Günün sorusu…

TAYLANDCADA BEŞ “HA” DİYE OKUNUYORMUŞ. İŞTE GÜNÜNÜ RAKAMI: 555…
<p>Yaratıcı Anadolu insanı köken ve anlamını bilmediği sözcükleri istediği gibi yorumlayıp, anlamlaştırdığını bilirsiniz. Bu yorumlar sonucunda ne olduğu belli olmayan bir dil çıkacağını söylememe gerek var mı?</p>
<p><strong>İşte birkaç örnek:</strong></p>
<p>1-) Arapça <strong>“idrār”</strong> ( إدرار) sözcüğününün <strong>“bol süt vermek”, “Rana”</strong>nın (Ar.) (رعناء) <strong>“ne dediğini bilmeyen ahmak kadın”</strong>, <strong>“okul / maktap”</strong> sözcüğünün <strong>“yazıhane”</strong> demek olduğunu daha düne kadar Şamanist olan Anadolu insanı bilmek zorunda mıydı?</p>
<p>2-) <strong>“Papatya”</strong> sözcüğünün <strong>“papás/παπάς”</strong> Yunan sözcüğünden alıntı, <strong>“PAPAZIN KARISI” </strong>demek olduğunu bilseydik, sarışın çocuklarımızı <strong>“papatyam”</strong> diyerek sever miydik?</p>
<p>3-) <strong>“Cici/m”</strong> sözcüğünün <strong>“cācim”</strong> ( جاجم ) (Fars.) sözcüğünden alıntı olduğunu, <strong>YER YAZGISI, KİLİM</strong> demek olduğunu bilsek, bu sözcüğü bir sevgi sözcüğü olarak kullanır mıydık?.</p>
<p>4-) <strong>“Karpuz” </strong>sözcüğünün <strong>“xarbûza”</strong> (Fars.) sözcüğününden alıntı <strong>“eşeklere verilen artık meyve, hıyar” </strong>demek olduğunu bilseydik, karpuzu severek ve yiyerek kendimizi eşek yerine koyar mıydık?</p>
<p>5-) <strong>“Cücük”</strong> kümes hayvanlarının yavrusu, civciv, <strong>“çalgı”</strong> sözcüğünün ince ağaç dallarından yapılan, özellikle evlerin önünü ya da ahırı süpürmek için kullanılan bir çeşit süpürge, <strong>“Ersin”</strong> sözcüğünün ıspatula demek olduğunu bilseydik, ah bilseydik…</p>
<p>6-) <strong>“Sawdā/sevda”</strong> (Ar.) <strong>“kara”</strong> demek olduğunu bilseydik, <strong>“kara sevda”</strong> der miydik? </p>
<p>7-) <strong>“Rukup”</strong> taşıt demektir, Anadolu insanı merkep/eşek demesin de, ne yapsın? </p>
<p>8-) Farsçada <strong>“neri”</strong> teke, erkek keçi, <strong>“nerim”</strong> pehlivan, yiğit, kahraman demek olduğunu bilmeyen Anadolu insanı. <strong>“Neriman”</strong> sözcüğünü kızlarına ad olarak verir miydi? </p>
<p>9-) <strong>“Suna”</strong>nın erkek ördek, <strong>“Burçin”</strong>in dişi geyik anlamına gelişini bilmeyen Anadolu insanı, bu sözcükleri zıt cinsiyetlere ad olarak verir miydi?</p>
<p><strong>Nalan</strong> sözcüğününü inim inim inleyen, ağlayıp duran demek olduğunu bilinse, bu sözcük kızlarımıza ad olarak konulur muydu? </p>
<p>10-) <strong>“Tedbir/tadbīr (Ar.) dubr (kıç/popo)/dubara”</strong> sözcüklerinin aynı kavağın kaşıkları olduğunu bilseydik, Atatürk’ün Dil Devrimine verdiği önemi anlar, her iyin başında TEDBİR alarak kendimizi şey yerine koyar mıydık?</p>
<p><strong>Ve günün sorusu:</strong> </p>
<p>Taylandcada beş <strong>“ha”</strong> diye okuyormuş.</p>
<p><strong>Bu saatten sonra karşı duvara 555 yazıp seslice okuyalım mı?<br /></strong></p>
<p><strong>Yoksa, gülenlere bakıp ağlayalım mı?</strong></p>
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.