Aydın
27 Haziran, 2025, Cuma
  • DOLAR
    38.01
  • EURO
    42.12
  • ALTIN
    3685.4
  • BIST
    9.477
  • BTC
    76538.750$

Baro Başkanları Manisa’da toplandı…

Baro Başkanları Manisa’da toplandı…
17 Haziran 2017 günü Manisa’da toplanan Ege ve Marmara Bölgesi Baro Başkanları ülkenin içinde bulunduğu süreci değerlendirerek bir sonuç bildirgesi yayınladı.
<p><img src="/upload/html-content/baro_1.jpg" alt="" /></p> <p>&nbsp;</p> <p>Manisa. Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Burdur, Bursa, &Ccedil;anakkale, Denizli, Edirne, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, K&uuml;tahya, Muğla, Tekirdağ, Uşak ve Yalova Baro Başkanlarının katıldığı toplantı sonucunda yayınlanan sonu&ccedil; bildirgesi ş&ouml;yle:</p> <p>&ldquo;17 Haziran 2017 tarihinde Manisa'da toplanan Ege-Marmara Baro Başkanları, &uuml;lkemizin i&ccedil;inde bulunduğu s&uuml;reci ve &ouml;zellikle de yargı d&uuml;nyamızın sorunlarını g&ouml;r&uuml;ş&uuml;p değerlendirerek, aşağıdaki hususların kamuoyuna duyurulmasına karar vermiştir.</p> <p>1. &Uuml;lkemizde yargının &ccedil;ok ciddi sorunlarının yaşanmakta olduğu, bu sorunların Cumhuriyet tarihimizde &ouml;rneğine rastlanmayacak &ouml;l&ccedil;&uuml;de vahim bir noktaya ulaştığı tespit edilmiştir. &Ouml;zellikle de OHAL-KHK s&uuml;re&ccedil;lerinin, giderek demokrasinin alternatifi olacak bir "&ouml;zel rejime" d&ouml;n&uuml;şm&uuml;ş olması, son derece kaygı ile değerlendirilen bir noktaya gelmiştir. Bu rejimin yargı bağlamında oluşturduğu sonu&ccedil;lar, bağımsızlık/tarafsızlık gibi vazge&ccedil;ilmez kavramların i&ccedil;inin boşalmasına neden olmuştur. Yargı, siyaset stratejilerinin uygulama alanı olarak tasarımlanmıştır. Yargı mensuplarının g&uuml;venceden yoksun kılınması, baskılardan sonu&ccedil; alınmasını sağlayan kararların verilmesine neden olmaktadır. Yargı&ccedil;ların verdikleri kararlar nedeniyle tayinleri sıklaşırken, en son Yargı&ccedil;lar Sendikası Başkanı'nın tayini de yargı&ccedil; teminatına bir darbe olmuştur. Diğer yandan, gerek g&ouml;zaltı/tutuklama ve gerekse tahliye kararlarının hukuksal temelden uzaklaşması, halkın adalet arayışını ve kurumlara g&uuml;venini ciddi olarak etkilemiştir. Ege-Marmara Baro Başkanları, yargı&ccedil; ve savcıların mesleğe kabullerindeki "&ouml;rt&uuml;l&uuml; kriterler"in, tarif edilemez, &ccedil;ok daha ağır sonu&ccedil;lar doğuracağını bu bildiri ile tarihe not etmektedir.</p> <p>2. Ege-Marmara Baro Başkanları, &uuml;lkemizde fiilen yaşanan OHAL-KHK rejiminin savunma mesleği olan avukatlığı ciddi bi&ccedil;imde yaraladığını tespit etmişlerdir. OHAL ilanından bu yana, savunmaya getirilen kısıtlamalar, her KHK ile savunma makamının haklarını daha da daraltılmıştır. Bug&uuml;n, cezaevi g&ouml;r&uuml;şmelerinden, dosya incelemeye kadar uzanan bir dizi hukuksuzluk, kanun h&uuml;km&uuml;nde olsa da hukuk h&uuml;km&uuml;nde olmayan KHK'larla uygulamaya taşınmaktadır. Anımsatmak ihtiyacındayız ki, İHAS 15. Maddesi uyarınca deklere edilen OHAL'de, aynı madde gereğince koruması &ouml;ng&ouml;r&uuml;len haklar vardır. Bu haklardan yurttaşların mahrum bırakılamayacağı ve bu s&uuml;re&ccedil;te &ouml;zellikle adil yargılamanın asla ihmal ve ihlal edilemeyeceği konusunda siyasal iktidarı uyarmak ihtiyacındayız.</p> <p>3. Ege-Marmara Baro Başkanları, Avukatlık mesleğinin yargı i&ccedil;indeki etkisinin azaltılması &ccedil;abasının, giderek Avukatlık mesleğinin "itibarsızlaştırılmasından" ge&ccedil;tiğine dair bir stratejinin izlenmekte olduğuna tanıktır. &Ouml;zellikle Hukuk Muhakemeleri Kanununda değişiklik yapılmasına dair hazırlanan ve TBMM'de g&ouml;r&uuml;ş&uuml;lecek olan tasarı ile, yargıcın, avukatı "duruşmadan &ccedil;ıkarması" veya "duruşmaya kabul etmemesi" gibi "akla ziyan" yaklaşımlar, bu stratejinin taktikleridir. Uyumlu ve Uslu Avukatlar, Yargıda adaletin oluşmasının koşulu değildir. Avukat olmayan ve bu mesleğin yapılmasındaki t&uuml;m ilkelerden bihaber olan yasa hazırlayıcılarının elinden &ccedil;ıkan bu d&uuml;zenleme, tek kelime ile "ayıptır". Bu d&uuml;zenlemeyi savunanlar, "savunma stratejisi" denilen kavramı bilmeli ve onun gereği olan d&uuml;zenlemeleri &ouml;nermelidirler. Avukat yargının kurucu unsurudur ve bu nedenle de yargılamanın şekli bir unsuru olarak g&ouml;r&uuml;lemez. Anayasanın 36. Maddesinde d&uuml;zenlenen hak arama h&uuml;rriyetinin vasıtası ve teminatı olan avukatlara getirilen her kısıtlamanın, &ouml;z&uuml; itibariyle halkın hak arama h&uuml;rriyetine getirilmiş bir sınırlama olduğu bilinmeli ve bu d&uuml;zenlemeden ivedi olarak vazge&ccedil;ilmelidir.</p> <p>4. Keza, kısa bir s&uuml;re i&ccedil;inde TBMM'ne getirileceğini &ouml;ğrendiğimiz Avukatlık Yasa Tasarısı da anlatmaya &ccedil;alıştığımız, siyasal stratejilerinin bir par&ccedil;asını oluşturacak anlayış ile d&uuml;zenlenmiştir. Adalet Bakanı'nın Barolara tercih ettiği &ouml;zel toplantılarındaki konuşmalarından &ouml;ğrendiğimiz bu gelişme, d&uuml;zenlenmesindeki usulden, tartışıldığı mekanlara ve i&ccedil;eriğine kadar antidemokratiktir. Adalet Bakanlığı'nda bir tek avukatın bile katılmadığı, sadece "yargı&ccedil; kadrolu" kamu g&ouml;revlileri tarafından hazırlanan tasarı, mesleğin sorunlarına &ccedil;&ouml;z&uuml;m getirmediği gibi, yeni &ccedil;&ouml;z&uuml;ms&uuml;zl&uuml;klerin kaynağı olacaktır. Bu tasarı, Barolar &uuml;zerinde Adalet Bakanlığı'nı vesayet makamı konumuna getirmektedir. Baroların, hukukun &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ve insan haklarını savunmak ve korumak konusundaki işlevselliğinden mahrum bırakılması, demokrasi iddiasından vazge&ccedil;ilmesiyle eşdeğerdir.</p> <p>&Ouml;zellikle de Baroların ve T&uuml;rkiye Barolar Birliği'nin se&ccedil;imlerine y&ouml;nelik olarak getirilen d&uuml;zenleme, Bakanlığın asıl niyetinin demokrasiyi g&uuml;&ccedil;lendirip, mesleğin geleceğini şekillendirmekten &ccedil;ok, siyasal manip&uuml;lasyonlarla meşgul olduğunu g&ouml;stermektedir. 2006 yılında Anayasaya aykırı olarak sınavı kaldıran Bakanlığın, mesleğimize indirdiği darbeden sonra, şimdi y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe sokmayı d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; d&uuml;zenleme ile sınavı yeniden getirmekte olması, bir &ouml;zeleştiri olarak değil, tarihsel yanılgılarının ikrarı olarak değerlendirilmelidir. Bu yanılgının bedelini &ouml;demek zorunda bırakılan avukatların sayısı 4 yıl sonra 150.000'e ulaşacaktır. Bu rakam, ihtiyacı ifade eden bir sayı değildir. Ege-Marmara Baro Başkanları olarak, Avukatlık sınavını "&ouml;n koşul" saymakla birlikte, &ouml;nemli başka sorunlarımıza da işaret etmeyi g&ouml;rev sayarız. Bu sorunlarımızı yargı reformu bağlamında tartışacağımız, adı Adaletle anılan Bakanlığın, mesleğimizin yasalarını hazırlarken Baroları ve TBB'ni g&ouml;z ardı etmesini anlamakta g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;ekmekteyiz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede &ccedil;abalar geliştirmek yerine, zorunlu arabuluculuk gibi, Anayasaya aykırılığı a&ccedil;ık olan d&uuml;zenlemeler ile "meslek alanının daraltılması" ve giderek bunun emek d&uuml;nyasının yalnızlaştırılmasındaki bir unsura d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi, asla kabul edilemez. Keza, halkın adalete erişimindeki en temel mekanizma konumunda bulunan Adli Yardım i&ccedil;in yeterince kaynak aktarılmamasının, giderek mesleğimizin angaryaya d&ouml;n&uuml;şmesi gibi sonu&ccedil;lar doğurmakta olması, temel kaygı nedenimizdir.&rdquo;</p> <p><img src="/upload/html-content/baro2.jpg" alt="" /></p> <p><strong>Ege ve Marmara B&ouml;lge Baro Başkanları toplantısına Aydın Barosu'nu temsilen Baro Başkanı Av. G&ouml;khan Bozkurt ile birlikte Baro Y&ouml;netim Kurulu &Uuml;yeleri Av. Nurcan Arslan, Av.Rabia Altuntaş &Ccedil;ift&ccedil;i ve Av Mete &Ouml;zcan katıldılar.</strong></p>

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!