SOBE…

30 Ağustos, 2015, Pazar 21:45

Ort. 30 dk. 51 sn. okuma süresi

Sevgili Aydınlılar, Aydın Büyükşehir’de skandal boyutundaki yaşananlar münferit olaylar değil, organize bir yapı tarafından gerçekleştirilen fiili durumlardır..

A+
A-

<div> Üstad-ı Azam Hazretleri Erkan Karaarslan Efendi sosyal medyadan, “Yeni geçici kabine iyi oldu. Arkadaşlarımızın da olması mutluluk verici” ayaklarıyla, kaçınılmaz son öncesi sanki Devlet kurumlarına gözdağı verme çabasında.</div> <div> Daha önce Che Guavera'ya övgüler düzüp, Devrimci ayaklarındaydı. Şimdi, kutsal toprakları ziyaret edeceğiz paylaşımları yapıyor... Anlayacağınız rüzgârgülü gibi, fırtınadan kendisini böyle kurtaracağını zannediyor. Yemezler goççum yemezler... Bak!.. Sana 21 B ihalelerini açıkla diyoruz, açıklayamıyorsun... Bir de medyaya, her türlü açıklamaya hazırım beyanında bulunuyorsun.. Açıkla bakalım 2014-2015 21 B ihalelerini de, kamu oyu aydınlansın... Bakın Değerli ve Aziz Milletimiz... Organize şekilde işlenen ve sürekli hasıraltı edilmeye çalışılan günahlar, suça konu eylem ve işlemler o kadar çok ki, Aydın'ın gelecek kuşakları dahi bu skandal boyutundaki icraatların acısını çekecek... Minareye Kılıf Üstadı Erkan Karaarslan Efendi'nin tüm çağrılarımıza rağmen açıklayamadığı, Yalçın Yıldırım tarafından kaleme alınan 21 B ihalelerinin eksik kısımlarını tamamlayalım... Bu adrese teslim ballı ihaleler daha yapılmadan, Devlet kurumlarına Küre İnşaat'a verileceğine dair ihbarlar gidiyor. İş beklendiği gibi de oluyor. Daha önce Cemalettin Küçükerol zamanında 4 milyon lira yani eski parayla 4 trilyona yapılan açık ihale iptal edilip, ufak tefek değişikliklerle yeniden ihaleye çıkılıyor. Yalçın Yıldırım'ın adrese teslim ihalede dikkat çektiği noktalar yanında, yine adrese teslim bir şartname maddesi konuluyor. O da ne biliyor musunuz? İhaleye girecek firmanın, tam teşekküllü servis aracına sahip olması. Bu araç 6 ayda ancak hazırlanıyor ve değeri 700-800 bin lira civarı. Her ne hikmetse sadece Küre İnşaatta var. Tabii ki diğer akıl almaz şartlara bu da eklenince, ihaleye tek bu firma giriyor ve kazanıyor. Minareye kılıf olarak “ihalede rekabet şartları oluşmadı” denilip ihale iptal ediliyor ve aciliyet durumu öne sürülüp yine Küre İnşaata, 21 B kapsamında iki adet üçer aylık ihale veriliyor. İki ihalede ihale ederi yaklaşık 12 buçuk milyon TL. yani eski parayla 12 buçuk trilyon. Cemalettin Küçükerol tarafından yapılan ihale ne kadar? Eski parayla 4 trilyon... Bir kaç değişiklikle iki ihalede rakam nereye ulaşıyor?  Eski parayla 12 buçuk trilyon... Aydın Büyükşehir Danışmanı, Üstad-ı Azam Erkan Karaarslan Efendi ve Büyükşehir yetkililerine, kamuoyu adına şu soruları sormamız elzemdir; 1- İhaleyi alan KÜRE İNŞAAT firması Türkiye genelinde tanınmış bir firma olmadığı, Aydın Belediyesi ve Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne hiçbir iş yapmadığı halde pazarlık listesine nasıl yazıldı? 2- İhale şartnamesinde KENDİ MALI şartı olarak TAM DONANIMLI SERVİS, TAMİR, BAKIM aracının kendi malı olma şartı neden konuldu? BİLGİ NOTU: Bu araç ihale öncesi siparişi verilen yapımı 5-6 ay süren tam donanımlı bir araç olup, KÜRE İNŞAAT firması bu aracı ihale öncesi neden edindi? Acaba ihale şartnamesine bu aracın konması önceden mi planlanmıştı? BUNU NEDEN SÖYLÜYORUZ Açık ihalede bile tam donanımlı araç olmaması nedeniyle ihaleye tek firma katılmıştır. Bu firma KÜRE İNŞAAT’tır. Burada şunu söylemeye çalışıyoruz: İhale şartnamesi rekabeti engelleyecek şekilde sadece KÜRE firmasına verilmek üzere düzenlenmiş olduğunun kanıtıdır. Bu ihaleye tek firmanın katılması sebebiyle “ihaleye teklif verilmediği”kabul edilmiş. Çünkü pazarlıkla istenilen fiyatla KÜRE İNŞAAT’a verilmek üzere pazarlık ihalesi yapılmıştır. 3- KÜRE’ye 21-B ihale yöntemiyle verilen yaklaşık maliyetindeki firma kâr oranı nedir? Yüzde 20 midir? 4- KÜRE’nin pazarlık usulü ile almış olduğu ihalede kırım yüzde 1 (BİR) dir. Aynı olay iki ihalede tekrar etmiş midir?  Yani iki kere 6 milyon üzerinde pazarlık ihalesi KDV ile birlikte 16 milyon TL’lik iş KÜRE inşaata yok denecek kadar az bir kırımla verilmiş midir? Bu firma kimin çözüm ortağıdır?  5- Bu tür ihalelerde Aydın Belediyesi zamanında yüzde 5 kâr oranı konurken, BŞB’de neden kâr oranı yüzde 20 dir? 6- Aydın Belediyesi zamanında 21-B ihale yöntemi tercih edilmezken, BŞB zamanında neden 21-B tercih edilmektedir? Sevgili ve Aziz Milletimiz... Görüyorsunuz değil mi? Bunların hepsi Devlet kayıtlarında sabittir... Nasıl sobelenmişler, anladınız mı? HİSSELİ HARİKALAR KUMPANYASI Anlayacağız sevgili Aydınlılar, tek tek kaleme aldığımız kimi soruşturma konusu, kimi adli ve İdari kurumlara, kimi basına yansımış skandal boyutundaki yaşananlar münferit olaylar değil, organize bir yapı tarafından gerçekleştirilen fiili durumlar... Devlet kayıtlarında, birçoğu tespitli... Zannettiler ki Millet soyulurken Devlet uyuyacak... Zannettiler ki medya müptezelleri eliyle ortalığı yaygaraya verip, bizlere ve Devlet kurumlarına saldırıp, skandalları, yasa dışılıkları örtecekler... Hisseli harikalar kumpanyası gibi kamu aleyhine bir günah ve harama dayalı organize yapı oluşturulup, çarkın üyeleri tarafından hisseleri oranında keseler dolduruluyor... Bizlerin ve Devlet kurumlarının tespitlerine göre sistem şöyle yürüyor... Halkın seçimle Devlet yönetme yetkisi verdiği Başkan Özlem Çerçioğlu, danışmanlık adı altında tüm görev ve yetkilerini, yetkili fakat sorumsuz Erkan Karaarslan Efendiye devretmiş. Dikkat edin; her şeyde imzalar bürokratlara attırılıyor, onlar okkanın altına gidiyor, fakat Özlem Çerçioğlu ile Erkan Karaarslan'a bir şey olmuyor. Burada Sayın Başkan Özlem Çerçioğlu'nun asli görevi, işler sıkışınca olayları saptırıcı ve sulandırıcı, kamuoyunu yanlış yönlendirici açıklamalar yapıp, gündemi değiştirmek. Günümüzün moda deyimiyle buna, algı operasyonu deniliyor... Örneğin Çerçioğlu Ailesine ait malikânenin kaçak ve yasa dışı olduğu resmi belgelerle ortaya konmuşken, belgeleri açıklamak yerine yumurta-tavuk muhabbetiyle işleri sulandırmak... Panik, korku ve telaşla hangi seviyeye kadar düştüklerinin kanıtı... Aynı traji komik durumu, Hacivat Karagöz muhabbetinde yaşadık. Çünkü davalık ve skandal boyutunda bir büyük suçlar zinciri var ortada... Valilik tarafından yazılı şekilde yapılan, “Olay Büyükşehir tarafından aksettirildiği gibi değil, resmi evrakta sahtecilik ve ihalede usulsüzlük konularını içermektedir” vurgusu da, her ne hikmetse tüm basına gönderilmesine ve İhlas Haber Ajansı tarafından geçilmesine rağmen, şu saate kadar birkaç medya kurumu haricinde kimse kullanmadı, belki de çeşitli gerekçelerle kullanamadı... Aydın medyasında durum, Karartma Geceleri gibi... Bunların panik, telâş ve korkuyla saptırmaya çalıştığı iki büyük skandalı detaylarıyla yazalım da, kamu oyu aydınlansın... Gelen müfettişler yaklaşık on gün önce inceleme ve soruşturmalara başladılar... Olayların boyutu çok ciddi olduğu için, Büyükşehir tarafından duyulması istenmiyordu... Müfettişlerin soruşturmasında iki ana konu var... Birincisi; Dönemim Aydın Belediye Meclisi tarafından onaylanmayan 2014 bütçesinden yapılan usulsüz harcamalar. Hatırlayacağınız gibi o dönemde büyük fırtınalar kopmuş, MHP grubu bu olayın yasa dışı olduğu gerekçesiyle açıklamalar yapmıştı. Ardından İdare Mahkemesi'ne yapılan başvuruyu takiben alınan mahkeme kararında, “2014 bütçesi meclis tarafından onaylanmadığı için kullanılamaz. Ancak 2013 bütçesinde belirtilen kalemlerde o da altı aylık bütçe rakamları esas alınarak yapılabilir” özetinde vurgu yapılmış, bu da dönemin Aydın Belediyesi'ne resmi yazıyla tebliğ edilmişti. Bazı bürokratlar bunu astlarına  resmi yazıyla bildirerek, mahkeme kararına uydular.. Bu konu tartışıldığında, sen de salonda değil miydin Erkan Karaarslan Efendi?.. Bazıları ise üstten gelen emirler doğrultusunda olması muhtemel şekilde mahkeme kararına rağmen 2014 bütçesinden, yani yetkilerinde olmayan paradan ödemelerde bulundular. Hepsinin de bu yüzden okkanın altına gitmesi, muhtemeldir. Bu Yerel Meclis yani Yerel Milli İrade ve Devlet yetkilerinin gaspıdır... Yani Meclis de - Devlet de benim demektir... Hem Adli hem İdari büyük cezaları vardır... Kısaca size ait olmayan, yerel meclisin yani milli iradenin size vermediği harcama yetkisini kullanarak, padişahların para bastırıp hutbe okuttuğu gibi meclisi-devleti tanımam, tek yetkili benim diyor, devletin egemenlik yetkisini seçimleri kazanma uğruna gasp ediyorsunuz... İkinci nokta ise, şu an üçüncü duruşması başlayacak bir davayla ilgili. Evrakta sahtecilik yoluyla ihalede usulsüzlük... Yani ihaleye fesat karıştırma... Nitelikli suç olarak da tanımlanabilir... Aydın Belediyesi döneminde yaşanan bu olay Adli kurumlara şikâyet yoluyla yansıyınca, Savcılık makamı soruşturma başlatıyor. Dönemin Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun, şu anki Genel Sekreter Yardımcısı Bülent Bozbaş tarafından hazırlanan ve biri Evrim Karakoz diğeri askerde olan dönemin avukatlarınca olumlu görüş belirtilip Savcılığa verilen yazılı ifadede, “Evet bu durumdan haberim olunca ihaleyi iptal ettim”  mealinde savunması mevcut. İş burada kilitleniyor... Kanunlara göre bu durumda Savcılığa suç duyurusunda bulunmanız gerekiyor. Şu an sadece Özlem Çerçioğlu değil, üç dört tane memurun daha aynı suç gerekçesiyle ifadeleri alınıyor. Dosya ve tüm yazışmalar da kayıtlarda... Yani suça konu sabit deliller var... Bu durumda sadece Adli merciler değil, idari makamlar da soruşturma açmakla yükümlü. Kısaca İçişleri Bakanlığı, gereğini yapıyor. Anlayacağınız olayın siyasi bir yönü falan yok, kendi yaptıkları yasa dışı icraatları nedeniyle feryat figan halindeler... İş bu skandalları saklamak için ne yapıyorlar, skandalları Hacivat-Karagöz muhabbetine taşıyorlar... La sizin hangi işiniz doğru... Nerenizden tutsak, elimizde kalıyorsunuz... Vali de Vali diye ünüm ünüm ünlerken, yakında Vali kadar taş düşecek başınıza. Başkanımız Özlem Hanım Vali Bey'e yönelik, “Edep yahu” derken, aslında sözü kendisine söylemiş olmalı... Bu kadar skandallar ortada iken, Vali Erol Ayyıldız hiç polemiğe girmeden, kimseyi incitici hakarette bulunmadan, Devlet edep ve adabı içerisinde görevini yapıyor; bunlar kendi pisliklerini örtmek için Vali Ayyıldız'ı hedef alıyor. Şükretmeyi de bilmiyorlar... Ya Hüseyin Avni Coş görevde olaydı, ne yapacaklardı? Şimdi bu taifeye, edep, adap, adalet, hukuk, vicdan, şeref, onur, haysiyet kelimelerini hatırlatsam, lügattaki içeriklerini anlatabilecekler mi acaba? NOT: Pek çok soruşturma, davalar, iddialara Aydın basını sessiz kalmaktadır. Çünkü basına yönelik finans kaynakları Büyükşehir elinde olduğu için, bu durumları kaleme almaları güçtür. Evine ekmek götürmekle yükümlü, çalıştırdıkları insanlara bakmakla mükellef basın camiasındaki arkadaşlarımıza, iş bu nedenle sözümüz olamaz. Fakat bizler de kamuoyunu daha iyi aydınlatma, şu an şehrimizin içerisinde olduğu ve gelecek nesillere dahi olumsuz etkileri olacak bu çıkar amaçlı organize yapı ile mücadele etmek için, Aydın İl Genelinde, “Aydın'ı ikinci işgâlden kurtarma platformu olarak” milli iradeyi temsilen teşkilatlanma çalışmalarına başlamış bulunmaktayız. Atalarımız yüz yıl önce Yunana karşı savaş verirken, torunları olarak bizler de çıkar amaçlı bir menfaat yapılanması niteliğindeki bu siyasi, bürokratik, ekonomik ve medyadan oluşan ahtapot misali örgütlenmeden şehrimizi kurtarmakla yükümlü ve de mükellefiz.. Bu konuda Söke İlçemizden değerli meslektaşımız Erol Özhavutçu kardeşimizle, ona ait televizyonlardan birini alma, kiralama veya ortak çalışma yürütme konularında görüşmelerimiz sürmektedir. Kamuoyuna saygıyla ilan olunur... </div>

#GENEL

BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!