Türklüğümüzü silemezsiniz…

24 Ocak, 2017, Salı 00:30

Ort. 20 dk. 12 sn. okuma süresi

Türk Milleti diyemediğiniz bizleri Selefi-Vahabbi kafasıyla yaşatacağınızı sanıyorsanız, son yanılgınız olduğunu anlarsınız.

A+
A-

Malum gündem referandum. “AK Trol” denen paralı sapkınlar kolları sıvadı. İşleri güçleri puştluk. Öyle anketler yayınlıyorlar ki, “evet” oylarını yüzde 70 üzerinde gösteren bile var. İnsanlık vasıflarını yitirmiş, ipten kazıktan kurtulmuş sapkın bir güruh işte. Riyada, hilede sınır tanımadıkları için, onlarda her yol mübah. FETO denen soysuz hain için, “Ne istediler de vermedik” diye sallıyorlar da, asıl soru şu; “Ne istediniz de almadınız?” O soysuzları tetikçi olarak kullanıp, makam, mevki, servet sahibi oldunuz. Memleketi birlikte soydunuz, namuslu insanları kaz gibi yoldunuz. İnsanlıklarını o kadar yitirmişler ki, her türlü pisliği yapıp, sonra şalvarı çam dalına asılmış köylü kızı gibi salya sümük ağlıyorlar. Ne diyim ben size? Ergenekon dediniz, masum vatan evlatlarını kodeslerde heder ettiniz. “Alnı secdeye değiyor dediniz”, 2010 referandumunda Devleti gidip FETO sapıklarına teslim ettiniz. “Dinler arası Dialog” dediniz, Alemlerin Nuru Hz. Peygamberi bile Kelime-i Tevhid'den sildiniz. “Açılım” dediniz, bebek katillerini ülkede ağırlayıp, pide paralarını dahi garibana ödettiniz. Sonra o katiller masum vatan evlatlarını katlederken ayaklar altına aldığınız Milliyetçiliğe sarıldınız, Seçim meydanlarında dantelli kefenlerle show yaptınız, iş şehadete gelince fistan giymiş pejak’lı gibi kaçtınız. İmamdan hastane müdürü, veterinerden TÜBİTAK Başkanı yaptınız, uzaya çıktık sandınız. DAEŞ denen iblis soylarına sınırları açtınız, barınaktan hastaneye kadar hizmet verdiniz, sonra dönüp, “Biz yapmadık ABD yaptı” masalına sarıldınız. Ülkede ne kadar aydın İslam Alimi var kafir ilan ettiniz, yerine Cüppeli denen müptezelleri , altı yaşında kızla evlenebilirsiniz diyen sapkınları, hırsızlık ve çocuk tecavüzlerini sahte fetvalarla aklayan Allah düşmanlarını iliştirdiniz. Şimdi yine aynı teranelerle, ülkeyi uçuruma götürecek yeni, “Aldatıldık, kandırıldık” maceralarına yelken açtınız. Siz açıldıkça ağlayan anaların feryatları arşa yükseldi, o dahi sizler için bir anlam ifade etmedi. Çünkü derdiniz, “Dar'ül İslam” masalı “Dar-ül Harp” kafasıyla kendi Müslüman kardeşlerinizin malını, canını, namusunu yağmalama. Bakın sağınıza solunuza... Nerde ayak takımı var, “Reis, Reis” nidasıyla yollarda. Çoğu toplumda yer edinememiş, kişilik bozukluğu olan çakal sürüsü. Solucan omurgasız hayvan olmasına rağmen arada düz gider, bu omurgasızlarda o da yok... Yarın işler tersine giderse, “Biz Reis derken Temel Reisi kastetmiştik” diye kıvırtacak bir sürü avare, meydanlarda. Kendinize saygınız yoksa, Devletinize ve o Devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamına saygınız olsun be şaşkınlar kumpanyası. Memleket içeride dışarıda hain sürüsüyle mücadele verirken sırası mıydı? Bir koltuk uğruna El Bab'da ve ülkenin her karışında, karda, tipide, boranda siz sıcak yatağınızda mışıl mışıl uyurken şehadet şerbeti içen vatan evlatlarından da mı utanmadınız? Türk Milleti diyemediğiniz bizleri Selefi-Vahabbi kafasıyla yaşatacağınızı sanıyorsanız, son yanılgınız olduğunu anlarsınız. Be Bedevi kırmaları... Madem adını dahi söyleyemediğiniz Milletin iradesine saygı duyuyorsanız, o zaman şehir şehir ortaya sandık koyun ki, kim, nasıl yaşayacağına karar versin. Ne o? Yoksa işinize gelmedi mi? Gelmez tabiii… Her türlü kaynağa sahip bizleri sömürüyorlar, bebeklerimizin, yaşlılarımızın boğazındaki lokmayı alıyorlar,  bizlerden transfer ettikleri kaynaklarla memlekete tek bir tuğla dahi koymayan, sadece yiyip, içip, üreyip sülük gibi kanımızı emenlere oy karşılığı transfer ediyorlar. Atalarımızın kanlarıyla sulanmış öz vatanımızda, Afrikalı Mandingo gibiyiz. Hem kanımızı emiyorlar hem de utanmadan Beyaz Türkler diye alay ediyorlar. Valla nerenizi yırtarsanız yırtın, değil yanınıza Devlet Bahçeli isterseniz Suudi Kralını alın, Türklüğümüzü si-le-mez-si-niz... O bedevi kafalarınız almıyorsa, bir kez daha vurgulayalım. Bizler, Atamızdan ve şehitlerden yadigar Laik-Demokratik-Sosyal bir Hukuk Devleti olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nde, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Bizler hainlerden, hırsızlardan, sapıklardan hesap sorulduğu Türkiye Cumhuriyeti bayrağı, adı ve adaleti altında yaşamak istiyoruz. Bizler hem Müslüman ama çağdaş Müslüman, hem Türk olarak yaşamak istiyoruz. Bizler Selefi sürüsünde sadece tüketen ve üreyen koyunlar olarak değil, Cumhuriyet Rejiminde onurlu, üreten bireyler olarak yaşamak istiyoruz... Bizler Müslümanız ama Türküz Türk anladınız mı? Ve Türk'e kefen biçeni daha tarih yazmadı. NEDEN HAYIR... Memleketin Hayrı için Hayır... Bu güne kadar memleketin faydası için tek bir icraatı olmamış Devlet Bahçeli denen şahsın ülkeye kurduğu bu kamplaşma ve iç çatışma tuzağına düşmemek için Hayır... Bir zamanlar ne diyordu zat-ı muhterem; “Hayır da hayır vardır...” Hayır dememizin altında, Tayyip Erdoğan düşmanlığı falan da yatmıyor. İç ve dış hainlere karşı savaşta, sonuna kadar onunlayız. Ama Bahçeli denen şahsın ortaya attığı fitneye karşıyız. Düşünün bir kez; Hepimiz insanız. Yarına ne olacağımız belli değil. Hadi diyelim Tayyip Erdoğan dönemi doğru gitti. Peki ondan sonra gelecek olanların Deli İbrahim çıkması ihtimali yok mu? Bakın size bu konudaki en ünlü örneği vereyim. Almanya neden savaşı kaybetti biliyor musunuz? Çünkü onlar açısından her şey iyi giderken, Hitler denen cani Parkinson hastalığına yakalandı. Allahın tokadı işte. Elini sürekli böğrüne koymasının veya arkasında sabit tutmasının nedeni o... Parkinson hastalarında uzuv titremesi olduğu için, halkından onu gizliyordu. İşte o hasta beyniyle aldığı kararlar sadece kendi ülkesini değil, tüm insanlığı felakete sürükledi, tarihin de akışını değiştirdi. Bizim başımıza gelmeyeceği ne malum? Demokrasiler, güçlerin kurum ve kurallarla denetlendiği, eğitimli insanların rejimidir. Amip gibi sapıkların türediği ülkede bunu nasıl başaracaksınız? Kurumlarınız yok olmuş, kurallarınız ortadan kalkmış, insanlığını kaybetmiş iki ayaklı bomba gibi yollarda gezen güruhla mı başkanlık ilan edeceksiniz? İstikrar için yalanına gelince. Her şeyi geçtik, orada bir madde var. Meclis ve Başkan karşılıklı bir birini feshedebilir deniyor. Hadi mecliste muhalefet kazandı, başkan da tanımıyorum dedi. Ne yapacaksınız? O zaman Meclisçiler ve Başkancılar diye, yine bir birinizi yiyeceksiniz. Bu yalanlardan huzur çıkmaz. Bu don da bu memlekete uymaz. BAHÇELİ- HDP KOALİSYONU Bahçeli bir kumar oynadı, zarlar havada. Kaybederlerse, hem Tayyip Erdoğan hem Bahçeli için yolun sonu. Tersi çıkarsa, Demokrasinin sonu. Diyorlar ki; “MHP tarih olacak...” Sadece MHP değil ki, CHP de AK Parti de tarih olacak. Düşünsenize Partili Başkan dediğiniz kişi, Meclis'e bütçe bile yaptırmıyor. Milletvekili aday listelerini de o belirliyor, istediği zaman zaten sembolik hale gelen Meclisi feshediyor... İşte bu kumarın sonu, zarları atanlar için dahil felaket. Türküm diyemeyeni Türklerin oylarıyla Türk'e baş etmeye çalışan Bahçeli, “Hayır” çıkınca tarihe ihanet sembol olarak geçeceğini ve Bozkurtların lanetinden kurtulamayacağının kabusunu yaşıyor. O yüzden şu aralar, HDP'lilere çok sıcak davranıyor. Tutuklu HDP'liler için tahliye istiyor, Mecis’te özellikle HDP mebuslarıyla sıcak diyaloglara giriyor, bunu resmettirip, medyaya servis ettiriyor. Çünkü MHP tabanının ezici çoğunluğu, “Hayır da Hayır Vardır” diyor. AK Parti içerisinde de emanet oylar, gümbür gümbür gelen ekonomik kriz ve iç çatışma tehdidini gördüğü için, “Hayır”a yöneliyor. Hem de büyük oranlar bunlar. İşte hem MHP hem AK Parti tabanında meydana gelen bu büyük kopuş, Bahçeli'yi HDP'lilerle kanka olmaya sevk ediyor. “Ben sizin için tehdit değilim. O yüzden Evet deyin” mesajı veriyor. Anlayacağınız “Evet” cephesi, AK Parti-Bahçeli ve HDP'den oluşuyor. HDP gizli “Evet”çi olduğu için, şu an dansöz gibi kıvırtmaya devam ediyor. Dertleri başka. AK Parti içerisindeki bir grupla yaptıkları al eveti ve federasyonu anlaşması ortaya çıkarsa, AK Parti tabanından kopuşların daha büyük olacağını biliyorlar. Anlayacağınız Bahçeli Bozkurtların gazabından kurtulmak, gizli evetçi HDP federasyon hayali, Tayyip Erdoğan ise ila nihaye koltuğunu korumak için koalisyon halindeler. Ama Allah'ın izniyle Milletimiz Hayır'da Hayır Vardır düsturu ile tarihi bir Hayır işlemeye hazır ve kararlıdır. Yeter ki seçmen kütükleri ile sandık başı sonuçlarına sahip çıkalım, provakasyonlara izin vermeyelim...

#GENEL

BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!