Aydın
11 Eylül, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    38.01
  • EURO
    42.12
  • ALTIN
    3685.4
  • BIST
    9.477
  • BTC
    76538.750$

Baro Başkanları Manisa’da toplandı…

Baro Başkanları Manisa’da toplandı…
17 Haziran 2017 günü Manisa’da toplanan Ege ve Marmara Bölgesi Baro Başkanları ülkenin içinde bulunduğu süreci değerlendirerek bir sonuç bildirgesi yayınladı.
AYDINDA İMAR RANTINA SON
<p><img src="/upload/html-content/baro_1.jpg" alt="" /></p> <p>&nbsp;</p> <p>Manisa. Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Burdur, Bursa, &Ccedil;anakkale, Denizli, Edirne, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, K&uuml;tahya, Muğla, Tekirdağ, Uşak ve Yalova Baro Başkanlarının katıldığı toplantı sonucunda yayınlanan sonu&ccedil; bildirgesi ş&ouml;yle:</p> <p>&ldquo;17 Haziran 2017 tarihinde Manisa'da toplanan Ege-Marmara Baro Başkanları, &uuml;lkemizin i&ccedil;inde bulunduğu s&uuml;reci ve &ouml;zellikle de yargı d&uuml;nyamızın sorunlarını g&ouml;r&uuml;ş&uuml;p değerlendirerek, aşağıdaki hususların kamuoyuna duyurulmasına karar vermiştir.</p> <p>1. &Uuml;lkemizde yargının &ccedil;ok ciddi sorunlarının yaşanmakta olduğu, bu sorunların Cumhuriyet tarihimizde &ouml;rneğine rastlanmayacak &ouml;l&ccedil;&uuml;de vahim bir noktaya ulaştığı tespit edilmiştir. &Ouml;zellikle de OHAL-KHK s&uuml;re&ccedil;lerinin, giderek demokrasinin alternatifi olacak bir "&ouml;zel rejime" d&ouml;n&uuml;şm&uuml;ş olması, son derece kaygı ile değerlendirilen bir noktaya gelmiştir. Bu rejimin yargı bağlamında oluşturduğu sonu&ccedil;lar, bağımsızlık/tarafsızlık gibi vazge&ccedil;ilmez kavramların i&ccedil;inin boşalmasına neden olmuştur. Yargı, siyaset stratejilerinin uygulama alanı olarak tasarımlanmıştır. Yargı mensuplarının g&uuml;venceden yoksun kılınması, baskılardan sonu&ccedil; alınmasını sağlayan kararların verilmesine neden olmaktadır. Yargı&ccedil;ların verdikleri kararlar nedeniyle tayinleri sıklaşırken, en son Yargı&ccedil;lar Sendikası Başkanı'nın tayini de yargı&ccedil; teminatına bir darbe olmuştur. Diğer yandan, gerek g&ouml;zaltı/tutuklama ve gerekse tahliye kararlarının hukuksal temelden uzaklaşması, halkın adalet arayışını ve kurumlara g&uuml;venini ciddi olarak etkilemiştir. Ege-Marmara Baro Başkanları, yargı&ccedil; ve savcıların mesleğe kabullerindeki "&ouml;rt&uuml;l&uuml; kriterler"in, tarif edilemez, &ccedil;ok daha ağır sonu&ccedil;lar doğuracağını bu bildiri ile tarihe not etmektedir.</p> <p>2. Ege-Marmara Baro Başkanları, &uuml;lkemizde fiilen yaşanan OHAL-KHK rejiminin savunma mesleği olan avukatlığı ciddi bi&ccedil;imde yaraladığını tespit etmişlerdir. OHAL ilanından bu yana, savunmaya getirilen kısıtlamalar, her KHK ile savunma makamının haklarını daha da daraltılmıştır. Bug&uuml;n, cezaevi g&ouml;r&uuml;şmelerinden, dosya incelemeye kadar uzanan bir dizi hukuksuzluk, kanun h&uuml;km&uuml;nde olsa da hukuk h&uuml;km&uuml;nde olmayan KHK'larla uygulamaya taşınmaktadır. Anımsatmak ihtiyacındayız ki, İHAS 15. Maddesi uyarınca deklere edilen OHAL'de, aynı madde gereğince koruması &ouml;ng&ouml;r&uuml;len haklar vardır. Bu haklardan yurttaşların mahrum bırakılamayacağı ve bu s&uuml;re&ccedil;te &ouml;zellikle adil yargılamanın asla ihmal ve ihlal edilemeyeceği konusunda siyasal iktidarı uyarmak ihtiyacındayız.</p> <p>3. Ege-Marmara Baro Başkanları, Avukatlık mesleğinin yargı i&ccedil;indeki etkisinin azaltılması &ccedil;abasının, giderek Avukatlık mesleğinin "itibarsızlaştırılmasından" ge&ccedil;tiğine dair bir stratejinin izlenmekte olduğuna tanıktır. &Ouml;zellikle Hukuk Muhakemeleri Kanununda değişiklik yapılmasına dair hazırlanan ve TBMM'de g&ouml;r&uuml;ş&uuml;lecek olan tasarı ile, yargıcın, avukatı "duruşmadan &ccedil;ıkarması" veya "duruşmaya kabul etmemesi" gibi "akla ziyan" yaklaşımlar, bu stratejinin taktikleridir. Uyumlu ve Uslu Avukatlar, Yargıda adaletin oluşmasının koşulu değildir. Avukat olmayan ve bu mesleğin yapılmasındaki t&uuml;m ilkelerden bihaber olan yasa hazırlayıcılarının elinden &ccedil;ıkan bu d&uuml;zenleme, tek kelime ile "ayıptır". Bu d&uuml;zenlemeyi savunanlar, "savunma stratejisi" denilen kavramı bilmeli ve onun gereği olan d&uuml;zenlemeleri &ouml;nermelidirler. Avukat yargının kurucu unsurudur ve bu nedenle de yargılamanın şekli bir unsuru olarak g&ouml;r&uuml;lemez. Anayasanın 36. Maddesinde d&uuml;zenlenen hak arama h&uuml;rriyetinin vasıtası ve teminatı olan avukatlara getirilen her kısıtlamanın, &ouml;z&uuml; itibariyle halkın hak arama h&uuml;rriyetine getirilmiş bir sınırlama olduğu bilinmeli ve bu d&uuml;zenlemeden ivedi olarak vazge&ccedil;ilmelidir.</p> <p>4. Keza, kısa bir s&uuml;re i&ccedil;inde TBMM'ne getirileceğini &ouml;ğrendiğimiz Avukatlık Yasa Tasarısı da anlatmaya &ccedil;alıştığımız, siyasal stratejilerinin bir par&ccedil;asını oluşturacak anlayış ile d&uuml;zenlenmiştir. Adalet Bakanı'nın Barolara tercih ettiği &ouml;zel toplantılarındaki konuşmalarından &ouml;ğrendiğimiz bu gelişme, d&uuml;zenlenmesindeki usulden, tartışıldığı mekanlara ve i&ccedil;eriğine kadar antidemokratiktir. Adalet Bakanlığı'nda bir tek avukatın bile katılmadığı, sadece "yargı&ccedil; kadrolu" kamu g&ouml;revlileri tarafından hazırlanan tasarı, mesleğin sorunlarına &ccedil;&ouml;z&uuml;m getirmediği gibi, yeni &ccedil;&ouml;z&uuml;ms&uuml;zl&uuml;klerin kaynağı olacaktır. Bu tasarı, Barolar &uuml;zerinde Adalet Bakanlığı'nı vesayet makamı konumuna getirmektedir. Baroların, hukukun &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ve insan haklarını savunmak ve korumak konusundaki işlevselliğinden mahrum bırakılması, demokrasi iddiasından vazge&ccedil;ilmesiyle eşdeğerdir.</p> <p>&Ouml;zellikle de Baroların ve T&uuml;rkiye Barolar Birliği'nin se&ccedil;imlerine y&ouml;nelik olarak getirilen d&uuml;zenleme, Bakanlığın asıl niyetinin demokrasiyi g&uuml;&ccedil;lendirip, mesleğin geleceğini şekillendirmekten &ccedil;ok, siyasal manip&uuml;lasyonlarla meşgul olduğunu g&ouml;stermektedir. 2006 yılında Anayasaya aykırı olarak sınavı kaldıran Bakanlığın, mesleğimize indirdiği darbeden sonra, şimdi y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe sokmayı d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; d&uuml;zenleme ile sınavı yeniden getirmekte olması, bir &ouml;zeleştiri olarak değil, tarihsel yanılgılarının ikrarı olarak değerlendirilmelidir. Bu yanılgının bedelini &ouml;demek zorunda bırakılan avukatların sayısı 4 yıl sonra 150.000'e ulaşacaktır. Bu rakam, ihtiyacı ifade eden bir sayı değildir. Ege-Marmara Baro Başkanları olarak, Avukatlık sınavını "&ouml;n koşul" saymakla birlikte, &ouml;nemli başka sorunlarımıza da işaret etmeyi g&ouml;rev sayarız. Bu sorunlarımızı yargı reformu bağlamında tartışacağımız, adı Adaletle anılan Bakanlığın, mesleğimizin yasalarını hazırlarken Baroları ve TBB'ni g&ouml;z ardı etmesini anlamakta g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;ekmekteyiz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede &ccedil;abalar geliştirmek yerine, zorunlu arabuluculuk gibi, Anayasaya aykırılığı a&ccedil;ık olan d&uuml;zenlemeler ile "meslek alanının daraltılması" ve giderek bunun emek d&uuml;nyasının yalnızlaştırılmasındaki bir unsura d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi, asla kabul edilemez. Keza, halkın adalete erişimindeki en temel mekanizma konumunda bulunan Adli Yardım i&ccedil;in yeterince kaynak aktarılmamasının, giderek mesleğimizin angaryaya d&ouml;n&uuml;şmesi gibi sonu&ccedil;lar doğurmakta olması, temel kaygı nedenimizdir.&rdquo;</p> <p><img src="/upload/html-content/baro2.jpg" alt="" /></p> <p><strong>Ege ve Marmara B&ouml;lge Baro Başkanları toplantısına Aydın Barosu'nu temsilen Baro Başkanı Av. G&ouml;khan Bozkurt ile birlikte Baro Y&ouml;netim Kurulu &Uuml;yeleri Av. Nurcan Arslan, Av.Rabia Altuntaş &Ccedil;ift&ccedil;i ve Av Mete &Ouml;zcan katıldılar.</strong></p>

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!