Aydın
26 Ağustos, 2025, Salı
  • DOLAR
    38.01
  • EURO
    42.12
  • ALTIN
    3685.4
  • BIST
    9.477
  • BTC
    76538.750$

İSTİKBAL ÜRETMEK YASAK GİBİ!..

İSTİKBAL ÜRETMEK YASAK GİBİ!..
Elli yıl süren isteklere rağmen 14 Mayıs “Demokrasi Bayramı” olarak kabul ve ilân edilmemiştir.
<p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Son g&uuml;nlerde, &uuml;lkemiz, milletimiz ve milli geleceğimiz a&ccedil;ısından olduk&ccedil;a &ouml;nemli bazı gelişme ve değişmeler oldu. Yedinci Cumhurbaşkanı <strong>Kenan Evren</strong>&rsquo;in vefatı; Bu vefatın se&ccedil;im sathı maili nedeniyle toplumda yarattığı tepki, huzursuzluk polemik ve kırılmalar ile yol a&ccedil;tığı tartışmalar, g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde siyasetin hangi mecralara s&uuml;r&uuml;klendiğine dair vahim emareler ortaya koymaktadır.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Konuyu a&ccedil;madan &ouml;nce 65. yılı 14 Mayıs 2015 Perşembe g&uuml;n&uuml; idrak edilen T&uuml;rk Demokrasi Bayramı, KKTC Cumhurbaşkanlığı şoku ve l&acirc;netli 27 Mayıs 1960 isyanının sene-i devriye haftasına girilmesi g&uuml;ndemi <strong>&ldquo;ağırlıklı bi&ccedil;imde&rdquo;</strong> etkilemiştir. Bunun yanı sıra, iktidar partisi v muhalefetin <strong>&ldquo;se&ccedil;im beyannameleri&rdquo;</strong> ve &ldquo;<strong>se&ccedil;im vaatleri</strong>&rdquo; y&ouml;n&uuml;nden yaşanan basitlik, ufuksuzluk, basiret-beka yokluğu, hırs-ihtiras kumkuması ve akıl tutulması hayreti muciptir!.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Daha nice meselelere nazaran, bahse konu ve millet tarafından sorun olarak algılanan olaylara ş&ouml;yle bir bakalım: &Ouml;ncelikle, vefat eden <strong>Kenan Evren</strong>&rsquo;in kabrine gitmeyen <em>(Aslında bunun abartılacak yanı yok. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; cenazeye gitmek farz-ı kifayedir. Mazereti olan cenazeye gitmeyebilir)</em> idari/siyasi/m&uuml;lki erk&acirc;na diyecek l&acirc;fımız yok. L&acirc;kin aleyhinde kindar ifadelerle beyanatlar d&ouml;şenenler; Kesinlikle biliniz ki, 12 Eyl&uuml;l şartlarını hazırlayan caniler ve cinayet şirketlerinin mel&rsquo;un uzantı, işbirlik&ccedil;i, mensup ve meş&rsquo;um uzantılarıdır.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Kaldı ki, tam bir takiyyecilik numunesi babından olmak &uuml;zere; 12 Eyl&uuml;l muhakemesi nam duruşmalarda, kesinlikle bir m&uuml;dahale değil, sadece ve yalnızca; Askeri m&uuml;dahalenin 2 generali şahsen yargılanmış, sonu&ccedil;ta m&uuml;ebbet hapis ve r&uuml;tbe s&ouml;k&uuml;m&uuml; kararı verdirilmiştir. Ki, bu karar dahi, T&uuml;rk İstikl&acirc;li ve T&uuml;rkiye Cumhuriyetinin istikbaline matuf bir tehlike, tehdit ve Milliyet&ccedil;ilere g&ouml;zdağı niteliğindedir. <strong>&ldquo;Se&ccedil;ilmişler (?) tarafından teşkil edilen h&uuml;k&uuml;metler her ne yaparlarsa yapsınlar, sakın ola ki karışmayın!&rdquo;</strong> Sanki, onurlu, sorumlu, namuslu ve d&uuml;r&uuml;st bir se&ccedil;im sistemi var gibi!.. Şu halde bile, ka&ccedil; parti &ouml;nse&ccedil;im yaptı dersiniz? Sadece bir ve o&rsquo;da % 85 oranında. Kalanları ve diğerleri b&uuml;t&uuml;n&uuml;yle merkez yoklaması, yani tayin. Se&ccedil;im bunun neresinde? Ya demokrasi, adalet, eşirlik ve hukuk!...</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;"><strong>27 Mayıs&rsquo;ı</strong>, isyancılardan yaşayan kalmadığı ve bu durumda, N&uuml;rmberg mahkemeleri gibi ihtil&acirc;li yargılamak gerekeceği i&ccedil;in dava a&ccedil;madılar. Dolayısıyla, <strong>12 Eyl&uuml;l ve 28 Şubat</strong> adı altında cereyan eden muhakeme faaliyeti ciddi, ilmi ve hukuki olmaktan uzaktır. Elli yıl s&uuml;ren isteklere rağmen 14 Mayıs <strong>&ldquo;Demokrasi Bayramı&rdquo;</strong> olarak kabul ve il&acirc;n edilmemiştir. <strong>Yassıada &uuml;zerinde yapılması d&uuml;ş&uuml;n&uuml;len oyun, eğlen ve sair m&uuml;ştemil&acirc;t ise AKP&rsquo;nin s&ouml;ylemi ile eylemi arasında yaşanan &ccedil;elişkinin a&ccedil;ık bir g&ouml;stergesidir.</strong></span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;"><strong>Dahası:</strong> İlhan Kesici&rsquo;nin 15 Mayıs 2015 g&uuml;nl&uuml; a&ccedil;ıklamalarında ortaya &ccedil;ıkan utanılası ekonomik g&ouml;stergeler; Dolarda oluşturulan suni artış; Vahim boyutlara ulaşan işsizlik; &Ccedil;arşı ve pazarda dayanılmaz hale gelen pahalılık.; Bor&ccedil; batağına saplanmış milyonlar ve 6 milyona yakın emeklinin bin liranın altında maaş almakta olduğu ger&ccedil;eği!.. Artısı var. Beş-altı milyon kişinin de asgari &uuml;cretle &ccedil;alışmakta olduğu alenen, bağıra-&ccedil;ağıra s&ouml;yleniyor..</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">B&uuml;t&uuml;n bunlar: T&uuml;rk Milleti ve T&uuml;rkiye Cumhuriyeti Devletinin istikbali ve istikl&acirc;li ile pervasızca oynandığını, birileri tarafından millete tuzak, kumpas ve d&uuml;zen kurulduğunu işaret etmekte ve a&ccedil;ık&ccedil;a g&ouml;stermektedir. Yavru Vatan ve Milli Dava Kıbrıs T&uuml;rk Kesimi KKTC&rsquo;de yaşananlar ibret, hayret ve dehşet vericidir. Birileri &ccedil;ıkıp, devletin en y&uuml;ksek makamlarından, <strong>&ldquo;iki millet bir devlet&rdquo; </strong>diye şerefsizce, soysuzca ve k&uuml;stah&ccedil;a haykırırken; Ana vatan T&uuml;rkiye Cumhuriyetinde de: <strong>&ldquo;Ne kadar millet, o kadar devlet&rdquo;</strong> diyebilecek kadar azgınlaşanlar var!..&nbsp;&nbsp; &nbsp;</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;"><strong>İŞTE BU ORTAMDA İSTİKBAL &Uuml;RETMEK M&Uuml;MK&Uuml;N DEĞİLDİR</strong></span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Milletlerin tarih i&ccedil;indeki varlığı, &ouml;nem, değer, saygınlık ve ağırlığı yaşayan k&uuml;lt&uuml;rleri ile kaimdir. &Ouml;zel anlamda k&uuml;lt&uuml;r; Milletlere mahsus bir <strong>&ldquo;tanımlama, a&ccedil;ıklama, kendini ifade ve &ouml;zellikle medeniyet&rdquo;</strong> &ouml;ğesidir. Genel anlamda ise: Var oluş ve yaradılıştan bu g&uuml;ne kadar; İnsan eli, fikri, fiili emeği, ilim, akıl ve melekeleriyle oluşturulan ve zaman i&ccedil;inde gelişerek (tek&acirc;m&uuml;l ederek) g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar ulaşan.; Davranış bi&ccedil;imi, dil, değer, &uuml;r&uuml;n, maddi-manevi, sınai eser, bilim-teknoloji ve birikimin b&uuml;t&uuml;n&uuml; K&Uuml;LT&Uuml;R olarak a&ccedil;ıklanır ve tanımlanır.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Yukarda bahse konu oluş, bilgi ve birikimlerin tamamına <strong>&ldquo;MEDENİYET&rdquo;</strong> denir.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">T&uuml;rk Milleti, muhtemelen yazılı tarihin başlangıcından İsl&acirc;m&rsquo;a ve İsl&acirc;m&rsquo;ı kabul ederek M&uuml;sl&uuml;man olmasından bu yana <em>(İsl&acirc;m&rsquo;ı samimi, arı-duru, onurlu-sorumlu ve d&uuml;r&uuml;st m&uuml;minler olarak yaşadığı)</em> 1700 yılına kadar b&uuml;t&uuml;n medeniyetlerin hamisi; İlim, irfan, adalet ve hukukta ilham kaynağı.; İnsani boyut, bilgi toplumu, g&uuml;venlik, esenlik ve barış ikliminin &ccedil;ıkış noktası &ouml;zelliğini haizdir. Dolayısıyla bu g&uuml;n T&uuml;rk D&uuml;nyası, İsl&acirc;m &acirc;lemi ve b&uuml;t&uuml;n mazlum milletler nezdinde <strong>&ldquo;&uuml;midin k&acirc;besi&rdquo;</strong> tahtında kabul/ tel&acirc;kki edilen T&uuml;rkiye Cumhuriyeti y&ouml;neticilerinin bu ilim, idrak, akıl, şuur ve y&uuml;ksek onurla hareket etmesi şart ve l&acirc;zımdır.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Aksine davranış bi&ccedil;imleri, damarlarında asil kan taşıyan T&uuml;rk&rsquo;ten beklenmez.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">&Ccedil;&uuml;nk&uuml; b&uuml;y&uuml;k T&uuml;rk milleti, muhalif g&uuml;&ccedil;ler ve insani bakımdan az gelişmiş şer unsurlar tarafından şiddetle nefret ve haset edilen, &ouml;fke ve kıskan&ccedil;lık duyulan y&uuml;ksek bir millettir. Bu meyanda muazzam bir k&uuml;lt&uuml;r, milli-manevi değer, eserler ve medeniyetin asıl sahibidir. Atiyi (geleceği) aydınlatan, insanlık &acirc;lemine yol g&ouml;steren k&uuml;lt&uuml;r ve medeniyetin son eseri:, Atat&uuml;rk ilkeleri, T&uuml;rk İnkıl&acirc;bı ve her t&uuml;rl&uuml; emperyalizme karşı tam bağımsız,&nbsp; h&uuml;r, h&acirc;kim ve h&uuml;k&uuml;mran temeller &uuml;zerine inşa edilen T&uuml;rkiye Cumhuriyeti olarak şekillenir.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">T&uuml;rk Milletinin &ouml;zg&uuml;n milli k&uuml;lt&uuml;r&uuml;, gelenekleri, bilgi, birikim ve t&ouml;releri, Cumhuriyet (ş&ucirc;ra) adalet ve fazilet (demokrasi) temeli &uuml;zerine kurulu, ana karakter itibarıyla (l&acirc;ik) en ileri, &nbsp;&ccedil;ağdaş, modern, medeni ve katılımcı; Onurlu, soylu, adil ve sorumlu bir y&ouml;netimden yanadır.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;"><strong>Ger&ccedil;ek Demokrasi:</strong> Yukarda a&ccedil;ıklandığı bi&ccedil;imde ileri medeniyet, adalet ahl&acirc;kı, mutlak eşitlik, ilim-irfan ve <strong>&lsquo;doğrusal boyutta &ouml;zg&uuml;r yaşam&rsquo;</strong> ile b&uuml;t&uuml;nleşik ve y&uuml;ksek ahl&acirc;kla &ouml;zdeştir. T&uuml;rk k&uuml;lt&uuml;r&uuml;nde&nbsp;ve İsl&acirc;m&rsquo;ın &ouml;z&uuml;nde Devlet insan i&ccedil;in vardır. Kanunlar Anayasa&rsquo;ya, Anayasa ise asla insan&rsquo;a, insan tabiatına, fıtrata paralel yaşam tarzına aykırı olamaz. Bir T&uuml;rk d&uuml;nya&rsquo;ya bedeldir, darp-ı meselinde ifade olunduğu &uuml;zere; her insan bir devlettir. Milleti yaşat ki, devlet yaşasın ilkesi mutlaktır. Devlet, millet memurlarından m&uuml;teşekkildir. Millet memurları, t&uuml;ccar ve bilumum sekt&ouml;r sahip ve &ccedil;alışanları halka amir değil; Sadece ve yalnızca Y&uuml;celer Y&uuml;cesi, her şeye Egemen Yaratıcının rızasını kazanmak uğruna halka hizmetle memur kişiler olup;</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">H&uuml;k&uuml;metler; Millet iradesi&rsquo;nin, devlet idaresinde tecelli bi&ccedil;imidir. H&acirc;kimiyet, kayıtsız ve şartsız milletindir. B&uuml;t&uuml;n kurum ve kuruluşları ile Devlet ve h&uuml;k&uuml;metler halkın emrinde ve hizmetinde olmak ve bu hizmeti <strong>&ldquo;kamu yararına&rdquo;</strong> s&uuml;rd&uuml;rmek i&ccedil;in vardır.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">T&uuml;rk geleneği, İsl&acirc;m felsefesi ve Evrensel hukukta, devleti şahsi &ccedil;ıkar, hırs ve ihtiraslarına alet edenler; En murdar, muzır ve mısmıl hayvandan da aşağılıktır. Bu nedenle, devlet/h&uuml;k&uuml;met imk&acirc;n ve kaynaklarını, şahsi &ccedil;ıkarlarına alet edenler <strong>&ldquo;Devletin malı deniz; Hırsız ve yolsuzlar Domuz&rdquo;</strong> atas&ouml;z&uuml;n&uuml;n en iğren&ccedil;, murdar ve tiksindirici muhataplarıdır. Ki, bu mel&acirc;netler insan sel&acirc;mına l&acirc;yık değildir!&nbsp; &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;"><strong>H&acirc;kimiyet:</strong> Adalet, eşitlik, hukuk, hikmet, meşruiyet ve fazilet ile kaimdir.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Se&ccedil;ilmiş veya atanmış olsun, b&uuml;t&uuml;n millet memurlarının halka rağmen değil; Halk i&ccedil;in, halkla birlikte, <em>(tam bir a&ccedil;ıklık ve şeffaflıkla)</em> halka hizmet etmesi, devlet umuru, halkın refah, adalet, saadet, barış ve mutluluğu i&ccedil;in &ccedil;alışması şarttır.&nbsp;Dolayısıyla T&uuml;rk Milleti, tıpkı Tarihte olduğu gibi, bu g&uuml;n de; &Ccedil;alışkan, zeki, akıllı, ilkeli, onurlu, sorumlu, namuslu-d&uuml;r&uuml;st, faziletli, l&acirc;ik ve demokrat olmak; Aslına r&uuml;c&ucirc; etmek, asaleti ve geleneksel karakterine uyan bir yaşam bi&ccedil;imini benimseyip-&ouml;ğrenip s&uuml;rd&uuml;rmek zorundadır!.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Ancak bu yaşam bi&ccedil;imi ile T&uuml;rk Milleti payidar olabilir. İlim yapabilir, maziden aldığı hız, ilham ve imanla ilim-irfan, sanayi/teknoloji; H&uuml;rriyet, adalet, eşitlik ve gelecek &uuml;retebilir. Evet. T&uuml;rk Milleti, T&uuml;rkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhuriyetin idarecileri b&ouml;yle olmak ve daima b&ouml;yle kalmak zorundadır. Biz, T&uuml;rk Milleti ve Cumhuriyetin vatandaşları sıfatıyla her daim iyi olmaya; Namuslu, d&uuml;r&uuml;st, demokrat, onurlu, soylu ve sorumlu kalmaya mecburuz.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Bunun yanı sıra, zamanla aramızda oluşan &ccedil;&uuml;r&uuml;kleri ayıklamaya; Onursuz, şerefsiz, ilimsiz ve soysuz d&ouml;nme ve devşirmelerce oluşturulan: T&uuml;rk K&uuml;lt&uuml;r&uuml;, T&uuml;rk Adaleti ve T&uuml;rk Medeniyetine aykırı uyduruk yasa, d&uuml;şman lehine ve T&uuml;rk Milletinin aleyhine d&uuml;zenlemeler gibi dayatma mevzuatlar ile bunları oluşturan gafil, cahil ve bedhahları da sigaya &ccedil;ekmeliyiz. Zaten buna mecburuz. Zira 20 Milyon 500 bin km2&rsquo;lik adalet ve barış devletini hainler yıktı.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;"><strong>ZEBUN-KUŞ; ZALİM, KARANLIK VE KAHPE BATI </strong></span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Oysa şimdilerde T&uuml;rkiye; Zebun-kuş <em>(merhametsizce, kahpece mazlumu ezen)</em> vahşi ve vampir Avrupa karşısında, iliklerine kadar s&ouml;m&uuml;r&uuml;len, istismar ve suiistimal edilen, tahkir ve hakarete maruz korumasız, aciz ve zavallı h&uuml;k&uuml;metleri ile mal&ucirc;l konum ve durumundadır.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Avrupa&rsquo;nın dayattığı siyasetin kanı satvet, hayatı servettir. Zebun-kuş Avrupa y&ouml;netim unsurunun bildiği tek hak vardır, o da kuvvettir. T&uuml;rk, İnsan ve M&uuml;sl&uuml;man i&ccedil;in kuvvet sadece adalet, fazileti ihya ve k&ouml;t&uuml;l&uuml;ğ&uuml; ilga <em>(def-i hacet, pislikten, hırsız-yolsuz, yalancı, d&uuml;zenbaz ve ahl&acirc;ka aykırı davranışlarda bulunan necasetten kurtulmak)</em> i&ccedil;in kullanılır.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">L&acirc;kin ahl&acirc;ken tefess&uuml;h etmiş, maddesini yalan-talan, soygun-vurgun, gasp-irtikap ve s&ouml;m&uuml;r&uuml;; İrin, kan, kenelik ve vampirlik yoluyla temin ve tedarik eden, tek dişi kalmış canavar, haramzade Batı zulm&uuml; karşısında 50 yıldır T&uuml;rk h&uuml;k&uuml;metleri aciz, zavallı ve &ccedil;aresizdir..&nbsp;&nbsp;</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;"><strong>SİYASETİ VESAYET ALTINDA BİR MİLLET</strong></span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">70&rsquo;li yılların, adaletiyle &uuml;nl&uuml;, bu nedenle d&uuml;nya &ccedil;apında b&uuml;y&uuml;k bir h&uuml;rmet, saygınlık, refah ve ş&ouml;hrete ulaşan <strong>Ferruh Bozbeyli</strong>.; Hak, adalet, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k ve bağımsızlık uğruna Meclis Başkanlığı tahtını terk ile Demokratik Parti Genel Başkanı sıfatıyla sine-i millete d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;nde bir itirafta bulundu:, <strong>&ldquo;Siyasette h&acirc;kim olanlar, halkın i&ccedil;inden değil, bir takım g&uuml;&ccedil; odakları ve mahfillerin i&ccedil;inden geliyor. Geldikleri gibi, yukarılara &ccedil;ıkıp, halka dayalı merdivenleri &ccedil;ekip alıyorlar. Yani millete, siyasetin idare mevkiine tırmanacak merdiven kalmıyor!..&rdquo;</strong> demişti.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Zannımca burada bahse konu odak, grup ve mahfiller ABD (+krali&ccedil;e) ve AB oluyor.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">&Ccedil;&uuml;nk&uuml; her se&ccedil;im &ouml;ncesi Amerika ve malum menfur memleketlerde icazet turlarına &ccedil;ıkıldığını nefretle g&ouml;r&uuml;yoruz. İşte şu hale nazaran, Kabrindeki bir adam daha ne yapabilir.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">80 yıl geriden geliyor bu nida; Siyasetin kanı, olmazsa olmazı <strong>&ldquo;ezici g&uuml;&ccedil;; satvet&rdquo;</strong> hayatı ise servettir. Demek ezici g&uuml;&ccedil; ve servet Avrupalı da birleşmiş; kahpelikler ve mazlum kavimlerin <em>(bu da genelde M&uuml;sl&uuml;man, Rumeli ve Anadolu halkıdır) </em>ezilmesi Avrupa&rsquo;dan tehcir edilmesi, Balkan&rsquo;da mezalimin korkun&ccedil; ıstırapları yaşadığımız, unutmaya &ccedil;alıştığımız acılarımız, zorla bize hatırlatıyorlar Ermeni soykırımı diyorlar, soyunuza kibrit suyumu d&ouml;kt&uuml;k.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Bug&uuml;n hala İstanbul&rsquo;da Ermeni varsa sayemizdedir. Hani Justinyen onları İstanbul&rsquo;a sokmamıştı. Sayemizde girdiler yurt edindiler. İş, Aş, Ev, Bark edindiler. Kilise ve Okulları, Hastahaneleri var. Şimdiki Ermenistan d&acirc;hil olmak &uuml;zere, D&uuml;nyada bu kadar mukim, oturaklı oldukları bir ikinci yer daha var mı acaba? Hali hazır &uuml;lkemizde 100 bin&rsquo;e yakın Ermeni iş&ccedil;i ekmeğini kazanıyor, Ermenistan&rsquo;da ki ailesine buradan maişet, erzak ve rızık g&ouml;nderiyor.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Avrupalıyla, Batıyla, oryantalist ile m&uuml;cadelenin yeg&acirc;ne yolunu da yazmış rahmetli, onların anladığı dil tektir o da kuvvettir diyor. Ey Kemalistler, ey Atat&uuml;rk&ccedil;&uuml; ge&ccedil;inen kardeşler &ldquo;<strong>Ya Elli sene sabır edeceğiz, ya da 70 Milyon olana kadar bekleyeceğiz&rdquo;</strong> diyen Gazi <strong>Mustafa Kemal</strong>&rsquo;in Bursa Nutkunu yok sayarsınız? 50 yıl ge&ccedil;ti aradan. En b&uuml;y&uuml;k gardrop Atat&uuml;rk&ccedil;&uuml;s&uuml;, İsmet paşa siyasal vasiyeti sayılan el yazmalarını okudu, <strong>&lsquo;daha millet buna hazır değil&rsquo;</strong> diyerek 25 yıl daha konuyu bir yana itti, kapattırdı.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Nerededir bu yazıtlar, bilinmez. Ama ne yazdığını &uuml;&ccedil; aşağı, beş yukarı tahmin edebiliyoruz. <strong>Bu konunun &ouml;nderliğini bizce CHP yapmalı ve bu manevi mirasın peşine d&uuml;şmeli.</strong> Doğru ya da eğri, zaten Cumhuriyette, meşrutiyette halkın talebiyle değil, misilleme, zorbalık ve dayatmalarla gelmemiş miydi? Mesel&acirc; Demokrasi de Yalta yadig&acirc;rı değil mi? Yalta&rsquo;yı &ccedil;alışmış ka&ccedil; Doktora tezimiz var? Hi&ccedil;! ADD&rsquo;lere harcanan zaman, emek ve parayı matematik derneklerine harcasak, fizik kul&uuml;pleri, kimya, biyoloji k&ouml;y ve mahalleri kursak, bilim &ccedil;ocukları yetiştirsek ne olurduk, bir d&uuml;ş&uuml;n&uuml;n l&uuml;tfen. Okumayan, bilime de sırtını d&ouml;nm&uuml;ş T&uuml;rkler olduk. Başarı boyumuz kısaldı. Bu eğitim sistemi ve modeli boynumuzdaki, boyunduruğu, ayağımızdaki prangaları, kafamızdaki at siperlerini g&ouml;rmeye mani oluyor. Milli eğitim &ouml;n&uuml;ne milli yazmakla milli olmuyor. Tıpkı milli savunma gibi.</span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Ne zaman harbiye vek&acirc;letimizi tekrar ihdas ederiz. <strong>(Bu bağımsızlık nişanesidir.)</strong></span></p> <p> <span data-mce-style="font-size: medium;" style="font-size: medium;">Ne zaman Zebun-kuş Avrupalı ile anladığı dilden, kuvvet, adalet iklimi ve mukabele-i bil misil &uuml;zerinden konuşmaya başlarız; Dil uzatanların dili, el uzatanların eli teredd&uuml;ts&uuml;z bir bi&ccedil;imde kesersek, yıllar sonra yeniden ilmek, ilmek istikbal ve istikl&acirc;limizi dokuyabiliriz!..</span></p>

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!