ÇÖKÜŞ..

26 Temmuz, 2015, Pazar 18:12

Ort. 14 dk. 58 sn. okuma süresi

Güç sarhoşluğuyla başları dönünce, basamakları çıkarken o kadar kırıp döktüler ki, hızlı çöküşlerinde tutunacak dal bulamayacaklar.

A+
A-

METİN CAN YAZDI… Düşünün bir kez; Kendi örgütüyle çatışan bir Büyükşehir. Kendi personelinin, kaçmak için kuyruğa girdiği bir Büyükşehir. Çalınmış geleceklerin, katledilen ruhların lanetiyle sulanmış bir Büyükşehir. CHP'li Sosyal Demokrat bir Belediyede olmaması gereken ne varsa yaşanan, Demokrasi yerine despotizmin, gözlerde korkunun, dillerde lanetin, kinin, nefretin, baskının, tehdidin, komplo ve kumpasların kol gezdiği bir Büyükşehir. Kendi Belediye Başkanlarıyla kapışan, ters düşen bir Büyükşehir. Sivil Toplum Örgütleriyle kavgalı bir Büyükşehir. Devlet Kurumlarına, saldıran bir Büyükşehir. Genel Merkeziyle bağları tümden kopmuş bir Büyükşehir. Değil kendi İlçe Belediye Başkanları, kendi Genel Başkanlarına düzenlenen siyasi komplolardan sonra, tek bir açıklama yapamayan Büyükşehir. Sorun çözülmezse, istifayı düşünen İlçe Belediye Başkanları. Yaptıkları her ihaleden, pis kokular gelen bir Büyükşehir. “Onu işten atın. Bunu sürün. Şuna şunu yapın. O ihaleyi iptal edin, şuna verin” zihniyetiyle hareket eden, Milletin verdiği yetkiyi, despotça kullanır hale gelmiş bir Büyükşehir. Danışman sıfatlı şahısların, kilitlediği bir şehir. Tüm Medyayı, bel bağladığı müptezeller gibi tasmalı gören bir Büyükşehir. Biri nitelikli dolandırıcılık nedeniyle hakkında soruşturma süren, seçimlerde oylar HDP'ye diye yırtınan, diğeri seçimlerden önce AK Parti'den İlçe Başkan Adayı olmuş,  Yalanmatik gibi hayali senaryolar yazıp, AS-Kİ ve Büyükşehir'den afaki rakamlarla beslenen, bir başka diğeri Büyükşehir adına işe alım sözü verdiği bayanları yatağa atmaktan başka bir şey düşünmediği dillere destan, üç müptezelin eline kalmış bir Büyükşehir. İçine düştükleri çaresizlik ve bataktan kurtulma ümidiyle, üç müptezele bel bağlayacak kadar düşmüş bir Büyükşehir. Yaşanan bunca kepazelikten sonra Millete hesap vereceği yerde, öküzün altında buzağı arayan bir Büyükşehir. Narsizm ve Psikopatinin esiri olmuş, AK Parti'de kınadığımız Tiranlık modelinin aynısını uygulayan bir Büyükşehir. Millet soyulurken, Devletin sessiz kalmasını isteyen bir Büyükşehir. Eskiden vatandaşın gurur duyduğu, şimdiyse kahvelerde küfredilen bir Büyükşehir... İyi niyetli uyarılar yapan herkesi düşman addeden, beslemeleriyle iş yapmayı tercih eden bir Büyükşehir. Kapıların ve telefonların artık vatandaşa kapandığı, Sarı Saray'ın siyasi bir Anıtmezar'a dönüştüğü bir Büyükşehir. Gemi batarken malı götürme sevdasındaki yalaka ve yağdanlıkların, fırıldakların fink attığı bir Büyükşehir. Garibin etini çalacak kadar alçalanların, makam ve mevki sahibi olduğu bir Büyükşehir. Her türlü ahlâk dışı siyasi manevrayı yapıp, sonra masum ayaklarına yatan bir Büyükşehir. Artık Ulusal TV'lerde gazetecilerin, “İstanbul’u Ankara'yı bırakın, Aydın'dan gelen pis kokulara bakın” diye dillere düştüğü bir Büyükşehir. İki şakşak bir lak lakla kendini mazlum gibi gösterme çabasındaki, Millet soyulurken Devletin susmasını bekleyen, yaptıkları her şeyin yanlarına kâr kalacağını zanneden bir Büyükşehir. Arşı alaya ulaşmış pislikleri temizlemek, kendine çeki düzen vermek yerine,  üç müptezelle birlikte sürekli suçlu yaratıp bunu ilân eden, gündem değiştirme çabasındaki bir Büyükşehir. Sonuç; Çökmüş, kilitlenmiş, kandil simidi dağıtmayı, logar kapağı değiştirmeyi hizmet addeden bir Büyükşehir. Yazık çok yazık!.. Bunun için mi mücadele etmiş, bunun için mi göğsümüzü mermilere siper etmiştik. Bunun için mi mahkemelerde, karakollarda sürünmüş, namazımızı hırsızların, asker kaçaklarının arasında kılmış, bunun için mi masum evlatlarımızın dahi başını belaya sokmuştuk. Güç sarhoşluğuyla başları dönünce, basamakları çıkarken o kadar kırıp döktüler ki, hızlı çöküşlerinde tutunacak dal bulamayacaklar. Zannediyorlar ki ikisi tokatçı, biri “Tecavüzcü Coşkun” gibi üç müptezeli milletin üzerine salıp,  bizlerle başa çıkacaklar. O koltuklar çivilidir. Kendi Belediye Başkanlarına, kendi Genel Başkanlarına siyasi komplo düzenleyip, sonra hiç bir şey olmamış gibi yola devam edeceklerini zannediyorlarsa yanılıyorlar. Usta asker resmi geçitte belli olacak. Eğer azıcık siyasi ahlâkları, azıcık onurları varsa, yaptıkları bu siyasi komploların sonuçlarına katlanır, sağlık sorunları nedeniyle görevlerini devrederler. Sözün sonunda, akıllarda soru işareti kalmasın. Bu hesaplaşmanın kendi şahsi menfaatlerimiz açısından olduğunu düşünen varsa, müptezel oğlu müptezeldir. Meraklanmayın; Yola çıkmadan önce yaptığımız uyarılar sonrası yağmur gibi yağan ve de dudak uçuklatan tekliflerin hepsini, elimizin tersiyle reddettik. Bir milyon elli bin Aydınlının geleceğini, ölenlerin lanetini, doğmamışların ekmeğini, garibin etini çalacak kadar alçalanların eline bırakacağımızı sanıyorsanız, son yanılgınız olur. Bundan sonrası, yangın yeridir... Neyzen'in dediği gibi; Yansın bunların alayı, su veren itfaiyenin hortumunu keseyim...

#GENEL

BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!