AYDIN ŞAFAK - ÖZEL DOSYA
“NE DEMİŞTİKKKK Aydın?
Aydın çok iyi hatırlıyor.
28 Haziran ve 1 Temmuz tarihlerinde yayımladığımız iki haberde aynı soruyu sorduk:
“Bu dosya ADÜ’nün içinde kimlerin elinde büyütülüyor?”
İlk haberimizde:
“Aydın adeta Holding istilasında…” diyerek
ADÜ’nün Kalyon İnşaat ve bağlantılı şirketlerle kurduğu şaibeli hattı yazdık.
Kamuoyunda dolaşan “holding elemanı” iddialarını hatırlattık. 43 milyonluk Diş Hekimliği ihalesinin tasfiye edilip 320 milyon TL’ye yeniden verildiğini ortaya koyduk.
Ardından ADÜ Rektörlüğü, 29 Haziran tarihli açıklamasıyla;
“Kalyon bizimle hiçbir ihale yapmadı, her şey şeffaf, bu haberler dezenformasyon” dedi.
Biz de ikinci yazıyı yayımladık ve dedik ki:
“Şeffaflık diyorsunuz ama dosyada en kritik belge yok.”
“Dezenformasyon diyorsunuz ama kendi döneminizde yazılan evrak ortadan kayıp.”
Ve o yazıyı şu cümleyle kapattık:
“Bu dosya yakında patlar; çünkü evrak konuşur.”
O gün geldi.
Ve evrak konuştu.
Hem de öyle bir konuştu ki, ADÜ koridorlarında taş üstünde taş bırakmadı.
SAYIŞTAY’DAN TOKAT GİBİ KARAR:
“KAMU ZARARI YOKTUR.”
25. 06. 2025 tarihli, 58170 sayılı Sayıştay Temyiz Kurulu İlâmı açık ve net:
“Somut olayda kamu zararı oluşmamıştır.”
“3. Daire kararı BOZULMUŞTUR.”
İki yıldır “kamu zararı” diye dolaştırılan,
Aydın’da manşet manşet yayılan,
Rektörlük tarafından jet hızıyla savunulan dosya bir gecede çöktü.
Ankara’da Yönetim Kurulu üyelerini topluca yargılatan kurgunun aslında sıfır temele sahip olduğu resmen tescillendi.
Bu karar, sadece bir dosyanın değil, ADÜ’de son iki yıldır oynanan büyük oyunun da çöktüğünü gösteriyor.
BU SKANDALIN KALBİNDEKİ BELGE:
31 MART 2023 TARİHLİ TEMİNAT YAZISI
Haber zincirinin kırılma noktası olan belge şuydu:
31. 03. 2023 tarihli teminat iade yazısı.
Bu belgenin özellikleri kan dondurucudur:
Belge eski yönetimin değil, doğrudan Rektör Bülent Kent döneminin belgesidir.
15 ay boyunca dosyaya konmamıştır.
İç denetim raporundan çıkarılmıştır.
Sayıştay’a gönderilen evrak listesine eklenmemiştir.
Üniversite Yönetim Kurulu’ndan gizlenmiştir.
Belgenin gizlenmesi, bugün artık bir “iddia” değil, Sayıştay kararının göbeğine oturan, somut bir bulgudur.
Ve Aydın’da herkesin konuştuğu isim belli.
Bu belgeyi kim sakladıysa, kurguyu da o yönetti.
ADÜ TARİHİNİN EN AĞIR UTANCI
Aydın’ın Gururu Akademisyenler Ankara Koridorlarında Süründürüldü,
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nin 30 yıllık tarihinde böyle bir sahne hiç yaşanmamıştı.
Sadece bir dosya yüzünden, üstelik o dosyanın da bugün Sayıştay tarafından “kamu zararı yok” diye çöp edildiği bir dosya yüzünden, üniversitenin en saygın isimleri topluca Ankara’ya çağrıldı.
Kimlerdi bu insanlar?
• Rektör
• Rektör yardımcıları
• Yönetim Kurulu’nun tamamı
• Fakülte dekanları
• Yapı İşleri yöneticileri
• Alanında isim yapmış, yıllarını ADÜ’ye vermiş profesörler
• Aydın’ın medarıiftiharı olan onlarca akademisyen
Bu insanlar yıllarca:
• Bilim üretti,
• Öğrenci yetiştirdi,
• ADÜ’nün adını ulusal - uluslararası arenada duyurdu,
• Aydın’ın yüz akı oldular.
Ve bir gün…
Tek bir kişinin yönlendirdiği bir kurgu yüzünden,
Tek bir belgenin bilerek saklanması yüzünden,
Tek bir gazeteciye servis edilen evraklar yüzünden
Bu insanlar “kamu zararı şüphelisi” etiketiyle
Ankara'nın dar koridorlarında sıraya dizildi.
Bu yalnızca hukuki bir süreç değildi;
Aydın’a yapılmış bir saygısızlıktı.
Üniversitenin tüm yönetim katını, bir çuvala doldurulmuş gibi topluca Sayıştay’a götürmek…
Bu bir denetim değil, bir itibar infazıydı.
Ve bugün Sayıştay Temyiz Kurulu’nun kararı net:
“Kamu zararı yok.”
Yani?
– Bu insanlar boş yere yargılatıldı.
– Aydın’ın gururu olan akademisyenler boş yere mahkeme kapısına dikildi.
– Üniversitenin 30 yıllık birikimi, bir kişinin kurgusu uğruna çiğnendi.
– ADÜ’nün itibarı, gizlenen tek bir belgeyle ateşe atıldı.
Aydın bugün bunu konuşuyor:
“Bu insanların onuru kimden, neden, ne uğruna çalındı?”
Bu sorunun tek bir adresi var.
Ve o adres makam odasında değil;
makamın gölgesinde oturan kişide.
REKTÖR KENT’İN DURUMU:
“ÖNÜNE NE GELDİYSE ONU İMZALAYAN BİR AKADEMİSYEN”
Aydın’da herkesin söylediği bir gerçek var:
Bülent Kent, ADÜ’ye yeni geldi.
Aydın’ı tanımıyordu.
Ekibini tanımıyordu.
Üniversitenin iç dinamiklerinden haberi yoktu.
Bu ortamda, yılların ilişkilerine sahip, dev bütçeli işler içinde adı geçen, Kalyoncu ekibinin referansıyla yanına yerleştirilen kişi, rektörün tüm karar süreçlerini tek elden yönetti.
Bugün gelinen noktada ortaya çıkan tablo şudur:
Rektör Kent’e dosya eksik sunuldu.
Önüne konan evrakları imzaladı.
Anlatılan hikâyeye inandırıldı.
“Kamu zararı” iddiasıyla Ankara’ya çıkılan yolun gerçek sahibi değil, sadece imza sahibi oldu.
Bir yönetimin nasıl manipüle edildiği gözler önüne seriliyor.
GAZETECİ HATTI:
ADÜ’NÜN KOZMİK EVRAKLARI KİMİN MASASINDAN KİMİN SİTESİNE DÜŞTÜ?
Skandalın karanlık tarafı burası.
Aydın Şafak’ın elindeki bilgiler ve savcılık dosyalarındaki anlatımlar, şu gerçeği gösteriyor:
ADÜ’nün “çok gizli” evrakları ilk kez Ahmet Tübcel isimli gazetecinin sitesinde yayımlandı.
Bu kişi hakkında şantaj, iftira, KVKK ihlali gibi suçlardan davalar sürüyor.
Bu gazeteci defalarca rektör yardımcısı odasında görüldü.
Sızdırılan her belge,
Kurguları destekleyen içerikler taşıyordu.
Sorular basit:
Bu gazeteci o belgelere nasıl ulaştı?
Kim verdi?
Hangi odada hazırlandı bu haberler?
PDF’ler kimin bilgisayarından çıktı?
Aydın’da herkes cevabı fısıldıyor:
Belge kaynağı tek bir ismi gösteriyor:
O isim de kendisini biliyor.
43 MİLYONDAN 320 MİLYONA:
ADÜ Tarihinin En Sessiz Sıçraması
ADÜ koridorlarında herkesin bildiği, ama kimsenin yüksek sesle söyleyemediği o soru artık saklanamıyor:
“Diş Hekimliği Fakültesi inşaatı 43 milyondan nasıl bir anda 320 milyona çıktı?”
Cevap kâğıt üzerinde yok.
Rektörlük açıklamasında yok.
Şeffaflık iddiasında yok.
Sayıştay dosyasında bile yok.
Ama Aydın’da herkes biliyor:
Bu 277 milyonluk sıçrama, mühendislik hatasıyla, maliyet hesabıyla, Pandemi bahaneleriyle açıklanacak bir rakam değil.
Bu sıçramanın olduğu dönemde Ankara ile Aydın arasında mekik dokuyan tek isim kimdi?
O kendini biliyor.
Ve bu 320 milyonluk dev ihale kime verildi?
Soru çok net:
Bu rakam büyürken üniversite büyüdü mü?
Yoksa sadece birilerinin etkisi mi büyüdü?
Aydın bugün bunu tartışıyor:
“Bu fark mayo gibi: suya girince gerçek şekil ortaya çıktı.”
Ve bugün herkes şunu soruyor:
“43 milyonluk iş neden 320 milyona çıktı,
Kim bastırdı, kim yönlendirdi, kim kazandı?”
Cevap artık Aydın’da sır değil.
277 milyonluk bu fark, ADÜ tarihinde açıklaması olmayan tek rakamdır.
FİNAL SORU:
ADÜ’YÜ KİM YÖNETİYOR?
Bugüne kadar saklanan, büyütülen, köpürtülen bu dosya
Sayıştay kararıyla çöktü.
Gündemde şimdi tek soru var:
Bu dosyayı kim kurdu?
Bu hikâyeyi kim şişirdi?
Bu yalanı kim rektörün önüne koydu?
Cevap Aydın’ın gözünün önünde:
Makamda oturan Rektör Kent.
Ve onu arkadan çekip çeviren kişiler.
Ve artık bütün Aydın biliyor:
ADÜ’yü yöneten imza değil; gölgedeki ortak.
Aydın artık şunu da soruyor:
Makam mı yönetecek, yoksa gölge devam mı edecek?
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.