Aydın
10 Eylül, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    38.01
  • EURO
    42.12
  • ALTIN
    3685.4
  • BIST
    9.477
  • BTC
    76538.750$

Özlem Çerçioğlu’nu övdüm takipçim kalmadı…

Özlem Çerçioğlu’nu övdüm takipçim kalmadı…
Bir zamanlar Özlem Çerçioğlu ve Aydın BŞB ile çalışan Gazeteci Ümit Yeşildağ, Çerçioğlu’nu övdükten sonra başına gelenleri anlattı. Yeşildağ şöyle dedi: “Özlem hanıma övgüler yağdırdım, sosyal medyada yalnızlaştım. Özlem Hanım’a övgüler yağdırdıkça, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin haberlerini eskisinden daha özenli, daha parıltılı bir şekilde okuyucuya sundukça; bunun bana güç, itibar ve etkileşim katacağını sandım. Sanırım yanıldım… Çünkü beklediğim alkış yerine ağır bir sessizlik çöktü üzerime. Etkileşim artmadı, tam tersine dibe vurdu!”
AYDINDA İMAR RANTINA SON

Aydın BŞB Başkanlığı şirketi Ege-Et’ten reklam alıp Özlem Çerçioğlu’nu övücü yazılar kaleme aldığını itiraf eden Yeşildağ, Çerçioğlu ile tanışmadan önce çok sayıda takipçisi olduğunu kaydederek, daha sonra haber ve paylaşımlarına tek bir beğeni dahi gelmediğini belirtti.

Yeşildağ’ın samimi ikrarları, halkın Özlem Çerçioğlu’na karşı olan tepkisinin en canlı örneklerinden biri olarak tarih kayıtlarına geçti.

İşte Ümit Yeşildağ’ın halkın tepkisini sadece Çerçioğlu’na karşı değil, O’nu destekleyenlere karşı da koyduğunun itirafı olan o yazısı:

Özlem Hanım’a övgüler yağdırdım, sosyal medyada yalnızlaştım!

Kıymetli dostlar, kamuoyunun dikkatine sunmam gereken bir serencam var. Belki siz de okurken kendinizden bir parça bulacaksınız, belki de “aman canım, bana olmaz” deyip geçeceksiniz. Ama emin olun, benim yaşadıklarım bir tür sosyal medya romanı niteliğinde…

HER ŞEY ÇOK NORMALDİ…

Altı ay öncesine kadar hayatım gayet olağandı.

Facebook sayfamda 5000 arkadaşım vardı; ne eksik, ne fazla. Paylaşımlar gayet yolundaydı. Yazılar yazıyor, güncel haberler paylaşıyor, ara sıra canlı yayınlarla dostlarla buluşuyordum.

Beğeniler geliyordu, yorumlar geliyordu, “elinize sağlık, kaleminize bereket” deniliyordu.

Derken, işte bir gün hayatın o garip dönemeçlerinden biriyle karşılaştım.

EGE ET REKLAMLARI VE SONRASINDAKİ SUSKUNLUK

O meşhur dönemeç: Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan Ege Et reklamları…

Sitemizde yayımlamaya başladığımız o reklamlar, görünürde masum, sıradan ve belki de “yerel ekonomiye katkı” içerikli bir işbirliğiydi.

Ama ne olduysa ondan sonra oldu!

Sanki bir düğmeye basıldı.

Bir süre sonra fark ettim ki, Facebook’taki koca 5000 kişilik arkadaş listem bana küsmüştü.

Paylaştığım güncel haberler, uzun uğraşlarla kaleme aldığım makaleler, sabahlara kadar hazırladığım canlı yayınlar…

Hepsi birer hayalet gibi dolaşıyor, kimsenin dikkatini çekmiyor, kimsenin “like” butonuna dokunma ihtiyacı bile kalmıyordu.

İnanın tek bir kişi bile etkileşim vermiyordu. Tek bir kişi!
Bu durum, sosyal medya tarihine geçecek cinsten.

NEDEN BÖYLE OLDU?

Başlangıçta anlam veremedim.

Kendi kendime sordum:

“Yahu ben ne yaptım? Hangi yanlışımı gördüler? Yazdıklarım mı sıkıcı geldi? Yoksa Ege Et reklamları mı onların boğazına takıldı?”

Cevap bulamadım.

Ama insan beyni boşluk bırakmaz; ben de bulamayınca, haliyle ağzımı bozdum.
Kendi sayfamda, kendi arkadaşlarıma kırıcı laflar etmeye başladım.

İroniyle başlayan eleştiriler, zamanla öfke patlamalarına dönüştü.

Kimi zaman kendime kızdım, kimi zaman onlara…

ARTIK SADECE AÇIK ARIYORLAR

Ve geldik bugüne…

Artık sayfamda insanlar benim yazdıklarıma bakmıyor.

Haberlerime ilgi göstermiyor.

Canlı yayınlarımı izlemiyor.

Sadece pusuda bekliyorlar.

Bir hata yapayım diye…

Bir yanlış kelime kurayım, bir fotoğrafı yanlış zamanda paylaşayım, birini incitecek bir cümle sarf edeyim diye…

Sanki bütün varlık sebepleri, benim açığımı yakalamak olmuş.

BU BİR YAKINMA DEĞİL, BİR DURUM TESPİTİ

Şimdi buraya kadar anlattıklarım size bir “yakınma yazısı” gibi gelmiş olabilir.

Ama değil!

Bu, düpedüz bir durum tespitidir.

Sosyal medya çağında, insanların bir klikle sizi var ettiği, bir klikle de yok saydığı gerçeğinin canlı bir örneği…

Bir gün göklere çıkarılırsınız, ertesi gün kimse yüzünüze bakmaz.

Bir gün “usta gazeteci” olursunuz, ertesi gün “yok hükmünde” sayılırsınız.

İşin ironisi de burada zaten: İnsan ilişkileri artık sahici değil, algoritmaların gölgesinde yaşanıyor.

KAMUOYUNUN DİKKATİNE…

Benim hikâyem bir sosyal medya dramı değil.

Bir şehrin siyasetiyle, ticaretiyle, bürokrasisiyle iç içe geçmiş bir medya gerçeği.

Aydın Büyükşehir’le yapılan bir işbirliği sonrası yaşanan sosyal yalnızlık hali…

Adeta görünmez bir duvar.

Bugün bunu anlatmak istedim.

Kimseye doğrudan suç atmak, parmak sallamak için değil…

Ama tarihe not düşmek için.

Çünkü bu hikâye, yarın başkasının da başına gelebilir.

ETKİLEŞİM DİBE VURDU!..

Oysa ben tam aksini beklemiştim…

Özlem Hanım’a övgüler yağdırdıkça, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin haberlerini eskisinden daha özenli, daha parıltılı bir şekilde okuyucuya sundukça; bunun bana güç, itibar ve etkileşim katacağını sandım.

Sanırım yanıldım… Çünkü beklediğim alkış yerine ağır bir sessizlik çöktü üzerime.
Etkileşim artmadı, tam tersine dibe vurdu!

Kamuoyunun dikkatine sunarım.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!