Aydın
01 Temmuz, 2025, Salı
  • DOLAR
    38.01
  • EURO
    42.12
  • ALTIN
    3685.4
  • BIST
    9.477
  • BTC
    76538.750$

HER İNSAN BİR DEVLETTİR..

HER İNSAN BİR DEVLETTİR..
<p> <span style="font-size:16px;"><strong>&ldquo;DEVLET İNSAN İ&Ccedil;İN VARDIR&rdquo;</strong></span></p> <p> &nbsp;</p> <p> <span style="font-size:16px;"><strong>TBMM ve MİLLET-VEKİLLİĞİ</strong></span></p> <p> <span style="font-size:16px;">T&uuml;rk milletinin kadim medeniyeti, milli k&uuml;lt&uuml;r ve siyaset biliminde &ldquo;medeni siyaset&rdquo; denilen milli siyaset geleneğinin &ouml;znesi insan&rsquo;dır. Buna g&ouml;re: Evrende var olan her şey insan i&ccedil;indir. Şu hale nazaran, ger&ccedil;ekte her insan; K&acirc;inatın atom&rsquo;u ve bir &ldquo;merkez varlık&rdquo; sıfatıyla &ldquo;nevi-i şahsına m&uuml;nhasır&rdquo; devlettir ve kurumsal devlet &ldquo;bu insan&rdquo; i&ccedil;in vardır. Dolayısıyla, bir takım k&ouml;t&uuml; tohum &uuml;r&uuml;n&uuml;, suiniyet sahibi, sureti haktan g&ouml;r&uuml;nen insanlık d&uuml;şmanlarının iddia ve iftira ettikleri gibi; T&uuml;rk-İsl&acirc;m ortak sentezi ve kadim geleneğinde, kesinlikle devlet değil; Sadece ve yalnızca &ldquo;İNSAN&rdquo; kutsaldır.</span></p> <p> <span style="font-size:16px;"><strong>İNSAN&rsquo;I YAŞAT Kİ; DEVLET YAŞASIN</strong></span></p> <p> <span style="font-size:16px;">Medeni siyasette İnsan; Dilediği dine inanmakta ya da inanmamakta serbest, yani l&acirc;ik ve fakat &ldquo;su&ccedil; işleme &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;ne&rdquo; sahip değildir. Devlet cihazı olarak adlandırılan &ldquo;h&uuml;k&uuml;m ve hikmet&rdquo; merciininse tek ve yeg&acirc;ne umdesi adalettir. Adalet, her şeye egemen RAB olan, y&uuml;ce yaratıcı ALLAH (cc)&rsquo;ın emir ve yasaklarına aykırı olamaz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; evrensel adalet il&acirc;hi kanun, kuram, kural ve objektif ilkelerden ibaret olup; &Acirc;detullahtır. &Acirc;detullah ise, Allah&#39;ın&nbsp;kanunu, yaratıcının s&uuml;nneti anlamı ve &ouml;nem derecesinde demektir ki, buna da S&uuml;nnetullah denir. &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;</span></p> <p> <span style="font-size:16px;"><strong>Hakikatte insan, Y&uuml;ce Yaratıcının Halifesi; </strong></span></p> <p> <span style="font-size:16px;"><strong>Yani yery&uuml;z&uuml;ndeki vekilidir.</strong></span></p> <p> <span style="font-size:16px;">İnsan&rsquo;ın şahsında, b&uuml;t&uuml;n m&uuml;kevvenat (varlıklar, canlı-cansız her şey, yaratılmışların tamamı) tekevv&uuml;n (v&uuml;cut bulan, meydana gelen, şekillenen, var olan) eder. Yani; Hazreti Yunus Emre&rsquo;nin &ldquo;yaratılanı seveceksin, yaratandan &ouml;t&uuml;r&uuml;&rdquo; s&ouml;z&uuml;, esaslı bir kuram, G&uuml;&ccedil;l&uuml; bir &ouml;z&rsquo;d&uuml;r; İnsan denilen &ouml;zne&rsquo;nin a&ccedil;ılımı, anlamı: &Ouml;zelde ins, &uuml;nsiyet, meşveret ve muhabbet; Genelde ufuk ve felsefesidir. Mikro kozmos (k&uuml;&ccedil;&uuml;k evren) bağlamında İnsan; Adalet ahl&acirc;kı, fazilet, kavram ve fiilde hak-hukuk &uuml;zerine kaimdir.&nbsp;</span></p> <p> <span style="font-size:16px;">Adalet, fazilet, hakkaniyet ve evrensel hukuk&rsquo;a teslimiyet d&acirc;hilinde &ldquo;ilkeli, namuslu, d&uuml;r&uuml;st, onurlu, sorumlu, soylu ve &uuml;retken (yapıcı/yaratıcı/mucit/keşşaf) &rdquo; bir hayat s&uuml;rmeyen mahl&ucirc;klar &ldquo;insan&rdquo; olarak kabul ve tel&acirc;kki edilemez. Bu nedenle İnsan ve İsl&acirc;m barış, anlayış ve (evrensel yasaya) teslim k&ouml;k&rsquo;&uuml;nden gelir. Yani İnsan&rsquo;ın yaşamı s&uuml;resince g&ouml;revi &ldquo;evrensel adalet ve k&uuml;resel barış&rdquo; yasalarına uymak; Doğrudan ve aracısız olarak birey tarafından tayin ve tespit edilen, se&ccedil;ilen h&uuml;k&uuml;metlerin (devletin) g&ouml;revi:, H&acirc;kim ve h&uuml;k&uuml;mran, sorumlu olduğu alanda evrensel adaletin, tam bir eşitlikle uygulanmasını (İnsan hakları, adalet, hukuk, yaşam boyutunda eşitlik ve kalıcı/s&uuml;rekli barışı) sağlamaktır&hellip;</span></p> <p> <span style="font-size:16px;"><strong>T&Uuml;RK SİYASET GELENEĞİ</strong></span></p> <p> <span style="font-size:16px;">İşte T&uuml;rk siyaset geleneği, diğer bir deyişle &ldquo;medeni ve/veya milli siyaset&rdquo; bu man&acirc; ve muhtevadan ibarettir. Dolayısıyla, kendine &ouml;zg&uuml;, geleneksel tarihi karakteri, kadim ve orijinal yapısı nedeniyle, Cumhuriyet d&ouml;nemi itibarıyla buna: T&uuml;rk İnkıl&acirc;bı denilmiştir. T&uuml;rk İnkıl&acirc;bı: 1700 yılından itibaren giderek yozlaşan, &ccedil;&uuml;r&uuml;yen, dejenere edilen; T&uuml;rk-İsl&acirc;m k&uuml;lt&uuml;r&uuml;, siyaset ahl&acirc;kı ve medeniyetini &ouml;nce durduran, duraklatan, m&uuml;teakiben 200 yılda &ccedil;&ouml;kerten menfur bir s&uuml;reci durduran, soylu bir &ldquo;<strong>&ouml;ze d&ouml;n&uuml;ş</strong>&rdquo; (<strong>aslına r&uuml;cu</strong>) hareketidir. (sistemde &lsquo;devrim&rsquo; s&ouml;zc&uuml;ğ&uuml; yoktur.)&nbsp;Umarım; Hakikatten gafil, a&ccedil;ılım, sulta, cunta, dikta, vesayet gibi g&uuml;d&uuml;m heveslileri bu hakikatleri dikkatle okur ve doğru algılarlar!&hellip;</span></p> <p> <span style="font-size:16px;"><strong>T&Uuml;RK İNKİLABININ Y&Ouml;NETİM İLKELERİ:</strong></span></p> <p> <span style="font-size:16px;">01- T&uuml;rk milletinin idare şekli &ldquo;kuvvetler birliği&rdquo; esasına dayanır.&nbsp;Egemenlik birdir ve kayıtsız şartsız milletindir. B&uuml;y&uuml;k Millet Meclisi, T&uuml;rk milleti adına egemenlik hakkını kullanır. Yasama ve y&uuml;r&uuml;tme yetkisi TBMM&rsquo;nde toplanır. Meclis yasama yetkisini bizzat kullanır. Y&uuml;r&uuml;tme yetkisini kendi arasından se&ccedil;eceği Cumhurbaşkanı ile onun tayin edeceği Bakanlar Kurulu&rsquo;na bırakır. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafsız, mutlak adaletli ve bağımsızdır. (Gazi Mustafa Kemal Atat&uuml;rk 1935-Ulus Gazetesi)</span></p> <p> <span style="font-size:16px;">02- Efendiler, uzmanlarca bilinen bir ger&ccedil;ektir ki, kanun koyucular (Milletvekilleri) bir takım se&ccedil;kin &ouml;zelliklere sahip olmak mecburiyetindedirler. O &ouml;zelliklerden birincisi şudur: &ldquo;Kanun teklif eden, kanun yapan, kanun koyan bir insan, insanlığın b&uuml;t&uuml;n hislerini, b&uuml;t&uuml;n ihtiraslarını herkesten daha &ccedil;ok anlamalı ve bilmelidir. Fakat nefsini herkesten fazla ve tamamen, b&uuml;t&uuml;n kapsamı ile bunlardan korumak kudret ve kabiliyetine sahip olmalıdır.&rdquo;&nbsp;<br /> Bu se&ccedil;kin &ouml;zelliğe sahip olmayan insanlar, toplum i&ccedil;in kanun yapmak (vekil olmak) hak ve yetkisinden men edilir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Kanunlar hislere dayanarak ve uyularak yapılamaz. (1921-S&ouml;ylev ve Deme&ccedil;ler, Cilt: 1 Sayfa: 193 + Atat&uuml;rk&rsquo;&uuml; Anlamak, Behzat Şaşal, Anayurt-2004)</span></p> <p> <span style="font-size:16px;">03- Milletvekili sıfatıyla vazife, sal&acirc;hiyet ve sorumluluk mevkiinde beraber &ccedil;alışacağımız arkadaşlarımızın ge&ccedil;en tecr&uuml;belerden de yararlanarak vazifelerini eksiksiz yapacaklarını ve &ouml;zellikle:, &ldquo;Milletvekilliği&rsquo;nin, her t&uuml;r d&uuml;ş&uuml;nceden daha &ouml;nemli, haysiyetli ve şerefli (vicdanı h&uuml;r, irfanı h&uuml;r ve nevi-i şahsına &ouml;zg&uuml;r) bir millet vek&acirc;leti&rdquo; olduğunu ve bunun, resmi ve &ouml;zel hayatta bile bir&ccedil;ok manevi (sorumlulukları) ve belirli k&uuml;lfetleri bulunduğunu g&ouml;z &ouml;n&uuml;nden uzak tutmayacaklarını kuvvetle &uuml;mit ederim. (1927-Atat&uuml;rk&rsquo;&uuml;n Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, Mustafa Kemal Atat&uuml;rk, TİTE-Yay. Nimet Arsan)</span></p> <p> <span style="font-size:16px;">04- İ&ccedil;inizde memleketi ve milleti en &ccedil;ok seven, aklına, ilmine, anlayışına, vicdanına en &ccedil;ok g&uuml;vendiğiniz; Namuslu ve d&uuml;r&uuml;st insanları (milletvekili) se&ccedil;iniz. Bu sayede Meclis sizin arzularınızı yapmaya, l&acirc;yık olduğunuz refahı sağlama g&uuml;c&uuml;ne sahip olacaktır., A&ccedil;ık ve sağlıklı d&uuml;ş&uuml;nmek, a&ccedil;ık (saydam/şeffaf) ve tutarlı hareket etmek, bu suretle T&uuml;rk&rsquo;&uuml;n y&uuml;ksek siyasi m&uuml;essesesi, Cumhuriyeti y&uuml;kseltmek... Bu g&ouml;r&uuml;şleri tartışanlar, asla, birbirine karşı değillerdir. &Ouml;nemli olan bu g&ouml;r&uuml;şlerin başarılı olmasıdır. Milletin, hatalardan korunması i&ccedil;in tek sağlıklı &ccedil;&ouml;z&uuml;m: D&uuml;ş&uuml;nce ve yaptığı işleriyle milletin g&uuml;venini kazanmış, siyasi bir partinin se&ccedil;imde millete yol g&ouml;stermesidir. (1927-Nutuk, Cilt: 2-1960)</span></p> <p> <span style="font-size:16px;"><strong>T&Uuml;RK İNKİLABININ Y&Ouml;NETİM İLKELERİ</strong></span></p> <p> <span style="font-size:16px;">05- İrade ve egemenlik milletin t&uuml;m&uuml;ne aittir. Demokrasi, milli egemenlik prensibinin esasıdır. Ger&ccedil;ekte, idare edenler &ldquo;<strong>millet adına</strong>&rdquo; egemenlik kullanırlar. O halde, devlette idare edenler demokrat olmalıdır. H&uuml;k&uuml;met prensibi de, adalet sevgisini ve ahl&acirc;k fikrini gerektirir.<br /> Zira Cumhuriyet ve Demokrasi memleket aşkıdır. Millet aşkıdır. Aynı zamanda, babalık ve Analıktır. H&uuml;k&uuml;metlerin &ouml;ncelikli g&ouml;revi: Kişisel h&uuml;rriyetlerin sağlanması, adalet ve barışın s&uuml;rekli kılınmasıdır. (M. Kemal Atat&uuml;rk)</span></p> <p> <span style="font-size:16px;">06- Devlet adamı gelecek kuşakları d&uuml;ş&uuml;nen (y&uuml;ksek ahl&acirc;k, ilim, adalet, basiret ve beka sahibi) kişidir. Politikacı ise; Gelecek se&ccedil;imleri d&uuml;ş&uuml;nen (hırs ve ihtirasına zebun) kişi olarak tarif edilir. (Uğur, İsmet İn&ouml;n&uuml;, s. 9-10)</span></p> <p> <span style="font-size:16px;">07- &ldquo;&hellip;bu yazılmamış olan ve milletin şuurunda yaşayan (evrensel adalet, milli k&uuml;lt&uuml;r, medeni siyaset ve k&uuml;resel barışa dair) kanunlara riayet etmeyen her meclis, her m&uuml;essese ve her &ouml;rg&uuml;t, nihayet dayandığı kanunların kendilerini m&uuml;dafaa etmediğini g&ouml;rmeye mahk&ucirc;m oluyorlar, olacaktır&hellip;&rdquo; (Uğur, İsmet İn&ouml;n&uuml;, s. 31-32)</span></p> <p> <span style="font-size:16px;">08- Bir kanun kabul edilirken her birimiz şu veya bu fikirde bulunabilir, m&uuml;cadele ederiz. O idareden sonra iktidarlar da değişir. Onu yapmış olanlar gider, biz geliriz, başkası gelir. Her mesuliyet alan adam, ondan evvelki h&uuml;k&uuml;metin &ccedil;ıkardığı kanuna g&uuml;venerek işini, sermayesini getirmiş olanların, kendilerine kanunla temin ettirilmiş olan b&uuml;t&uuml;n haklardan endişe etmeksizin istifade etmeleri şarttır. Petrol kanunu mevcuttur. Mevcut olduğu gibi tatbik edilecektir. Yabancı sermaye ile kim memleketimize gelmişse emniyettedir. (Mehmet Turgut, Siyasetten Sahneler, B.Yay-1991 s.61)</span></p> <p> <span style="font-size:16px;">09- T&uuml;rkiye B&uuml;y&uuml;k Millet Meclisi k&uuml;rs&uuml;s&uuml; m&uuml;bal&acirc;atsızlığa (saygısızlığa) asla gelmez.&nbsp;</span></p> <p> <span style="font-size:16px;">Ben bu k&uuml;rs&uuml;ye her &ccedil;ıkışımda onun mehabetini (y&uuml;celiğini), Meclisin b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ve ehemniyetini duyarım. (Bilsel, İsmet İn&ouml;n&uuml;: B&uuml;y&uuml;k Devlet Reisi, s.ıv) &ldquo;Vekillerin de, reis-i devletin de, herkesin de harek&acirc;tı, hatt&acirc; vaatları, hatt&acirc; retleri kanun, vazife, ahl&acirc;k kuyuduyla (kaydıyla, sınırları ile) &ccedil;er&ccedil;evelidir.&rdquo; (İsmet İn&ouml;n&uuml;&rsquo;n&uuml;n TBMM&rsquo; de Konuşmaları, 1920-1938, s.279) &ldquo;H&uuml;rriyet, fakat anarşi değil, disiplin, fakat cebir değildi ve Meclis g&ouml;r&uuml;şmelerinde s&ouml;z alanlar bu ilkeye &ouml;zen g&ouml;stermeliydiler. (Asım Us&rsquo;un Hatıra Notları: 1930&rsquo;dan 1950 Yılına Kadar Atat&uuml;rk ve İsmet İn&ouml;n&uuml; Devirlerine Ait Se&ccedil;me Fıkralar, s.331)</span></p> <p> <span style="font-size:16px;">10- Meclisin, m&uuml;zakerelerinde &ouml;zg&uuml;rl&uuml;kle (<strong>k&uuml;rs&uuml; masuniyeti ile sınırlı</strong>) sorumluluk arasında bir denge kurulmalıdır.&nbsp;M&uuml;zakerelerde, anarşiye gitmeyecek surette serbesti, cebre gitmeyecek surette disiplin olması gerekir. (Asım Us, Hatıra Notları, 1930&rsquo;dan 1950 Yılına Kadar Atat&uuml;rk ve İn&ouml;n&uuml; D&ouml;nemine Ait Se&ccedil;me Fıkralar, s.331) T&uuml;rkiye B&uuml;y&uuml;k Millet Meclisi&rsquo;nin irşadından (&ouml;ğreteceklerinden) istifade etmeli, hele onun salahiyetine &ccedil;ok dikkat ve riayet etmelidir. (İsmet İn&ouml;n&uuml;&rsquo;n&uuml;n TBMM Konuşmaları, 1939 -1960, s. 124) Ordu ile millet arasında yakın duyguların beslenmesinde en tesirli &ouml;rnek, TBMM ve &uuml;yelerinin davranışlarıdır. Meclisimizin orduya karşı tutumlarında b&uuml;y&uuml;k bir ilerleme olduğunu sevin&ccedil;le kaydedebiliriz. (<strong>1960 sonrası</strong>) Ge&ccedil;miş fırtınaların yanlış tefsirleri &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de unutulmaktadır. <strong>Ordunun şerefini korumakta dikkatli olmak</strong>, ordu i&ccedil;in en besleyici gıdadır. <strong>Buna karşı ordudan, millet savunmasında &ouml;devinin ehliyetlisi olmak, milletin istediği tek karşılıktır.</strong> (İsmet İn&ouml;n&uuml;., TBMM Konuşmaları, 1961-1973, s. 806-807) &ldquo;... Ordu temizdir, ordu hi&ccedil;bir vesile ile memleketine zarar getirecek bir harekete vasıta kılınamaz. T&uuml;rk ordusunun geleneği budur. Bunu daima ispatlamıştır. T&uuml;rk ordusunun, milletin istemediği bir harekette bir serg&uuml;zeşt&ccedil;inin peşinde gittiğini kimse g&ouml;rmemiştir. (Age., s. 428)</span></p> <p> <span style="font-size:16px;"><strong>KISSA&rsquo;DAN HİSSE:</strong></span></p> <p> <span style="font-size:16px;">Bu kurallar, Cumhuriyet&rsquo;i taşıyan; demokrasi, adalet, insan hakları ve hukuku ebed-m&uuml;ddet kılan ilk&rsquo;ler; Temeller ve binlerce yıllık devlet geleneğimizin miyarı (&ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;, kriteri) ve &ccedil;imentolarıdır. Milletin Vekilleri &amp; t&uuml;m yetki ve sorumluluk sahipleri;&nbsp;Devleti İdareye l&acirc;yık, halkın itimadına mazhar; Kıdem, ehliyet ve liyakat sahibi, &ldquo;namuslu, d&uuml;r&uuml;st, &uuml;retken, ilkeli, adil, onurlu ve sorumlu&rdquo; olmak zorundadırlar. Yukarıdaki ilkeler devlette y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kte, h&uuml;k&uuml;mette h&acirc;kim ve h&uuml;k&uuml;mran değilse!.. &quot;Şark kurnazlığı, d&ouml;nme ve devşirmelerin Bizans oyunları ile kifayetsiz muhteris bedhahların icraya &ccedil;&ouml;reklenmiş ve siyaset fazilet olmaktan &ccedil;ıkmış; B&ouml;yle bir şeamette Meclis tefess&uuml;h etmiş (&ccedil;&uuml;r&uuml;m&uuml;ş / bozulmuş / yozlaşmış), h&uuml;k&uuml;metler acze d&uuml;şm&uuml;ş; demokrasi dumura uğramış; Yargı, adalet, hukuk, emniyet / g&uuml;venlik ve denetim &lsquo;tarafsızlık ve bağımsızlığını&rdquo; yitirmiş demektir!.</span></p>

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!