Ne gülüyorsun kardeşim!
Milli ve Yerli Damat Berat Bey’in Kanal İstanbul’un en KUPON kısmında 13 bin metrekare arazi aldığı ortaya çıkınca, Avukatı şu açıklamayı yaptı…
<p><strong>“Sayın Bakanımızın muhterem babası daha önce buradan arazi almıştı. Yanındaki arazi başka biri tarafından satın almasın diye, alınmıştır.<br /> Art niyet aranmasın!”</strong></p>
<p>Estağfurullah Efendim, art niyet aramak bizler gibi sadık kulların haddi midir? Ayrıca zaten tüm varlıklarımız (Varlık Fonu ile) zaten sizin ve sayın kayınpederinizin değil mi?</p>
<p>Bizlerin de ağzı vardır ama, küçük yaştan beri, bizlere hep susmamız öğütlenmiştir…</p>
<p><strong>Değerli Okurlar;</strong></p>
<p>Damadın kayınpederinin ecdadının döneminde şu kural vardı;<br /> <strong>“Sadaka Saraydan Dışarı çıkmamalıdır!”</strong></p>
<p>Yani, Allah’ın rızasını kazanmak için verilmesi dinen zorunlu olan para-eşya gibi yardımlar, yine saray halkına dağıtılırdı!</p>
<p>Hatta Saraydaki evlenme yaşına gelmiş kızlar bile, saraydaki görevliler ile evlendirilirdi! Böylece, sadakalar ve kızlar yine sarayda kalır ve zenginliklerden kimseye zırnık koklatılmazdı…</p>
<p><strong>Bu açıdan bakarsak,</strong> Damat Bey’in devletin yatırım yapacağı bir yerden arazi alıp, para kazanması gayet normaldir! Damat geleneklere uygun davranmıştır. Konu kapanmıştır, gülen olursa şahsımın yargısı gerekeni yapacaktır vesselam…</p>
<p>Milli ve Yerli Damadımızın kayınpederi, tüm Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanların kat-kat fazlasını 17 senede yaptık diyerek, Türkiye’yi uçurduklarını söyledi!</p>
<p>Bunu kanıtlamak için şu veciz cümleyi kurdu;<br /> <strong>“Ahhh ahh Sevgili vatandaşlarım! Biz neler çektik, neler! Bizler kırtasiye dükkanına giderdik ama en az bir hafta sıra beklerdik!”</strong></p>
<p>Bu sözlerin üzerine, illet ve zillet takımından birileri hemen gırgıra başladılar.<br /> <strong>“Hadi canım sende, ufak at civcivler yesin”</strong> den tutun da, <strong>“Yok be abi o dükkanı şaşırıp başka bir yere gitmiştir”</strong> diyene kadar bir sürü dedikodu yaymaya başladılar!</p>
<p>Esasında bu gibilere kızmamak lazım. Çünkü bunlar eski Türkiye’yi bilmezler!</p>
<p>AKP gelmeden evvel bizler çadırda yaşardık. Tuvaletlerimiz, bahçemizin evimize en uzak yerinde idi. Kışın hacet gidermek için çok zorlanırdık.</p>
<p><strong>“Bo.um dondu”</strong> lafı o zamandan kalmıştır.</p>
<p>Eskiden biz buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi neymiş, bulaşık-çamaşır deterjanı neymiş bilmezdik. Kül ile ovar, derede yıkardık.</p>
<p><strong>“Komşu komşunun külüne muhtaçtır”</strong> sözü oradan çıkmıştır…</p>
<p>Eskiden biz borç nedir, kredi kartı ile borç ödemek nedir bilmezdik.</p>
<p>AKP bir geldi, cebimiz kredi kartı gördü arkadaş! Gerçi <strong>“Arap yağı bol bulunca, apış arasına sürermiş”</strong> örneğinde olduğu gibi abartıp, her bankadan birer kart aldık ve cüzdanları doldurduk ama şimdi kartların asgarisini bile ödeyemeyince, icralarla tanıştık. Artık köy kahvesinde meşrubat filan yok.</p>
<p>Gelene çay ikram edebiliyoruz, o da imamın abdest suyu gibi.</p>
<p>Bir de köye sarı taksi ile icracılar geldi mi, herkes tavşan gibi kaçıp saklanıyor.</p>
<p>Borcunu ödeyemeyenler, cezaevi çok dolu olduğu için vardiya usulü yatıyorlar. 15 kişi çıkıyor, sıradaki 15 kişi giriyor. Köyde cezaevine girmeyen kalmadı.</p>
<p>Çok şükür geçinip gidiyoruz işte. Allah devlete-millete ve AKP’ye zeval vermesin! Onlar da olmasa kömürümüzü, makarnamızı kim verecek?</p>
<p>Bir de AKP ile dalga geçenler var ya!</p>
<p>Allah için onları elime bir geçirsem, Bahçeli’den beter edeceğim. O kadar yani!</p>
<p>Uçur bizi, uzun adam uçur. Ama çabuk uçur, bak icra memurları geliyor…</p>
<p>Sağlık ve başarı dileklerimle… 22 Ocak 2019</p>
<p><strong><em>(Rifat Serdaroğlu’nun sosyal medya hesabından alınmıştır..)</em></strong></p>
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.