Ne mi düşünüyorum?

23 Aralık, 2019, Pazartesi 16:03

Ort. 9 dk. 46 sn. okuma süresi

www.beklenengazete.com yazarı Serap Terzi, bu gün kaleme aldığı yazısında, Belediyeden işten çıkarılan çocukları ele aldı.

A+
A-

İşte Serap Terzi’nin <a href="http://www.beklenen.gazete.com%27da/">www.beklenen.gazete.com’da</a> yayınlanan yazısı: Sıradan bir akşam da, sıradan çalan bir telefondu, arayan kişi pek sıradan değildi. Bazı insanları tanırsınız, seversiniz, onaylarsınız ve selam vermeden geçemeyeceğiniz birisi olur sizin için… Aradan uzun zamanlar geçse bile aynı samimiyetle selamlaşır aynı içtenlikle sarılırsınız. Her şey doğaldır ama hayat şartları bir türlü bir araya gelmenize izin vermemiştir. Samimiyetine ve doğallığına böylesine inandığım biriydi telefondaki ses. O samimiyet bana “abla nihayetinde benim de çıkışımı verdiler, dava açtım ama kimse şahit olmak istemiyor, yardım eder misin? şahit olur musun?” dedi! Ve… “İki çocuğum var, bir de kredi çektim, sahada çalıştığım için işten atılacağım belliydi ama biliyorsun sahaya çıkmak zorunda bırakıldık..” diye ekledi… Ne hissedersiniz? Kış mevsimi yakacak ister, çocukların okul giderleri, eee taş yemeyeceksin ya! Beslenme temel ihtiyaç, çocuklar el bakar.. Velhasılı bu insanlar elleri böğürlerinde kalakaldılar. Tek maaşlı olanlar vardı içlerinde. Allah yardımcıları olsun ne durumdalar bilmiyorum, zaten vebali işlerini yaptıkları için, işten çıkaranlarda. Şahit olmak! Fiilen şahit olduğun bir eylemi, sözlü bir şekilde tekrar etmek!  Tabii ki! Vijdanı olan kim olsa bunu yapar. Ben neye şahit olmuştum? Bir söz vardır: “Filler tepişir ama ezilen çimenler olur” diye.. Şahit olduğum durum bu… Yağmur, çamur, ayaz demeden, sıradan olmayan bir zorluktaki işleyişle, kişisel hiç bir sorunun olmadığı halde, her hangi birine karşı emir verildiği için çalışma yapmak, “O gün, mesai saati içinde sana verilen görev bu olduğu için, çimen misali ezilmek!” Bu işçiler için söylenecek tek şey bu! O gün mesai saatinin içinde sana verilen görevi yapmak zorunda kaldığın için! 25. Madde’den,yani yüz kızartıcı sebeplerden!? 6 aylık işsizlik maaşından da mahrum bırakılarak! Kıdem tazminatını da hak etmiyor ve alamıyorsun! “Seni işten çıkarıyorum” dendi… “25. Madde, yüz kızartıcı suç işlemek..” Bu gerekçe çok ağır ve gereksiz! Geçerli başka bir sebepten çıkışları verilip, tazminatları ödenip, işsizlik maaşı ödenseydi bu insanlar sessizce kaderlerine razı olurlardı ve belki de o bir fincan kahvenin hatırı devam ederdi. “Oysa bu kişi ve diğer işçiler yüzümü veya yüzlerini kızartacak hiçbir şey yapmadı” demeye ben utandım, siz bu iftirayı o işçilere atmaya utanmadınız mı? Siz bir anneye kendini bu konuda savunmak ve aklanmak zorunda bıraktınız. Sadece bu anneye değil, işten çıkardığınız bütün anne ve babaları, diğer çalışanları ailelerine ve çevrelerine karşı “Ben namussuzluk yapmadım” durumuna inandırmaya mecbur bıraktınız. Üstelik ideolojiniz olduğunu iddia ettiğiniz “Sosyal Demokrat” bir parti çatısı altında… CHP seçmeni sayesinde seçilen ve koltuğu terk eden her belediye başkanı (!) bu partide hep bir hasar bırakmak zorunda mı? Bu bir kader mi? Sizler bu partiden ve başkanlıklardan bir gün, mutlaka gideceksiniz, sizden öncekilerin de gittiği gibi. Artık bu partinin seçmenine daha fazla zarar vermeyin.. Birde vaat edip yerine getirmediğiniz birçok hizmet yeterince hayal kırıklığı yaratıyor zaten. Siz, ben, halk bu yaşanan gereksiz çıkar politikasını, bu haksızlığı unutacağız! Ama bu işçiler, bu işten çıkarılmalar yüzünden maddi durumdan etkilenen işçi çocukları, aileleri ve en önemlisi, “Tarihi ve ilahi adalet bunu unutmaz ve sizi affetmez!” Vicdanen kesik bir el gibi omzunuzda duracaktır… Ne mi düşünüyorum? Sahada çalıştığı halde işten çıkarılmayan şanslı işçilerde var ve bu duruma şaşkınım! Bir işçi bağlı olduğu, ekmek yediği bir kuruma, işini daha da garantiye almak için, bazı durumlara göz yummayı “Becerebiliyorsa..” size de ihanet eder. Bu kaçınılmaz! Hem de her an… Hem de her konuda! Doğru tektir, Yanlış ata oynadınız… Ve hatta harekete geçmiş bile olabilirler! Bu gün size destek olan kişiler,  yarın gemiyi ilk terk edenler olacak,  şimdi olduğu gibi. İşten çıkardığınız çocuklar sizin partililerinizdi. BŞB’den gelen bir hastalıktan dolayı siz de aynı sistemi uygulayarak onları işten çıkardınız ve yerlerine yeni işçiler aldınız! Ne gerek vardı? İşten çıkardığınız her işçi, aileleri ile birlikte en az 10 oy, buna çevre faktörünü de ekleyin… Benden size tiyo! Güvendiğiniz ve şu an yanınızda olan elamanlarınızın kime oy verdiğini de bilmiyorsunuz! Hatta bu işten çıkarma sisteminizden etkilenen ve “artık bu partiye oy vermeyeceğim” diyen seçmeni de ekleyin ve ben bunu çok duyuyorum! Eeeeeee!! bütün aklımı size mi vereyim, biraz da siz düşünün. Yani 4 vekilden, 3 vekile düşme sebeplerinizden sadece bir tanesi bu olabilir mi? Cahilliğime verin! Hatta Kent Meydanı’nda BŞB’den işten çıkarıldıkları için utanç çadırında eylem yapan işçiler var iken, bir de bu işten çıkarılmalar Okan Aslan ve Yunus Cengiz’in haklı davalarını doğruladı ve destekledi. Bu çocuklar mahkemede “Yüz kızartıcı bir suç işlemediklerini” ispatlamaya çalışıyorlar, inanıyorum ki ispatlayacaklar. Ve bu davadan aklandıkları gün... Bu işçileri bu duruma düşürenlerin yüzlerini görmek istiyorum… Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler, Motorları maviliklere süreceğiz.. Çocuklar inanın, inanın çocuklar.. (İşten çıkarılan çocuklara..) Sevgiyle kalın dostlar…

#GENEL

BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!