İhaleyse Gazeteci-Yazar Ergün Poyraz'a kaldı. Adam 12 yıldır basında yayınlanan kendi çekmediği resimleri, kendi yapmadığı haberi paylaştı, kişisel verilerin gizliliğini ihlalden tutuklandı.

Bunda tüm kamuoyu faturayı, Özlem Çerçioğlu ve AK Parti'ye kesti, hukuka inanç zedelendi.

Oysa AK Partililer Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi dahil kendileri hakkında onca yazı ve kitap hakkında tek bir suç duyurusu yapmamıştı. Demek ki Özlem Çerçioğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan daha değerli konumdaymış ki Ergün Poyraz kamu vicdanında zerre yer bulmayan bir isnatla yaka paça kapalı cezaevine atıldı.

Yetmedi, BŞB meclis toplantılarına belediye başkanlarını almamaya çalıştı. Hükümlü kadrosunda istihdam ettiklerini salona doldurdu, sloganlar attırdı. CHP Aydın İl Başkanı Hikmet Saatçi'ye yer bırakmadı, adam merdivene oturdu. AK Parti Aydın İl Başkanı Mehmet Erdem o salonda koltuktaydı ve ne yapacağını şaşırdı.

Bizim tanıdığımız Mehmet Erdem imar - ihale - gayri ahlakilikler - ceberrutluk gibi konularda asla taviz vermez, insani vasıflara önem verir. Mehmet Erdem'e kalsa Hikmet Saatçi'nin yanına gider, kendi koltuğunu verirdi. O da Özlem Çerçioğlu korkusuna ne yapacağını bilemedi.

Bu durum kamuoyunda CHP’ye artı yazarken, AK Parti ve Özlem Çerçioğlu'na tepki oluşturdu. Oysa yaşananlar, Özlem Çerçioğlu'nun gerçek yüzünün bir yansımasıydı.

Çerçioğlu ve yapılanması, AK Parti'nin Aydın'da yıllardır sürdürdüğü disiplin - düzen - tevazu içeren genetik kodlarıyla oynuyorlar.

Onları her emirlerine amade, zombi trol haline dönüşmeye zorluyorlar. Sosyolojik olarak mafyalaşmış burjuva faşizmi şeklinde tanımlanan, kendi çıkar modellerinin emir erleri olmasını istiyorlar.

Ahlak dışı yöntemlere yanaşmayan Mehmet Erdem - Ömer Özmen - Umut Tuncer gibi isimler, trolleri üzerinden hedef alınıyorlar.

Hatta bizim yayınladığımız ve Özlem Çerçioğlu'nun anketlerdeki facia içeren rakamlar hakkında bilgileri var ki, sorumluluğu AK Partililere yıkmaya çalışıyorlar.

Ne güzel iş dimi...

Yüzlerce milyon dolarlık dava ve suç duyuruları dosyalarıyla siyasi ilticada bulun, gittiğin yerdekileri de CHP’de olduğu gibi marabalar, zombi troller haline çevirmeye çalış, tüm kaynakları kontrol et, kendinden kaynaklı oy kayıplarının sorumluluğunu AK Partililere yık, sen sefanı sür onlar vebalini ödesinler.

Ne güzel iş dimi Aziz Türk Milleti...

Bu arada AK Parti Genel Merkezi artık şu gerçekliği Özlem Çerçioğlu'na hatırlatmalı;

“Seni bulunmaz Hint kumaşı sanıp aldık, ne oy bıraktın ne teşkilat. Sayın Cumhurbaşkanı'nın sana olan himayesi ve destekleri halka hizmet ve gönül kazanmak içindir. Kendi sulta ve sefanın devamını bizim korumamız altında sürdürmen, bizi zan altında bırakman için değil…”

İŞİN SONU NEREYE VARIR

Özlem Çerçioğlu efsanesinin balondan ibaret olduğu, çok kısa sürede ortaya çıktı. Zamanla vaatler, onlar, bunlar düzelir diye bir umut bekleyenler var. Fakat yaptığımız tespitlerde vatandaşlar yollarına gül dökülse, Çerçioğlu ve şurekasına hesap sorma kararlığında olduklarını açıkça beyan ediyorlar.

Bu göstergeler ışığında AK Parti Özlem Çerçioğlu'nu çok uzun süre taşıyamaz. Bırakın rol modeli, oy kaybettiren nefret objesi haline geldiği açıktır.

AK Parti Genel Merkezi ve Devlet içerisinde yaptığımız araştırmalarda, ilginç bilgilere ulaşıyoruz. “Devlet her şeyin kaydını tutar. Zamanı gelince hesabını sorar” ifadesi, tarafımıza ısrarla vurgulanıyor.

Son dönemlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’ye yakınlıklarıyla bilinen onca deve dişi gibi ismin başına gelenlere baktıkça, Özlem Hanımı uyarmak isterim;

“Ülkenin geldiği durum açıktır. Zenginliğine güvenme bir kıvılcım yeter, güzelliğine güvenme bir sivilce yeter demişler. Diğer deyişle ne oldum değil, ne olacağım demeli...”

Özlem Hanım Aydın Şafak olarak bizi iyi bilir. Bu satırları kaleme alırken, boş yazmayacağımız da bilir. O yüzden biz Türk Milleti ve Devletine karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik, Özlem Hanıma da ahval-i şeriatı ilettik.

Gerisi kendisine kalmış…

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER